Kader, bazen insanın yüzüne güler; para, pul, şan, şöhret kazandırır.
Bazen de kaderin kederli yüzü çıkar ortaya, adamı eşek tepmişten beter eder.
Son yıllarda “kaderin bahtına taht kurduğu” insanlardan biri de, Acun Ilıcalı kuşkusuz.
Zaten kendisi de benzer şeyler söylüyor:
“Küçüklüğümden beri her gün bir oyun icat ederdim. Şu anda da ben insanlara oyun oynatıyorum ve izletiyorum. Bu kadar mı denk gelir?”
Gelir.
Kaderde varsa, gelir.
* * *
Kader mader... Acun Ilıcalı’nın önce hakkını vermek gerekir.
Televizyon kiminin dediği gibi “sihirli bir kutu” ise gerçekten, Acun da o kutunun içinden çıkan bir sihirbaz.
Dolayısıyla...
Para da, pul da, şan da, şöhret de anasının ak sütü kadar helâldir ona.
İster yat alır, ister uçak.
İster giydiği çorabı bir daha giymez, ister sabah kahvaltısını Toronto’da yapar, akşam yemeğini Cape Town’da yer.
Yine kendi söylüyor:
“Şöhretin de bir bedeli var.”
Haklıdır.
Hele fenomen haline gelmiş biri, sadece “göstermek istedikleriyle” değil; tepeden tırnağa ışıkların altındadır.
* * *
Örnekse, yine “kader” işte...
Bir televizyon programına bu kez konuk olarak çıktığında, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğrencilerinin kendisine yönelttiği bir soruya karşılık “Şehitler hassas bir konu ama burada oturduğumuz yerden konuşmak bana çok cüretkâr geliyor. Hükümetin bu noktadaki politikasını eleştirmek bana düşmez” derse; kaderin kederli yüzüne bir tokat atmış olur kendi eliyle.
Uyandırır canavarı. Ve canavar der ki:
“Sana düşmüyorsa, Genç Bakış programında işin ne?”
Eyvah. Eyvah.
Bilinmeli ki, üniversite öğrencileri, yalnızca göbek atanları alkışlayanlardan ibaret değil.
Üniversitelerin esas oğlanları ve kızları, Genç Bakış gibi yerlerde çıkar ortaya. Bir soru sordular mı, hazır olmayanı, çarparlar duvardan duvara!
* * *
Daha da vahimi “özgürlük” konusu meselâ.
Acun Ilıcalı ne düşünür bu mevzuda?
Şöyle bir şey:
“Ülkemizde fikir özgürlüğü konusunda bir baskı olduğunu düşünmüyorum. Düşünce özgürlüğü olmalı ama hassas bir ülkede yaşıyoruz, fikir özgürlüğü demek limitsiz bir şekilde fikirleri ifade etmek değil. Mesela benim sapkın bir fikrim olabilir bunu fikir özgürlüğü diye savunmalı mıyım?”
Acun’un şu söyledikleri var ya...
“Düşüncelere limit koymak” falan, bunlar “sapkın bir fikrin” dik âlâsı aslında.
Olsun.
Konuşsun.
Çünkü “fikir özgürlüğünü savunmak” böyle bir şey işte!
Tek karelik mola
Tabana kuvvet
Bugün Kipa’ya gittiniz. Veya Palmiye ya da bir başka alışveriş merkezine.
Saat 13 ise aman dikkat.
Yürüyen merdivenlerden uzak durun.
Zira Sağlık Bakanlığı ile Alışveriş Merkezleri Derneği’nin yaptığı işbirliği gereği saat 13:00 ile 13:15 arasında, Türkiye’deki bütün AVM’lerde yürüyen merdivenler duracak.
Duracak ki...
İnsanların hazıra konmasın.
Merdivenleri tırmansın.
Fiziksel aktivite yapsın.
Çünkü bugün...
“Dünya Yürüyüş Günü.”
Kararlıyım.
Ben de uzunca bir yürüyüş yapacağım bugün.
Bir koyverirsem, Ankara’ya kadar yolum var!
Yok.
Şaka.
Fakat yürüyüş yapmak ciddi ve önemli.
Mümkünse her gün yarım saat yürüyün lütfen.