Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

KEŞKE denk gelse de, her yazımı; bir şiir, bir şarkı, bir türküyle bağlasam anlatmak istediğime.
Tıpkı şöyle:
“Bir dalda iki kiraz
Biri al biri beyaz
Eğer beni seversen
Mektubunu sıkça yaz”
Bugün hâlâ geçerli “iki kiraz” hikâyesi.
AKP mi “al” Saadet Partisi mi “beyaz” sevenine göre değişse de, bu iki parti, bir daldaki iki kiraz gibi!
Ama az kaldı.
Aybaşında bir kiraz tanesi daha patlayacak aynı dalda.
Özsuyunu Milli Görüş’ten alıp, aynı teknenin hamurunda yoğrulanlar, Numan Kurtulmuş’un önderliğinde “üçüncü kiraz” olarak, partilerini kuracaklar.
İşte o zaman.
Ya yeni bir türkü yazılacak.
Ya da var olan...
“Bir dalda üç kiraz
Biri al, biri beyaz, biri turkuaz” diye okunacak!
Kirazlar AKP, SP ve Kurtulmuş’un partisi ise “dal” da, Milli Görüş’ün asli sahibi Süleyman Karagülle olmalı.
O ise üzerinde yeşeren ürünlerden hiç memnun değil.
Hele Recep Tayyip Erdoğan ile Numan Kurtulmuş’tan hiç değil.
Yalnızca Erbakan’ı ayrı tutuyor.
Hoş.
Onu da eleştiriyor ama daha ziyade “yanındakiler” nedeniyle!.
Diyor ki:
“Erbakan’ın yanındakileri uyandırma ümidim yoktur. Çünkü denedim ve en küçük bir kıpırdama görmedim. Samimiyetlerinden şüphem yoktur ama maalesef uykudadırlar.”
2009 yılının baharında (ki alenen yaptığı son açıklama olmalı) tavsiyesi şuydu Erbakan’a:
“Erbakan partiden tamamen uzaklaşmalı, ilgisini tamamen kesmelidir. Böylece tekel sermaye Saadet Partisi’ni destekler. Bu sayede AK Parti çöktüğünde Saadet Partisi gelir. Yoksa ‘Adil Düzen’e karşı olan partiler ortaya çıkarlar.”
Ama Erbakan tam aksini yaptı.
Tekrar partinin başına geçti.
Üstelik “uykucuları” daha da yakınına alarak!
O halde...
Ne olacak şimdi?
Süleyman Karagülle’den bu kez “acil görüş” bekliyoruz.

Haberin Devamı

İzmir’in yeni farkıYargıdaki meçhule gidişin yarattığı karamsarlığı biraz olsun dağıtan gelişmenin İzmir’de gerçekleşmesini sağlayanlara binlerce teşekkür.
Çünkü sayelerinde İzmir’in Baro Başkanı ilk kez bir kadın oldu.
Samimiyetle söylüyorum.
Türkiye’deki makamlar bir anda el değiştirse... Ne kadar erkek varsa hepsinin yerine birer kadın gelse, çok şey düzeliverir kendiliğinden.
Makam sahibi erkeklerin eşleri bile otursa, aynı koltuklara... Misal, Cumhurbaşkanı Hayrunnisa Hanım, Başbakan Emine Hanım olsa...
İnanın, o kadarı bile ciddi fark yaratır.
Ama koltuğuna karısına dahi terk etmeyi göze alacak bir erkek...
Ah.
Nerede öyle erkek!
Onun için kadınlar asılmalı her yerde, her göreve.
Tıpkı İzmir’de, İzmir Barosu seçiminde olduğu gibi.
Özdemir Sökmen arkadaşımdı.
Başkanlığı kaybetmesine haliyle üzüldüm biraz.
Ama kazanan Sema Pekdaş olduğu için de...
Çok sevindim.

Haberin Devamı

Tek karelik Moğol Prof.!

Bir dalda üç kiraz