KÂBUS dolu günler başlıyor.
Otobüsler birer canavara dönüşecek.
Minibüsler istilâ edecek her yanı.
Otomobiller ipten, kazıktan kurtulacak.
Devasa ses düzenleri, otobüslerin tepesine kurulacak.
Minibüsler cüsselerini aşan çığlıklar atacak.
Otomobil klaksonları kulakları patlatacak.
Ne oluyor?
Seçim.
Hele biraz küçük bir yerde yaşıyor da, belediyenizin köşe başlarındaki elektrik direklerine astığı hoparlörler alnıkabağınıza bakıyorsa, hepten ayvayı yediniz.
Beş dakikada bir, ipe sapa gelmez bir yığın boş laf, üzerinize üzerinize saldırıp, hayatı zindan edecek size.
Neden, ne oluyor?
Seçim.
* * *
Belediye çöpçüleri bir yandan sokakları temizlemeye uğraşırken, öte yanda belediye araçlarının üzerinde kepçelere tırmanan belediye işçileri, başkan adaylarının posterlerini asacak.
Parti bayrakları, birbirine karışacak gökyüzünde.
Pavyon ilânların yapıştırıldığı reklam panoları dahil, bilumum duvarlar aday ve parti afişleri ile sıvanacak.
Broşürler kaldırım kenarında birikecek, mazgallar tıkanacak.
Ne oluyor?
Seçim.
Kimse kusura bakmasın.
Böyle seçime itirazım var.
Dahası.
Gürültü yapan adaya, ortalığı kirleten partiye; insana ve çevreye saygısı olmayanlara verecek oyum yok!
Adaylara çağrımdır
EGE’DEKİ bütün belediye başkan adaylarına bir çağrım var:
En iddialı projenizi gönderin bana.
Eğer fizibilitesi eksiksiz yapılmışsa...
Gerçekten akla mantığa uygunsa...
İlinizin, ilçenizin geleceğinde yeni ufuklar açıyorsa...
O projenin arkasında durayım, sizinle beraber savunucusu olayım.
Ciddiyim.
Yapacağınız çorbaya tuz olmaya hazırım.
Çünkü yıllardır, hayali olan insanları arıyorum.
Hayal edemeyen, heyecan duymaz.
Heyecan duymayan, iddia taşımaz.
İddia taşımayan, başarılı olamaz.
Tek karelik hayaller