BİR insanın... Hatta bir ülkenin düştüğü durumu anlamaya, bir tek cümle yeter mi?
Bazen yetiyor.
Tıpkı şu cümle gibi:
“Bostancı’da oturan R.S. (19), internet üzerinden tanıştığı ve 800 TL karşılığında cinsel ilişki için evine çağırdığı F.K. ile O.K. tarafından tecavüze uğradığını ve gasp edildiğini söyleyerek polise müracaat etti.”
Peki, ne öğrendik şimdi?
Genç bir kadın, internet üzerinden “tanımadığı” kişilerle “aracısız” ilişki kurmuş.
Yüzlerce film izledim, yüzlerce roman okudum.
Böyle bir sahnenin gerçekleştiğine hiç tanık olmadım.
Yani R.S. gerçekten profesyonel bir fahişe olsa, tanımadığı insanları evine çağıracak kadar gözü kara olamaz.
O zaman...
Olan ne?
İnsanın gözünü bu kadar karartacak tek şey vardır:
Çaresizlik.
* * *
Hatırlıyorum da, Başbakan Erdoğan tam da yerinde, yani memleketi Rize’de şöyle demişti:
“Rize’nin güzel bir sözü var: Dünyada 3 şeye çare bulunmaz, bir göğe direk, iki denizde kapak, üç ölüme çare.”
Madem öyle...
İnsanlar çaresiz kaldıkları için “fahişelik” yapmasınlar.
Bulun çaresini.
İnsanlar çaresiz kaldıkları için “hırsızlık, darp, gasp” yapmasınlar.
Bulun çaresini.
İnsanlar sebebi ne olursa olsun “tecavüz” gibi iğrenç eylemlerin suçlusu olmasınlar.
Bulun çaresini.
* * *
Yeri gelmişken aktarayım.
Rize’nin başka güzel sözleri de var.
Mesela:
Kurdun adı çikti, çakallar baş koparayi
Mesela:
Ortak mala çöpek bile işemez
Mesela:
Yuz sene ilerisinu duşun, bir da cerisini
Mesela:
Ne doğrarsan çanağuna, o gelur kaşiğuna
Sözü toparlarsak:
Az bekle hemşerum, doğraduğun ne varsa çanağuna, hepsu gelecek kaşiğuna
Eski dostlar
YİNE bir cami... Yine bir cenaze töreni... Yine bir veda.
Bu kez Süleyman Özçalışkan’a.
Kimler yoktu ki onu uğurlamaya gelenler arasında.
Hepsini iki kelime ile tanımlamak mümkün aslında:
Eski dostlar.
Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokrat Parti çizgisinde siyaset yapanlar da oradaydı; CHP’nin köklerinden gelenler de...
Acı tatlı ne yaşanmışsa, onlar için birer “unutulmaz hatıra” olmuştu artık.
“Hatırlar mısın” diye başlayan cümleler kuruluyordu hep.
Bazılarını hatırlıyordum elbet.
Anladım ki...
Dinlemem, öğrenmem gereken daha çok şey var.
Hepsinden öte bildiğim ise...
Siyaset bir zamanlar daha erdemli, daha sevimli, daha renkli bir biçimde ve “halkın içinde” yapılıyordu.
Süleyman Özçalışkan da bu değerlere katkı sağlamıştı hayatı boyunca.
Huzur içinde yat Süleyman Ağabey...
Mekânın cennet olsun.
Tek karelik masa