Boş vere boş vere, nerelere geldik?

HER şeye boş verebilsek keşke.
Tek derdimiz, meselâ İzmir olabilse.
Olmuyor işte.
Olmuyor.
Memleketin her köşesine ateş düşerken, her şeye nasıl boş verebilir insan?
Ne çare.
Bindirilmişiz bir alâmete...
Gidiyoruz meçhule!
Ve dillerde o şarkı...
“Saçlara dolunca aklar
Birden bir pişmanlık başlar
Sanki felek tokadını
Bizim gibilere saklar”
* * *
Yıl 1950. Yıl 1960. Yıl 1970. Yıl 1980. Yıl 1990. Yıl 2000.
Türkiye’nin kaderine bu yıllar boyunca hükmedenlerin “yaptıkları” ve “yapmadıkları” veya “yapamadıkları” bize ders olsun.
Saçlara ak dolmasını beklemeyelim artık.
Son pişmanlığın fayda etmediğini öğrenelim artık.
Yoksa...
Kahpe feleğin şakası yok.
Tokadı bastı mı, dumura uğrayan beyinlerin ne yana meyledeceği hiç belli olmuyor!
Nitekim.
Sekiz yıldır bu derdin ıstırabı, üzerimize kâbus gibi çöküyor.
İşe bakın.
Ülkenin Yargıtay Başkanı iki çift laf etti mi, “Herkes haddini bilsin” diye, ayağa fırlayanlar...
Anayasa Mahkemesi ve kararlarını, dolayısıyla Anayasa’yı “yok sayma” çağrısı yapan bir Anayasa Mahkemesi raportörüne; bir babanın evlâdına duyduğu şefkatle yaklaşıyor!
Söyleyin...
Neler oluyor?
Türkiye nereye gidiyor?
* * *
Derseniz ki:
“Boş vere boş vere ne hale geldik
Her yüze güleni biz dost bildik
Geçti yıllar bir su gibi
Neredeydik nerelere geldik”
Nereye mi geldik?
Yoksa siz...
Bir kör kuyunun dibine geldiğimizin, hâlâ farkında değil misiniz?


Korku dağları bekler!
ADALET Bakanı şöyle buyurmuş:
“12 Eylül’deki referandum, 10 genel seçimden önemlidir.”
Bence de referandum...
Özellikle ilk genel seçimden 20 kat daha önemlidir!
Malum.
Referandumun iki önemli hedefi var:
1- Anayasa Mahkemesi.
2- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Eğer referandumda iktidarın hayali gerçek olur da “Evet” kararı çıkarsa, hızla Anayasa Mahkemesi ile HSYK’yı çıkarlarına hizmet edecek biçimde yeniden yapılandıracaklar.
Çünkü korku, dağları bekliyor.
Ali Dibo’lar, gemicikler, havuzlu villalar, Ofer’ler...
Gıllıgışlı bin türlü iş seçimden sonra gündeme gelecek birer birer.
Yine malum.
Bakanlık, başbakanlık yapmış muhterem zevatı yargılama yetkisi Anayasa Mahkemesi’ne ait.
İktidarın telaşındaki sebep, işte bu kadar basit!


Tek karelik veda