Benim “akil” insanlarım

Her zaman, her yerde, her konuda “akil adamlara” veya daha doğru bir tanımla “akil insanlara” ihtiyaç var.

“Akil” sözlük anlamıyla “akıllı” demek.

Yok.

Sadece “akıllı” olmak yetmez.

Bir insana “akil” namını vermek için başka özellikler de aranmalı mutlaka.

Ve “güven” olmalı bunların başında.

O kişinin aklına güven, fikrine güven, ahlâkına güven... Say sayabildiğin kadar.

Sonra “önyargısız” olmalı akil insan.

“Hırslarından arınmış” olmalı.

“Cesur” olmalı.

“Sabırlı” olmalı.

“Uzlaşma kültürüne sahip” olmalı.

Halkın bir bölümü hatta çoğunluğu sevmese bile ona “saygı” duymalı.

Radikal Gazetesi kendi yazarlarından 10’ar kişilik liste yapmalarını istemiş.

Altı listenin dördünde Yaşar Kemal’in adı var.

Onsuz olmaz zaten.

Benim listemde de var elbet.

Yine o listelerde yer alan isimlerden üçünü daha, kendi listeme almadan yapamazdım: Cem Boyner.

Güngör Uras.

İshak Alaton.

Devamında ise “olmazsa olmaz” adaylarım yer alıyor.

İlk sıradaki adayım, şaşırsanız da, şaşırmasanız da...

Fethullah Gülen.

Sonra: Uluslararası Mevlana Vakfı Başkan Yardımcısı Esin Çelebi.

Prof. İlber Ortaylı.

Ayşe Kulin.

“Akil insanlar” grubunda olması gerektiğine inandığım iki İzmirliyi de ekleyip, 10 kişilik listemi tamamlıyorum: Uğur Yüce.

Burhan Özfatura.

Gündemdeki konuya göre, her seferinde 5 farklı isim bu gruba eklenmeli.

Mesele “terör” ve/veya “Kürt” sorunu ise eğer...

“Büşra Ersanlı.

Hasan Cemal.

Kemal Burkay.

Erdal Sarızeybek.

İsmail Beşikçi” gibi.

Tek karelik tatil

Ak Parti’nin farkı

CHP İzmir İl Kongresi’ni yorumlamak için “sakin kafaya” ihtiyaç vardı.

Ak Parti İzmir İl Kongresi zaten sakin geçtiği için buna gerek olmadı.

Çünkü nizam, intizam... Düzen ve disiplin hâkimdi kongreye.

Herkes ne olacağını biliyordu.

Bana göre, Abdullah Tekbaş’ın aday çıkması da, Ak Parti açısında hayırlı oldu.

Zira...

Ucundan azıcık da olsa bir muhalefet tadı, çorbadaki tuz kadar gereklidir her partiye! Ömer Cihat Akay artık seçilmiş bir başkan.

Eski dönemle yenisi arasındaki farkı hemen hissedecektir zaten.

“Seçilmiş” olmak, her zaman güzeldir.

İnsana ekstradan hem kudret, hem sorumluluk hissi verir.

Ve 616 delegeden, sadece 379’unun oyunu almasını ise sakın kafaya takmasın.

Çünkü bu...

Dozu biraz fazlaya kaçmış olan “nizam ve intizam ile düzen ve disiplinin” kaçınılmaz sonucu.