İzmir’den, Kars’tan, Edirne’den, Osmaniye’den, Çorum’dan, Bursa’dan; Türkiye’nin her köşesinden gelmişler.
Kimi “vatan borcu” dediği için, gönülden.
Kimi “kanun emri” olduğu için, mecburen.
“Yaylalar” türküsü eşliğinde koşmak, güzel.
O çocuklara “takım ruhu” aşılamak, iyi.
Ya sonra?
Çoğu “sağa dön, sola dön, çök, kalk” talimiyle geçen ve adına “eğitim” denen iki aylık sürecin ardından onları “ateşe atmaya” gelirse sıra...
Hemen durun orada.
Çünkü onların çoğu gerçekten “çocuk” yaşta.
Ama...
Tabanca, top, tüfek, bomba...
Bunlar “çocuk oyuncağı” değil.
Dağ, tepe, bayır, ova, mağara...
Buraları “oyun alanı” değil.
Takip, pusu, çatışma...
Yapmayın
Bu iş “oyun” değil.
Biri bana, içi bomba dolu bir cephaneliğin kapısından “teskere günü bekleyen erlerin” içeri sokulmasındaki mantığı anlatsın hadi.
Üstelik gecenin bir vakti!
Deniliyor ki:
“Sayım yapılıyordu.”
Anlamadım.
Deseler ki:
“Çatışma bölgelerine acil sevkiyat yapılıyordu.”
Anlardım belki!
Defalarca yazdım, bu akıl almaz garabet sona erinceye kadar da yazacağım.
Bu devleti yönetenler, ciddi bir hazırlık sürecinden geçmeden insanı karakolda daktilo yazan polis memuru dahi yapmazken; o çocukları nasıl olur da ateşe atar?
Cevap istiyorum.
“Başkomutan” olarak, merasimlerde kutlamaları kabul etmenin tadına doyamayanlar; “içeridekilerden dışarıdakilere” bütün generaller; önce bu soruya cevap versin.
Yok.
Cevapla falan uğraşacak halimiz kalmadı artık.
Aranan şey, çözümdür.
Aranan şey, bulunan çözümü uygulayacak iradedir.
Aranan şey, ülkeyi yöneten iradenin, bu akıl almaz garabeti bitirecek “son kararı” vermesidir.
Muhtaç olduğumuz bu kudret, bizleri yöneten asil kadrolarda mevcut mu acaba?
Tek karelik sözün bittiği an
Altı üstü 1 yıl
MHP “27 Ekim 2013” dedi, CHP ise “3 Kasım 2013” tarihini münasip gördü.
Bana sorsalar, “20 Ekim 2013” derdim.
Madem yerel seçimler öne çekilecek, ne kadar erken, o kadar iyi.
Zira şu andan itibaren karınlar ağrımaya, yürekler pır pır etmeye başlayacak.
Görev başındakiler “koltuğunu koruma” derdinde, aynı sevdadan muzdarip binlercesi ise o koltuğu ele geçirmenin peşinde olacak.
Örnekse İzmir.
Hele Büyükşehir Belediye Başkanlığı ise asıl mesele...
Aziz Kocaoğlu’nun attığı her adımı takip, atacağı adımları da hesap eden; özellikle ve öncelikle iki kişi var:
Hakan Tartan.
Hüseyin Aslan.
Onlar zaten “müzmin” aday.
Hadi bakalım.
Bu sefer kısmetlerinde ne var?