Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları

Çanakkale sıcak, dost canlısı bir şehir. Kordon’da gezinirken bir anda Şakir’in Yeri’nde hiç tanımadığınız insanlarla sohbet ederken bulabilirsiniz kendinizi. Dedim ya, sıcak şehir ama bir o kadar da tatlı galiba. Peynir tatlısı dillere destan biliyorsunuz. Dost sohbetinde öğreniyoruz ki Çanakkale peynir tatlısını en iyi yapan yerlerden biri, Kadir Usta. Çarşı sonunda (Aynalı Çarşı’dan sonra) önce sağa sonrada ilk sokaktan sola dönünce, koca tabelası karşılıyor sizi Kadir Usta’nın. İçerisi tam bir tatlı cenneti. Usta helvanın her çeşidini ve peynir tatlısı yapıyor. 1979 yılından beri tatlıcı. Babası hayvancılık yapıyormuş. Çanakkale’de tatlıcılara süt getirip götürürken öğrenmiş tatlıcılığı. İşin sırrını soruyoruz ustaya. “Koyun sütü, irmik ve şeker” diyor. Koyun sütü olmazsa olmazmış. Sohbet ederken birer parça ikram ediyor. Gerçekten çok güzel bir lezzet. Siparişlerimizi alıp çıkıyoruz dükkandan. Bu arada “aman” diyoruz, “Aman bu sadeliği, mesleği koru Kadir Usta, senden sonrada sürsün gelenek.”

Haberin Devamı

Bir Çanakkale hikayesi Yalova Restoran

Geçen hafta Çanakkale günüydü. Değerli büyüğüm gazeteci Nedim Bubik ve iletişimci dostum Rahim Yurdakul ile düştük yollara. Menemen, Ayvalık, Kazdağları derken, nihayet Çanakkale Boğazı tüm ihtişamıyla karşıladı bizi. Bi oraya bi buraya koşuştururken, akşamı ettik. Şimdi gezme zamanı. Önce benim çok sevdiğim “canlı balık”a uğradık. Balıkçıların olta ile avladıkları ve canlı canlı balık severlere satış yaptıkları Kordon’daki köşelerine. Tam, iki kiloluk karagöz ile göz göze gelmişken, Nedim Abi’nin sesi bitirdi aramızdaki ilişkiyi, “Fedo hadi gün batıyor.” Mesajı aldık tabii, Rahim kardeşimle. Dooğru Yalova Restoran’a çevirdik rotayı. Kordon boyunca Çanakale’ye yerleşme planları, olmadı bi tekne alırız falan diye konuştuk. Hayal işte, kurmadan olmuyor.

Vee işte restorandayız. Kapıda restoran müdürü Ruhşen kardeşim karşılıyor bizi, “Nerdesiniz siz be yaa.” Bulgaristan göçmeni Ruhşen. Ben bildim bileli Yalova’da. Herşeyi dükkanın. Geçiyoruz bize ayrılan masaya. Gün batıyor, gemiler geçiyor boğazdan yavaş yavaş. Deniz aksine için için haykırıyor “Çanakkele Geçilmeeez!” diye. Masamız donanıyor bi anda. Ruhşen, “Balık vermicem size, mezelerimin tadına bakın, soona isteseniz balıkta süslersiniz” diyor. Masamız donanıyor. Nedim abim, “Tam saati” diyor. Sağlığa, dostluğa ve elbette barışa kaldırıyoruz kadehlerimizi. Hayde bakam.

Haberin Devamı

Masamızda yok yok ! Kalamar tava, kabak kızartma, ki muhteşem bişiydi, ızgara kalamar, patlıcan, deniz börülcesi, deniz fasulyesi, fava, deniz tarağı, sirkeli ahtapot, kuru domates, istiridye, sübye ızgara, dil marin ve daha neler neler.

Sohbet devam ederken Ruhşen, “Te bunu yeni yaptık, bi bakın beğencekmisiniz bakiim” diye, elinde dibi renkli bir tabakla geliyor. Daha biz soramadan “orkinos ceviche” deyiveriyor. Orkinos cevicheyi marine etmişler, sunarken tabağın zeminine şalgam suyu koymuşlar. Bizim gördüğümüz tabii bu. Nasıl yaptıklarının sırrını vermiyorlar. Vay arkadaş! Marine bir kılıç bu kadar mı güzel olur! Şahane ! Şahane !

Haberin Devamı

Ee güzel şeyler çabuk bitiyor. Daha Şakir’in Yeri’nden bahsedecektim. Neyse bi dahaki sefere artık. Tatlı zamanı gelmiş bile. Çanakkale’nin peynir tatlısı olmazsa olmaz diyoruz ve masamıza gelen tatlıyı afiyetle yiyiyoruz. Demem o ki, lezzet dostları; Çanakkale’de en güzel mekanlardan biri Yalova Restoran. Bi deneyin bence. Hemşerim Ruhşen’e de selam götürün benden…

Yok böyle bir turşu!

Yaz geldi, biber bollaştı. Ben de size hızlı ama bir o kadar da lezzetli bir turşu tarifi vermek istiyorum. “Meis Mutfak” Mehtap Hanım verdi tarifi. Geçen yıldan beri yapıyorum. Accayip güzel oluyor.

Buyurun turşuya…

Malzemeler;

-Zeytinyağı

-Tuz

-Sirke

-Sarımsak

Yarım kilo kadar sivri biberi ikiye - üçe kesip doğrayın. Yenecek kıvamda tuzunu ilave edin. Biberleri koyduğunuz kavanozun üzerine dilediğiniz kadar ince doğranmış sarımsak ilave edin. Kabınızın beşte biri oranında sirke ve zeytin yağı ekleyin. Biber kavanozunuzu mutfakta görünen bir yere koyun. Kavanozunuzu her gördüğünüzde içindeki yağ ve sirkenin tüm biberlere temas etmesi için ters yüz edin. Bir hafta sonra turşunuz hazır. Eğer kışın sonuna doğru yapar ve buzdolabında saklarsanız, epeyce bir zaman dayanıyor.