Tek karelik havuz içinde havuz!
Mustafa Çevikel kızgın, “Bu rozet ile onurum arasında açıklama yapmaya çalışıyorum. Diğerleri bir yerlerden icazet beklerken, biz tek başımıza açıklama yapıyoruz” diyor.
Rozet, altı oklu.
Ve tek başına değil aslında.
Açıklama yaparken yedi kişi var yanında.
Beklediği ise çok daha fazlası.
Onun için kızgın.
Onun için “Bu salonu dolduracak, yolları kapatacak güce sahip biriyim ancak bugün engellemelerle karşılaştık. Arkadaşlarımız son dakikada cep telefonlarına gelen mesaj üzerine toplantıya gelmekten vazgeçmek zorunda bırakıldı” diyor.
Serdar Sandal belki de Mustafa Çevikel’in başına gelenlerden etkilenmiş, bir mesajla yola çıktı:
“Korkunun, yılgınlığın, bezginliğin egemen olduğu bu ortamdan tek çıkış yolu; CHP’nin iktidara gelmesidir. İşte böyle bir ortamda arkadaşlarımızla beraber yüreğimizi, enerjimizi, bilgi-birikimimizi, örgüt deneyimimizi ‘tam kapasite’ ortaya koyarak, CHP’nin İzmir il Başkanlığı’na sizlerin desteği ve oy’larıyla adaylığımı açıklıyorum.”
Haydi hayırlısı.
Unvanı kalabalık adaylardan “CHP Parti Meclisi Üyesi ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Danışmanı” Levent Eyipişiren’i de sinirli gördüm
O da kendisine “ithal aday” denmesinden yana yakıla şikâyet ediyor.
Bir de Ali Engin var.
İddialı mı iddialı.
“Yüzde 90 adayım. Nihat Matkap’la görüştüm. Kendisi bana, ‘Seninle ilgili güzel şeyler söyleniyor. İyi bir partilisin. Bu işi yapabilirsin. İzmir kendisine il başkanı seçecek demokratik olgunluğa sahip’ dedi. Adaylığımı açıkladığımda seçimi kazanamama gibi bir ihtimal yok” demişti bir hafta önce.
Ve bir hafta “vade” vermişti beklenen açıklaması için.
O vade, önceki gün doldu!
Ali Engin gibi adaylığını henüz açıklamayanlar gibi, “son dakika” golü atmak için “kapalı alanlarda” çalışan o kadar çok kişi var ki; onların isimleri “çarşaf listeye” dahi zor sığar!
Üstelik 3 Haziran’da yapılacak CHP İzmir İl Kongresi’ne daha çok zaman var.
Tam 10 gün.
Ne demişti Süleyman Demirel?
“Siyasette 24 saat bile uzun bir süredir.”
Bu durumda, önümüzdeki 240 saatte, neler olur neler!
Fatih Terim yılın babası
Terim Ailesi binmiş tekneye, açılmış denize.
Haklarıdır.
Onca heyecan, gerilim, kavga, gürültüden sonra en iyisini yapmış Fatih Terim.
Yeşil sahalardan sonra, mavi sular “ilaç gibi” gelecektir ona ve sevdiklerine.
Ama hepsinden önemlisi kızı Buse’nin Twitter’de paylaştığı fotoğraf.
Yüzünü babasının göğsüne yaslamış.
Altına da sadece üç kelime yazmış:
“Huzurum, her şeyim...”
Atılan goller.
Binlerce insanın yeri göğü sarsan tezahüratı.
Şampiyonluk kupası.
Geçin hepsini.
Bir baba için evladından “her şeyim” sözcüklerini duymaktan daha mutluluk verici ne olabilir?