Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BAZI şeyler var olur, bazı şeyler var olmaz.
Misal, teyzemin değil bıyığı, sakalı dahi olsa eniştem olmaz.
Tıpkı Başkent’in Çankaya’sında bir Ak Partili belediye başkan olamayacağı gibi!
Hemşerimiz eski Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı da olmazı oldurma gayretiyle çarşı pazar dolaşıyor.
Dolaşırken bir vatandaş, yana yakıla Mamak’la ilgili şikayetlerini anlatmış Akarcalı’ya. O da fırsatı ganimet sayıp, saymış Mamak Belediye Başkanı’na.
Hemen uyarmışlar:
“Yapma Sayın Bakan, Mamak Belediye Başkanı bizden. Ak Partili yani...”
“Kırk yıllı Kâni, olur mu Yani” hesabı, kırk yıllık ANAP’lıdan da, Ak Partili olmuyor!
Zaten bu seçim, buna benzer olmazlarla dolu. İşte:
Kısa pantolon ile dolaştığı yıllardan beri SHP’li ve CHP’li Ahmet Sarışın da ki dünya şekeri Aşkın Toktaş’ın onu elinden tutup 1989 yerel seçimi öncesinde yanıma getirdiği günü, dün gibi hatırlarım şimdi Ak Parti’de.
Merak ediyorum:
Eski dostlarını ziyaret ediyor mu? Ediyorsa nasıl karşılanıyor?
Ahmet kardeşim...
Bir gün ayarla da buluşalım, hatta Aşkın Toktaş’ı da çağıralım, hem eski günleri analım hem geleceği konuşalım.
* * *
Diğer yanda Ak Parti’nin dallarından kuruyup düşenler de, başka yerlerde yeniden yeşermeye çalışıyor.
Aydın Belediye Başkanı İlhami Ortekin, Ak Parti’den belediye başkanı seçilmişti. “CHP, ANAP, Ak Parti” derken, Demokrat Parti’nin adayı şimdi.
Bursa Belediye Başkanı Hikmet Şahin’nin durumu, daha da ilginç.
Sen kalk, 1994 seçiminde Refah Partisi’nden, 1999 seçiminde Fazilet Partisi’nden İnegöl Belediye Başkanı; 2004 seçiminde Ak Parti’den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ol.
Sonra Demokrat Parti’ye dümeni çevir.
“Eğri gemiler doğru sefer yapar” mı, yapmaz mı, göreceğiz?


Keşke ve keşke
BANU ŞEN’İN, CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile yaptığı ve Milliyet EGE’de yayınlanan röportajı dikkatle okudum.
Keşke ve keşke ve keşke:
Kemal Karataş dostum, il başkanlığı görevinden resmen ayrılması gereken tarihte, fiilen de ayrılmış olsaydı.
Eğer böyle olsaydı, dediklerini yapmak için Nalbantoğlu’nun da önünde doğru dürüst zaman olurdu.
Bu arada, Ak Parti’nin anlatıla anlatıla bitirilemeyen seçim karargâhını eğer lütfedip gezdirirlerse görmek isterim.
Yine eğer, söylenenler doğruysa....
Nalbantoğlu’na günde 20 saat çalışmak dahi, zor yetecek; bu sefer o “Keşke gün 48, hatta 96 saat olsaydı” diyecektir!


Tek karelik hayaller

40 yıllık Kani’ler...


SAN FRANCİSCO / Lombard Street