Canavarın sayısı

Uzun söze gerek yok. Örneğin 7 kelimeden veya 53 harften oluşan bir metin, pekâlâ bir sayı ile ifade edilebilir.
Onun için iyisi mi, özellikle “6222” sayısını herkes, hemen ezberlemeli.
Nedir 6222?
Açılımı şu:
“Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun”
31 Mart 2011’de TBMM’de kabul edilen...
14 Nisan 2011’de de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu yasa, Türkiye’de Anayasa’dan bile önemli şu günlerde.
Yolu 6222’den geçenler, önce Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, oradan Beşiktaş Adliyesi’ne, arada Haseki Hastanesi’ne ve nihayet Metris Cezaevi’ne doğru ve de kahır dolu bir yolculuğa çıkıyorlar.
* * *
6222 sayılı yasada bilinmesi gereken ilk şey ise 11’inci madde.
Madde sekiz bölümden oluşuyor.
Ve daha ilk adımda, oraya uzatılan kafalar “aynen şu şekilde” kopartılıyor:
“Madde 11-(1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve yirmibin liraya kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.”
* * *
Şimdi dikkat:
“(4) Suçun;
a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,
b) Spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından,
c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,
ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla,
işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Yani...
Kulüplerin başkan ve yöneticileri ile Futbol Federasyonu yöneticiliği gibi görevler üstlenmiş olanları bekleyen felâket daha da büyük.
* * *
Gelelim sayıların gizemine...
Nasıl ki “666” mistik âlemde “canavarın sayısı” olarak kabul ediliyorsa, Türkiye’de milyonlarca insanın hüznü ve sevinci ile milyonlarca liranın akıbetini bir futbol topunun içine gizleyip, istedikleri gibi oynayanların karşısında da artık bir canavar var.
Ve o canavarın sayısı da...
6222.


Tek karelik geyik muhabbeti!

Ne mutluyum ne umutlu!

Ergenekon, Balyoz ve diğer önemli (Deniz Feneri dahil) davalar için ne düşünüyor ve istiyorsam; “Temiz Krampon” davası için de aynı şeyleri düşünüyor ve istiyorum.
Nedir onlar?
1- Yargısız infaz yapılmamalı.
2- Soruşturma sürecinde el altından bilgi sızdırılmamalı.
3- Tutukluluk bir ceza olmamalı.
4- İnsanlara eziyet yapılmamalı.
5- Davalar hızla sonuçlanmalı.
6- Suçlu ile suçsuz birbirinden ayrılırken adalet terazisi milim sapmamalı.
Derseniz ki:
- Bütün davalara bakarak, yaşananlardan mutlu musun?
Hayır.
- Olacaklardan umutlu musun?
Maalesef yine hayır.
Not: Aziz Yıldırım’ın sorgu evrakına henüz tutuklama kararı verilmeden adres olarak “Metris Cezaevi” yazılması... Mahmut Özgener’in savcı tarafından serbest bırakılmasına rağmen, oradan oraya itilip kakılarak, saatlerce ıstırap çekmesine yol açılması bile, insanı “umutsuzluğa” sevk etmiyor mu?