BAŞBAKAN istediği kadar, “Biz sadece Ak Parti’ye oy verenlerin değil, 72.5 milyonun partisi olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz” desin...
Biz de her fırsatta, bırakın 72.5 milyonu, AKP’nin kendisine oy veren herkesin partisi dahi olmadığını görüyoruz, yaşıyoruz.
Bakınız...
İktidar erkinin hükümran olduğu devasa aygıtın her kademesindeki köşe başlarında kimler oturuyor?
Sadece bir bakın yeter.
Hepsi “aynı tornadan çıkmış” sanki!
Bakınız...
İktidar nimetleri kimlere dağıtılıyor?
Sadece bir bakın yeter.
Tam teslim olmayana, yağmurlu havada bir bardak su verilmiyor!
Yetmedi... Bitmedi...
Hâlâ zapt edilemeyen yerler var çünkü.
Misal, Başbakan’ın “canını sıkan yazarların” çalıştığı gazeteler, sayısı azalmış olsa da, çok şükür hâlâ var.
Ama bunlara tahammül yok.
Çünkü “emir -kumanda” düzeni içinde haber yaptırmaya, yazı yazdırmaya fena halde alıştılar...
Bu “alışmışlık” hali, insanı bozar.
Huzursuzluk artar.
Korku başlar.
Ve en fenası saldırganlık alametleri ortaya çıkar.
* * *
Sayın Başbakanı, Cuma günü partisinin il başkanlarına hitap ederken izleyenler, bütün bunların dışa vurmasına tanık oldular.
“Yandaş medya” dışında kalan gazete patronlarına, resmen ve alenen emir verdi arkadaş:
“Napayım, köşe yazarına hâkim olamıyorum diyemezsin. Diyeceksin arkadaş.”
Varsayın ki...
Başbakan’ın dediği, dendi.
Yine de bazıları söz dinlemedi.
O zaman ne olacak?
Başbakan’ın buyruğu kesin:
“Böyle yapıyorsa, bizim dükkânda sana yer yok diyeceksin.”
Yani...
Hâkim olamadığını, atacaksın.
Söz dinlemeyeni, kovacaksın.
Eğer bu süreçte kovulanlardan biri olacaksam, kendisine zerre kadar gönül koymayacağımdan patronum emin olsun.Çünkü Başbakan’ın emri ile kovulmak, benim için şereftir!
Halden anlayacak bir Bakan
BAYINDIRLIK Bakanı Mustafa Demir, 18 Ocak 1961’de Trabzon Şalpazarı’nda doğmuş. Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirmiş. Türkiye Emlak Bankası’nda “fen eksperliği” yapmış.
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) Samsun Şubesi Kurucu üyesi olmuş. Atakum Belediyesi Meclis Üyeliği görevinde bulunmuş.
Kendisi “kendi halinde” bir müteahhitken AKP’den milletvekili seçilmiş ve sonra şansı iyice açılıp, bakanlık koltuğuna oturmuş.
Sayın Bakan’ın hal tercümesi, halden anlayacak biri olduğuna dair kuvvetli işaretler veriyor.
Dolayısıyla, Belediye Meclisi kararlarına karşı Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü tarafından açılan davaların “bizzat kendisi” tarafından denetlenmesini isteyen Aziz Kocaoğlu’nun talebine kayıtsız kalmayacağına...
Ve özellikle de “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin her yaptığı yanlış mı, yoksa değişik bir uygulama mı var?” sorusuna tatmin edici yanıtlar vereceğine, inanmak istiyorum.
Tek karelik farklılık