Çalışma hayatımın çoğu seyahatlerle geçti.
Ege’nin gezmediğim köşesi kalmadı desem yeridir. Her şehri ayrı güzeldir Ege’nin. İnsanı, havası gibi sıcaktır. Tamam tamam, yurdumun her köşesi güzeldir. Ama, Egeliyim ben... O kadarcık kayırayım di mi kendi bölgemi...
Dedim ya, yollarda geçti iş hayatım. Varmayı değil, yolda olmayı severim ben. Ha bi de yol lezzetlerini. Bu hafta başında oğlumun bir organizasyonu için Alanya yollarına düştük ben, eşim ve oğlum. Grubumuzdan ayrı bir gece önce çıktık yola. Amacımız, Denizli üzerinden Salda Gölü’ne varmak, orada kamp kurmaktı. 15.00 gibi Salda’ya ulaşmak üzere çıktık yola. Çıktık çıkmasına da, daha Nazilli’de takıldık kaldık.
Çünkü, “Dağlarından yağ, ovalarından bal akan” Nazilli’de acık pide yemeden olmaz diye düşündük. Oldum olası pek severim Nazilli’yi. Salı günleri kurulan köylü pazarına bayılırım mesela. Nar ekşimi ille oradan alırım. Ve size şu kadarını söyleyeyim, bulabileceğiniz en güzel nar ekşisi buradadır. Benden söylemesi.
Neyse ilk molayı Nazilli’de bulunan ‘Kısmet Pide’de verdik.
Bilirsiniz, pideciler hep erkektir buralarda. Kısmet Pide’de öyle değil. İşletmecisi Hasibe Duruoğlu... Aslında hep işin içinde olmuş Hasibe Hanım. Ancak eşi vefat edince tamamen işin başına geçmiş. Kısmet Pide, ilk olarak 1958 yılında Hasibe Hanım’ın kayınpederi tarafından kurulmuş. Sonra, hanımefendinin eşi geçmiş işin başına. Ta ki 1997 yılında vefat edene kadar işini hakkıyla yapmış Mehmet Duruoğlu.
İki çocuğu ile yalnız kalan Hasibe Hanım, aile geleneği olan pideciliği etrafının ‘Elinin hamuruyla yapma bu işi’ demesine inat, asıl bu işi elinin hamuruyla bir kadının yapması gerektiğini düşünüp sıvamış kolları.
Elbet markayı buralara getirmek kolay olmamış. O kadar çok zorlukla karşılaşmış ki, zaman zaman bıraksam düşüncesi de geçmiş aklından. Ama eşinin vasiyeti gibi gördüğü işine sımsıkı sarılıp, çevresine inat, şık, leziz bir marka yaratmış. Şimdi üç katlı dükkânında harikalar yaratıyor.
Turunç zamanı ‘yuvarlak’...
Söylediğim gibi, ben her seyahatte ille Kısmet’te bi pideye yer ayırıyorum midede.
Bu sefer birden çok yeriz hevesiyle maaile daldık pideciye. Her zamanki gibi tıklım tıklım dükkân. Eşim, oğlumun sabırsızlığını bildiğinden “Fedo, çabuk gelir di mi sipariş...” diye uyarıyor beni. Sanki pideleri ben yapıyormuşum gibi, “Sorun yok hayatım, hemen gelir” diye cevaplıyorum. Üst kata masamıza oturur oturmaz siparişlerimizi alıyor garson. Kısmet’te o kadar çok pide seçeneğiniz var ki, sipariş gecikse gecikse kendiniz yüzünden gecikir. Neyse onu da çözmüşler. Ben yarısı kuşbaşı kaşarlı, yarısı sade kıymalı, oğlum her zamanki gibi kıymalı yumurtalı, eşim de kıymalı yumurtalı ve peynirli pide sipariş ediyor. Hemen köz biber ve salatamız düşüyor masaya. Biz, ucundan kıyısından salatadan tırtıklarken bütün ihtişamıyla pideler geliyor masaya. Gelir gelmez de derin bir sessizliğe bürünüp sadece pidelerimizle ilgileniyoruz. Sessizliği bozan ben oluyorum, “Ebuş, biraz da tahinli yesek mi?” der demez başıyla onaylıyor. Yemeğin sonuna gelen tahinli, yanında da çay nasıl yağ gibi kayıyor, anlatamam. Aslında ben Nazilli’de buraların geleneksel ‘yuvarlak’ diye adlandırdıkları pidesini çok seviyorum. Mevsiminde turunçla birlikte servis ediyorlar yuvarlak pideyi buralarda. Sıcak sıcak üzerine turunç sıkılarak yeniyor. Mevsiminde rastgelirse mutlaka deneyin.
Pidelerimizi mideye indirdikten sonra hesabı ödemek üzere kasaya iniyoruz. İki fırın harıl harıl çalışıyor. Fırına kürek sallayanlar arasında öğrenciler de var. Kısmet Pide, meslek okullarından bu işe istekli öğrencilere mesleğin inceliklerini, lezzetin sırlarını öğretiyor. Bunu görünce diyorum ki, “İşte budur, bravo!” Bravo diyorum, çünkü maalesef ülkemizde çoğu usta, birikimini gençlere öğretmez ve sırf bu nedenle yok olup gider onca zanaat.
İşte hesabı da ödedik. Karnımız tok, sırtımız pek. Yola çıkabiliriz.
Ver elini Alanya!
“Dönüşte yine mi uğrasak ne?”
Tel: 0256 315 44 66
Enginar Festivali kaçmaz!
Mevsimi geldiğinde “Bi kişi 20 baş enginar yerse hastalık yüzü görmez” der eskiler. Ben de öyle düşünenlerdenim. O nedenle hem köşemden hem de instagram hesabım ‘@fedonundukkanı’ndan tarifler veriyorum sizlere.
Bademli enginar, ızgara enginar, enginarlı pilav ve daha birçok tarif... Bildiğiniz gibi, çok hızlı kendinden geçer bu narin sebze. O nedenle acele edin, hem mevsiminde bol bol yiyin, hem de konserve yapın, derin dondurucuya atın.
İşte size hem eğlence hem de enginar almak için bir fırsat!
Urla Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen bu festival gerçekten kaçmaz. Bu yıl 4.’sü düzenlenen festivalde size uygun bi şey mutlaka bulacaksınız. Geçen yıl enginardan çiğköfte bile gördüm ben. Yeme içmenin dışında eğlence de var organizasyonda. Hele geçen yıl, her köşeye kurulmuş minik sahnelerinde yapılan müziklere bayılmıştım. Bu yıl daha da güzel şeyler olacağından kuşkum yok.
Bugün başlıyor. (27-28-29 Nisan) Hiç ertelemeyin. Gidin, hem enginarlarınızı alın taze taze, hem de Urla’da bi deniz havası alın gelin. Benden söylemesi...
Şu köşemde yer alan fotoğraftaki gibi şapkamla orada olacağım ben de...
Belki orada karşılaşırız, belli mi olur.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024