Evet! Ben bir hanım köylüyüm arkadaş! Hem Bornova’dan Karşıyaka’ya taşındım, hem de sevgili kayınvalidem Serpil Hanım’ın yaptığı ot yemekleri yüzünden neredeyse Giritli oldum.
Yani anlayacağınız hanım köylü oldum. Maaile Giritli bir aileye damat oldum. Ot yemeklerini sevmem, ondan herhalde. Şikayetçi de değilim hani.
Geçen hafta Bostanlı da dolanıyorum yine, sanıyorum anlattığım Giritli damadı oluşumdan olmalı Morisi diye bir yer keşfettim. Aslında uzunca bir zamandır biliyordum, fakat iddialı bir şefi olduğundan habersizdim.
Bi şekilde Morisi Lokantası’na yolum düştü. Bir kere şunu söylemeliyim; son derece naif, sade bir restoran burası. Kapının girişinde restoran sahibi Tufan Vardarlı’nın şahane gazoz koleksiyonunu müşterileriyle paylaştığı bir sergiyle karşılaşıyorsunuz. Yalan yok! Kıskandım! Hep aklımdakini adam yapmış!
Sonrası çok basit, şık, naif bir mekan.
İçeriye girdiğimizde şık, kendinden emin bir hanım karşılıyor bizi. Vallahi kendini tanıtmasa, manken der geçerim.
“Hoşgeldiniz ben Halide Doğan, Morisi’nin aşçısı.”
!!!!
Şaşırıyorum! Bendeki aşçı tanımı biraz farklı! Biraz ben gibi kilolu birini bekliyorum haliyle, ama öyle değil.
Şahane bir karşılamayla bizi rahat bir masaya davet ediyor Halide Hanım.
Oturur oturmaz yemek muhabbeti başlıyor tabi.
Girerken göz ucuyla tezgahtaki yemekleri şöyle bir süzüyorum. Her zamanki gibi gözüm, bir Giritli damadı olarak zeytinyağlılara takılıyor. Hepsinden tatmak istediğimden güzel şefimize bırakıyorum seçimi.
Önce biraz şevketibostan, ki kesinlikle yemeniz ve görmeniz lazım, ardından şahane kabak sıyırma geliyor ki, o da başka bir güzellik katıyor masamıza. Tadayım diyorum ama yemesem, şööyle bi sıyırmasam apana hakaret olur gibi geliyor bana ve gereğini yapıyorum, tabağın tamamını bi çırpıda bitiriyorum.
Tadı damağımızdan gitmeden kabak sıyırmanın Halide Şef “Fedai Bey Elbasan Tava’mı mutlaka tatmalısınız, ben bu yemekte fazlasıyla iddialıyım diyor.”
Ee madem bu kadar iddialı tadalım elbet, deyip masamızı ve gözümüzü şenlendiren elbasan tavaya bi çatal batırıyorum elbet.
Sevgili dostlar bu elbasan tava inanın başka bi şey...
Rahmetli babaannemin yaptığı, ki hakkıyla yapardı bu yemeği, asla onu aratmadığını söylemeliyim. İncik etinin lezzeti bi yana, beşemal sosun ekşisi, kıvamı inanın dillere destan.
Hoş, Halide Hanım’ın bu kadar iddialı olmasın boşa çıkarmak istemediğimi söylesem yalan olur. Ammaaa hanımefendi yemeğin hakkını vermiş.
Bravo!!!
Söyleyecek söz yok.
Sonra biz yemeğimizi yerken diyette olan müşterileri için “özel” yemekler ve de kişiye özel yemekler yaptığına şahit olunca kendisine olan saygım ve sevgim onbeş kat daha artıyor.
Ne diyeyim, gidin Halide Hanım’ın şahane yemeklerini Morisi’de tadın. Keyif edin!
Bu şahane lezzet fırtınasının sonunda da girişte gördüğünüz Tufan Vardarlı’nın gazoz koleksiyonundan bi gazoz için.
İnanın her yudumda çocukluğunuz gözünüzün önüne gelecek.
Bu arada kahvaltıları da çok özgün onu da burada belirtmek isterim. Çok özel reçelleri ve değişik tatları mevcut, fırsat yaratırsanız denemenizi tavsiye ederim.
Demem o ki, meğer sevgili kayınvalidem Serpil’in ağzından düşürmediği “Morisi” ne şahane bi kelime, ne güzel bi lezzetmiş.
Geç oldu ama anladım sonunda.
Morisi be İzmirli, Morisi...
Şef adaylarıyla balık muhabbeti
Geçen Hafta İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği ile çok ama çok şahane bir işbirliği yaptık. Birlik basın birimi aşçılık eğitimi veren meslek okullarında balık konulu sohbet ve workshop’lar planladıklarını, bu konuda kendileriyle birlikte bu çalışmada birlikte olup olamayacağımı sordu. Elbette hemen evet dedim. Çünkü yüreği heyecanla atan pırıl pırıl aşçı adaylarıyla aynı havayı solumak, onlarla yemek sohbeti, balık muhabbeti yapmak bulunmaz nimet benim için...
İlk sohbetimizi Konak Gültepe Nenehatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yaptık. Genç arkadaşlarım salonu doldururken heyecanlanmamaya çalıştım ama nafile. Elim ayağım birbirine dolandı resmen.
Ama neyse ki genç aşçı adayları sohbete katılımlarıyla beni rahatlattı. “Denizden babam çıksa yerim” diye başladık, Akdeniz, Ege mutfağıyla bitirdik. Enerjisi yüksek, güleç arkadaşlarımızla yaptığımız eğlenceli muhabbetimizi balık ekmek ile taçlandırdık.
Gültepe Nenehatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul yönetimine, öğrenci arkadaşlarıma ve elbette bu organizasyonu şahane bir şekilde organize eden öğretmenlerimize gönülden teşekkür ederim.
Emin olun müthiş aşçılar geliyor. Haydi gençler görelim yepyeni, özgün yemekleri...
Birlikte yaptık, birlikte tattık
Ne güzelmiş gençlerle olmak, onlarla sohbet etmek ne şahaneymiş. Okul ziyaretlerimizin ikincisini Seferihisar Semiha - İrfan Çallı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne yaptık.
Güzel yüzleri, gülen gözleriyle karşıladılar bizi. Balık, balıkçılık konuştuk. Denizin nimetlerinden söz ettik.
İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği’nin sağladığı levrek balıklarıyla anlattıklarımızı hayata geçirdik. Balığın sadece ızgara ve kızartma dışında da yapılabileceğini, sınırsız malzemeyle bir araya gelebileceğini ve makul bir para karşılığında aldığımız bu şahane protein kaynağını şık yemeklere dönüştürebileceğimizi deneyimledik.
Ispanaklı, mantarlı levrek ve levrek pilaki yapıp tadım yaptık. Tüm yönetici, öğretmen ve öğrencileriyle bizleri karşılamalarına bayıldığımız Seferihisar Semiha - İrfan Çallı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne çok teşekkür ederiz.
Genç aşçı ve şef adaylarına da başarılar dileriz. Müthişsiniz gençler. Aynen devam...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024