Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SORARLAR bazen:
“Politika nasıl bir şeydir?”
Cevaplamak zor.
Çünkü her kişiye, her olaya özgü bir cevabı var bu sorunun.
Yine de en kısa cevap şu olabilir:
“Acayip.”
Gerçekten de politika “acayip” bir şey.
Bazen 53 yıl, koskoca bir hikâyedir.
Bazen bir gün, çok uzun zaman!
Kimi ömrü boyunca uğraşır.
Orta halli bir ilçede partisinin yönetim kurulu üyesi olamaz.
Kimi de beş on dakika içinde...
Büyük bir partinin en üst yönetim organında buluverir kendini.
Şaka yapmıyorum
Söylediklerim size acayip gelse de bir gerçek.
* * *
Bakın şimdi.
CHP’deki malum kavga gürültünün yaşandığı gün, partinin internet sitesinde yeni MYK listesi yayımlandı.
Bu listedeki iki isme dikkat.
“Kadın örgütlenmesi ve kadın kollarından sorumlu” Genel Başkan Yardımcısı Gülsüm Bilgehan...
“Gençlik örgütlenmesi ve genlik kollarından sorumlu” Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın...
Daha önce Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan bu iki isim, yeni yapılanmada yer almayacaklarını bildirince ne oldu?
Liste beş on dakika sonra değişti.
Ve o ana kadar isimleri çoğu CHP’li tarafından dahi bilinmeyen iki kişinin adı yeni listeye yazıldı:
“Kadın örgütlenmesi ve kadın kollarından sorumlu” Genel Başkan Yardımcısı Didem Engin...
“Gençlik örgütlenmesi ve gençlik kollarından sorumlu” Genel Başkan Yardımcısı M. Zeki Gündüz...
* * *
Didem Engin hoş bir genç hanım.
Son genel seçimde CHP’den milletvekili adayı olmuş, çok iyi eğitim almış, üç yabancı dil bilen, başarılı bir işkadını.
Biraz araştırınca, başka bilgilere de ulaşmak mümkün hakkında.
İlginçtir, M. Zeki Gündüz hakkında ise dişe dokunur bir bilgi bulamadım.
Ama kesin olan...
Didem Engin ile Zeki Gündüz bugün “CHP Genel Başkan Yardımcısı” sıfatıyla politika sahnesine çıktılar.
Dedim ya:
Politika acayip bir iş.
O makamlara ulaşmak için çoğu kez bir ömür yetmez.
Bazen de, işte böyle...
Beş dakika yeter!


Cevap aranıyor!
Konya’da bir toplantı düzenlendi geçen hafta:
Gelişen Kentler Zirvesi.
İzmir’den giden var mıydı oraya?
Bilmem.
Gittilerse ne konuşuldu, İzmir adına ne söylendi; merak ederim.
Eğer gidilmediyse, neden gidilmedi; onu da merak ederim.
Fakat toplantıda konuşan Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın şu sözlerine tüm kalbimle iştirak ederim:
“Eğer biz ülkemizde marka kentler ve cazibe merkezileri oluşturmazsak Marmara ve Ege bölgesindeki sıkıntıları çözemeyiz. Bugün İzmir’deki sorunlar çok büyük. İstanbul ve Marmara aynı şekilde.”
Ve zaten aksini söyleyen de yok.
Teşhis “tamam” yani.
Sorun, tedavide.
Onu bilen var mı?
Aslında bilmek de yetmez.
Gereğini yapan var mı?
Cevap lütfen.


Tek karelik darısı başımıza!

Bazen beş dakika yeter