Ben varmayı değil, yolda olmayı seviyorum. Biri “hadi gidiyoruz” dediğinde dayanamıyorum.
Hafta başında böyle bir teklifi geri çeviremedim yine ve düştük Ayvalık yollarına. Bizde bahane çok. Yok yağımız bitti, yok Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünü görelim, yok Cunda’da Taş Kahve’de bi kahve içelim, Tenekeciler Sokak’ta bi kadeh parlatalım, teneke saksı alalım, Ayvalık’ın ara sokaklarında kaybolalım.
Sabah makul bi saatte çıktık yola. Üç arkadaş mırıldana mırıldana Ayvalık’ı gören tepeye vardığımızda “durun” dedim.
Telaşlandılar bizimkiler. Ama telaşa mahal yok. Bu tepeden Ayvalık’a, Cunda’ya bakmayı seviyorum ben. Arkadaşlarım bunun için durduğumuzu anlayınca azıcık kızdılar bana.
Biraz rüzgarın sesine kulak verdik, çam ağaçlarının hışırtısını dinledik. Sonra da hoop şehir merkezine.
Sabah kahvaltı etmediğimizden şehre girer girmez üçümüz birden “acıktık” diye homurdanmaya başladık.
Arabamızın en kıdemlisi, yaşça büyüğü abim “sizi bi tostçuya götüreceğim itiraz yok!” deyince derin bir sessizlikle park yerinin yolunu tuttuk.
Şehrin hemen girişinde sağda “Tostçular Çarşısı”na girdik. İtiraf etmeliyim, Ayvalık Tostu’nu bilirim, severim ama çarşısının olduğunu bilmezdim.
Neyse girdik çarşıya bizim ihtiyar gözlerini kısa kısa yemeğimizi yiyeceğimiz tostçuyu buldu.
Tostçunun adını bilmediğinden çalışanlarına bakarak, onları tanımaya çalışarak buldu dükkanı.
Garsona siparişi verirken de “arkadaşlar kavurmalı tost yerse hesabı ben öderim yoksa kendileri ödeyecekler” dedi. Niye itiraz edelim ki. Elbette kavurmalı istedik.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu. “Olay Tost”un sahibi Melih Kaan Kuşüzümü tostumuzu yaparken izleyeyim diye yanına gittim. Gitmez olaydım! Adam 2006’dan beri tost yapıyor. Öyle güzel anlatıyor ki yaptığı işi, “Yahu bu arkadaş tostu anlatırken kendisi de acıkıyordur” diye düşünmekten alamıyorum kendini.
Tostumuzun içine bolca kavurma, Cunda Tulumu giriyor sadece. Biraz peynirden tadıyorum. Az tuzlu, şahane bir kokusu ve lezzeti var.
Vallahi tost makinesinde ne kadar kalıyor tostlar hesaplayamıyorum.
Ben iki kare fotoğrafını çekeceğim derken, kendimi tostların peşinden masaya giderken buluyorum.
Sevgili dostlar tostumdan aldığım ilk ısırığı anlatamam size. Peynir, kavurma ve ekmeğin birbirlerini hiç üzmeden, kırmadan sarmaş dolaş oluşları öyle güzel bir tada bürünmüş ki, tostumun sonuna geldiğimde masada ayran olduğu ancak aklıma geliyor.
Melih Kaan Kuşüzümü eski bir futbolcu. Uzun yıllar futbol oynamış. Futbolu bıraktıktan sonra büfecilik yapmaya başlamış.
Farklı lezzetleri denemeyi, ürettiklerini dostlarıyla paylaşmayı seviyor. 2006 yılından beri tostçuluk yapıyor.
Hoşsohbet biri. Minik dükkanına gelenleri bizzat karşılamayı, kendi elleriyle tost yaparken muhabbeti seviyor.
“Topçuyduk, tostçu olduk” diyor.
Bence iyi ki de olmuş. Yoksa bu şahane lezzetlerden mahrum kalırmışız.
Biz kavurmalı tost yedik dostlar. Siz pastırmalı, kasap sucuklu veya karışık, ya da nasıl isterseniz öyle yiyebilirsiniz.
Sabah öğlen arası bir yemek oluyor bu bize. Tosttan ve muhabbetten öyle keyif ve lezzet alıyoruz ki oturduğumuz yerden kalkasımız gelmiyor.
İstemeye istemeye kalkıyoruz. Dalıyoruz Ayvalık’ın ara sokaklarına. Tarihin içinde kayboluyoruz.
Akşam dönüşe geçtiğimizde “Tostçular Çarşısı”nın önünden geçerken, bi tost daha yememek için zor tutuyoruz kendimizi.
Demem o ki; Ayvalık’a gidince Tostçular Çarşısına mutlaka uğramalısınız.
Biz arkadaşımızın tavsiyesiyle “Olay Tost” Melih Kaan Kuşüzümü dostumuzun lezzetli ellerinden yedik tostumuzu, siz de dilediğiniz yerden tadabilirsiniz.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024