Gelir İdaresi Başkanlığı, 30 Haziran 2012 tarihi itibariyle 1 milyon lira ve üzerinde vergi borcu bulunan mükelleflerin listesini yayımladı.
Tak 149 sayfa.
Baktım.
Daha ilk sayfadaki 50 isim arasında tam 21 tane “İmar Bankası” var.
Yapmayın Allah aşkına.
İmar Bankası mı kaldı ortada?
Sahiplerinin ele geçirilebilen nesi var, nesi yok alındı zaten.
Buna rağmen listeyi İmar Bankası ile doldurmanın, sayıları “kabarık” göstermekten öte ne anlamı var?
Gelir İdaresi gerçekten “gelir elde etmek” istiyorsa, başka yerlere bakmalı.
Maliye Bakanı geçen gün açıkladı.
300 bin lüks aracın satışını incelemeye almışlar.
Böylece bir taşla iki kuş vurup, hem lüks oto satışlarında herhangi bir vergi kayıp-kaçağı olup olmadığını, hem de sahiplerinin vergi ödeyip ödemediğini ortaya çıkarmayı istiyorlarmış.
Oto satışlarındaki vergi hesabı devede kulak.
Oradan beş kuruş bile almasanız, ne gam.
Siz asıl öbür tarafa bakın.
O araçları alanlar kaç para vergi ödemişler, asıl o listeyi yayınlayın!
Sayın Maliye Bakanı kusuruma bakmasın. Bugüne kadar olan yapılan ciddiyetsiz ve samimiyetsiz açıklamalardan kaynaklanan güvensizliğe versin endişemi.
Ama ve acaba, kendisi ne denli ciddi ve samimi?
Diyelim ki:
Çok ciddi ve gerçekten samimi.
Bu durumda başka bir soru geliyor gündeme:
Ne kadar cesaret sahibi?
Çünkü “zor iş” bu dediği.
Sıra “vergi kaçıranların yakasına yapışma” faslına geldiğinde, önüne kim bilir, kimler çıkacak?
Dayılar.
Amcalar.
Yeğenler.
Uzaktan akrabalar.
En tehlikelisi de “gizli-saklı” ortaklar, “cümbür cemaat” dikilecekler karşısına!
Artık sonrası sayın bakanın cesaretine kalmış.
Çünkü kimi “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye hava atıp, caka satacak.
Kimi için asla “hayır” denemeyecek kişilerden, yağmur misali “rica” yağacak.
Kiminin de “kimlerden olduğunu” zaten kendisi, daha ilk bakışta anlayacak!
Yani.
İşte o zaman ne olacak?
Zavallılar
Adı üstünde:
Heykel.
Sövsen de, saysan da, nafile.
Ne ağzı var, ne dili.
Öyle durur.
İster taş at.
İstersen al sopayı, vur tepesine.
“Gıkı” çıkmaz.
Hatta üç-beş kişi üzerine çullanıp, yerle bir etseniz onu; dönüp bakmaz.
Bakamaz.
Çünkü adı üstünde:
Heykel.
Ya siz kimsiniz?
Hey.
Selçuk Yaşar’ın Bostanlı’daki heykeline saldıranlar, size söylüyorum.
Siz kimsiniz?
İnsan olmadığınız belli de...