Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BARCELONA’NIN kadrosunu bir çırpıda sayarım.
Tıpkı Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi.
Manchester United’ın, Real Madrid’in, Arsenal’in, İnter’in, Chelsea’nin, Bayern Münih’in, Milan’ın, Liverpool’un futbolcularından çoğunu da bilirim.
Tıpkı Trabzonspor ve Bursaspor gibi.
Ama yaşadığım şehrin futbol takımlarından habersizim.
“Karşıyaka’dan, Buca’dan, Göztepe’den, Altay’dan tek kişinin adını söyle” deseniz...
Söyleyemem.
Neden?
Futbol hayatımızın bu kadar içine girmişken... Hatta içimize işlemişken, yanı başımızdaki ve bir zamanlar uğruna yollara döküldüğümüz takımların neden çok uzağındayız şimdi?
* * *
Mesele “iddia” sözcüğü ile özetlenebilir herhalde.
İddian yoksa...
Yoksun.
Oysa...
Böyle miydi eskiden?
* * *
Misal, geçen çarşamba gecesi Beşiktaş ile İBB, Türkiye Kupası finalinde karşılaştılar. Uzatmada da 2- 2’lik eşitlik bozulmayınca maç penaltılara kaldı, sonuçta Beşiktaş kazandı.
İlginçtir.
1966-67 sezonunda oynanan Türkiye Kupası maçı da 2- 2’lik skorla bitmişti.
Finalin rakipleri ise Altay ile Göztepe’ydi.
İki İzmir takımı yani.
Kupayı Altay almıştı ama “alış şekli” de çok ilginçti.
Kupa “kura atışı” ile Altay’a gitmişti!
Asıl önemlisi...
Elbette İzmir’in taşıdığı iddia idi.
* * *
O iddiayı kanıtlayan başka bir bilgi vereyim.
Yine 1966-67 sezonunda 1. Lig’de İzmir’den kaç takım vardı, hatırlayan var mı?
Sıkı durun.
Tam beş takım vardı:
Göztepe, Altay, Altınordu, İzmirspor, Karşıyaka.
Ya önümüzdeki sezon kaç takım olacak.
Hiç.
Tıpkı 2003- 2004, 2004- 2005, 2005- 2006, 2006- 2007, 2007- 2008, 2008- 2009, 2009- 2010 sezonlarında olduğu gibi.
Maalesef.
“Acı gerçek” bu işte.
İddian varsa...
Varsın.
İddian yoksa...
Yoksun.
O kadar ki:
Yokluk malul olunca, en yakınındakiler bile tanımaz seni!

Bir zamanlar İzmir


Tek karelik uçuş

Havada panik!

Nereye baksanız her yer THY’nin başarı hikâyeleri ile kaynıyor.
Yapılan bazı işler gerçekten güzel.
Güzel de...
THY’den yapılan şu açıklama olmasaydı eğer!
“2011 yılı 1. çeyrek döneminde esas faaliyet zararımız 280 milyon lira olmuştur. Aynı dönem için bütçelenen zarar ise 105 milyon liradır. Bilanço kaynaklı kur farkı, faiz etkisi ile birlikte vergi sonrası zararımız 332 milyon lira olarak gerçekleşmiştir.”
1’inci çeyrekte yani 2011 yılının ilk dört ayında THY’nin zararı:
332 milyon lira.
Kurumlar vergisi sıralamasında 11’inci olan şirketin, koca bir yılın karşılığı olarak sadece 299 milyon lira vergi ödeyeceği düşünüldüğünde...
332 milyon liralık zarar, çok para!
O zaman da düşünüyor insan:
“Başarı” denilen şey buysa, acaba “başarısızlık” nasıl bir şey?