Büyük iddiaları seven, büyük hayalleri olan biri olarak; Binali Yıldırım’ın lafına bayıldım:
“Çandarlı’nın yanında Pire Limanı pire gibi kalacak.”
Oh be.
Nihayet.
Boşuna “nihayet” demedim. Çünkü çok eski bir hikâye bu.
Kimine göre 30 yıl öncesine dayanıyor Çandarlı’ya liman yapılması niyeti, kimi de 2000 yılının Ekim ayında ve üstelik benim yanımda dile getirmişti aynı hevesi.
Geçen gün internette bir şeyler araştırırken çıktı karşıma, Hürriyet’in 5 Ekim 2000 tarihli haberi.
İşte o zaman hatırladım İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’ın, Hamburg’a gittiğimizde Çandarlı Limanı konusunu gündeme getirdiğini.
Demirtaş “ihale aşamasında olan Çandarlı Limanı” sözcüklerini kullanmış haberde.
Ne aşama imiş ki, ihalesi yeni yapılıp, temeli Pazar günü atıldığına göre, tam 11 yıl geçmiş aradan.
Şükür.
Buna da şükür.
* * *
Aslında Hannover’de düzenlenen EXPO 2000 için gitmiştik Almanya’ya.
Aynı haberde, benim sözlerime de yer verilmiş:
“İTO heyetiyle birlikte incelemelerde bulunan İZFAŞ Genel Müdürü Feyzi Hepşenkal da Türkiye’nin EXPO’yu düzenleyen kuruluşa üye bile olmamasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Kenya, Bangladeş gibi ülkelerin dahi EXPO’ya üye olduğuna dikkati çeken Hepşenkal, ‘EXPO yapılacaksa İzmir’de yapılmalı. Ama EXPO’ya talip olmak için önce niyet, ciddiyet ve cesaret gerekli. Devletin bu işe sahip çıkması gerekiyor. İşi ciddiye alıp, vakit kaybetmeden girişimlerde bulunmalıyız. Bu fuara katılarak aramızdaki mesafeyi gördük. Düzenlediğimiz fuarlardaki eksiklerimize ve neler yapabileceğimize ilişkin izlenimler edindik’ diye konuştu.
Almanya, Fransa, Meksika, Avrupa Birliği ve Türkiye pavyonlarını gezdiklerine de dikkati çeken Hepşenkal, Türkiye Pavyonu’nda ise hayal kırıklığına uğradıklarını ifade etti. Yaklaşık 10 milyon dolar harcanarak yapılan Türkiye Pavyonu’nun, diğer ülkelerin pavyonlarına göre hiçbir iddiası olmadığına dikkati çeken Hepşenkal, ‘Umduğumuzu kesinlikle bulamadık. Bana verseler 10 milyon doları, bizim fuarı ayağa kaldırırım. Türkiye artık uluslararası organizasyonlarda yerini almalı ve iddialı olmalı, kendini en iyi şekilde tanıtmalı’ dedi.”
* * *
11 yıl sonra, sözlerimin “aynen” arkasındayım.
Bu bir.
Ve ikincisi...
Çandarlı Limanı’nın yapılmasında ne denli geç kalmışsak, kabul ve itiraf ediyorum ki:
EXPO konusunda her şeye rağmen iyi mesafe almışız.
Tebrikler Kemal Bey!
Bir partinin milletvekili adayının, başka bir partinin milletvekili adayı için oy istemesi; ifade edildiği gibi:
Siyasette ilk kez gerçekleşen bir olay.
Yer Konya.
Olayın kahramanı, CHP’nin altıncı sıra milletvekili adayı Durmuş Ali Karamut.
Akören ilçesine bağlı Çatören köyünde düzenlenen şenlikte yaptığı konuşmada şöyle diyor:
“Ben sizden rica ediyorum. Lütfen her biriniz bir mum olarak, Sayın Davutoğlu’nun ateşini sürekli yanar halde tutun ki, dış politikada Türkiye zaafa uğramasın.”
Ne demek bu?
“Bana değil, ona oy verin.”
Aferin.
Bir aferin de, Kemal Kılıçdaroğlu hak ediyor haliyle.
Elbette.
Durmuş Ali Karamut’u onca kişi arasından seçip, CHP adayı yaptığı için!
Tek karelik ağır vasıta