İstanbul seyahatlerimde iki yere mutlaka uğrarım. Birincisi Nevizade.
Ara sokaklarına bayılıyorum. 6 yıl, lakerda yapacağım diye oradaki dükkanlarla muhabbet kuracağım diye, neler yaptım neler.
İkincisi İstiklal’den çıkarken illa ki ıslak hamburger yemeden dönmem İstanbul’dan.
İzmir’de de denendi ama pek tutmadı. Ben güzel yapılamadığı için tutmadı diyenlerdenim.
Eğer hakkı verilerek yapılırsa, arada yenebilecek çok değişik bi lezzet.
Şimdi İzmir’de var mı derseniz, cevabım “evet”.
Gaziemir’de “Suadiye Marmaris Büfe” bir franchise açmış.
Aslında zincir yemek yapan yerleri pek yazmıyorum.
Fakat ıslak hamburgerin İstanbul’da bile böyle güzelini yemedim desem yeridir.
Galiba sırrı, taze yapılmasında. Usta, siz gittiğinizde sipariş ettiğiniz kadar yapıyor hamburgeri.
Ona göre düzenek kurmuş. Demem o ki farklı bir lezzet arıyorsanız Gaziemir’deki “Suadiye Marmaris Büfe”ye bi uğrayın.
Telefon: 0232 252 33 00
Biri ‘tost’ mu dedi?
Ah be abi, biz senin bu kadar güzel tost yaptığını bilseydik, Çeşme’ye belediye plajına giderken, Kocakıran Sineması’nda Orhan Gencebay izlerken yarım ekmek arası peynir domatesleri sana yaptırırdık... İlhan İrem’lerin, Ajda Pekkan’ların, Sezen Aksu’ların altın yılları, Arif Şentürk’ün okul bahçelerinde konser verdiği günlere dayanıyor dostluğumuz Suna’yla.
Çok şey paylaştık bugüne kadar, paylaşmaya da devam ediyoruz.
Bir araya geldiğimizde, mahalledeki nar bahçesinin bekçi köpeğine evden et getirip nasıl narları aşırdığımızı konuşuyoruz.
Galiba biraz “yaş aldık”. Yaşlanmadık da “yaş aldık”... O kadar arkadaşız ki, 10 yaşından itibaren birlikte büyüdük, aynı gazetede 20 yılın üzerinde birlikte çalıştık. Aynı dönemlerde de ayrıldık gazeteden.
Şimdi benim işim yemek, gezmek, güzel yerler keşfetmek, onunsa sevgili eşi Neziha’yla birlikte yemek yapmak oldu.
Önceleri gazetenin çatı katında minik atıştırmalıklarını, zeytinyağlılarını, şahane sarmalarını ikram etti arkadaşlarına. Sonra yakın çevreden duyuldu methi.
Hep söylerim, “Samimiyetle gülümsemek bulaşıcıdır”, Nezişinki de öyle oldu... İyi niyet, gülümseme ve yapılan işe özen, onları şu anda bütün arkadaşlarını, dostlarını ağırladıkları “Zula Cafe”ye taşıdı. Gazetenin üzerindeki o minik dükkân, artık lezzetlerini de etrafa yayan, zeytinyağılılarını, sarmalarını daha fazla insanla paylaşan bir lezzet mekânı oldu. Evet Neziş “Zula Cafe’nin Sultanı” kabul. Ama sevgili arkadaşım “ağır çekim” dostum Sunay da hafife alınmamalı.
Geçen gün şöyle geçerken bi uğradım.
“Sunaycım içim kıyıldı bi şiler atıştırayım” diyecek oldum. “Kardeşim ne demek, ben sana hemen benim tostumdan yapayım” dedi. Kabul, normalden biraz uzun sürdü yapımı amaaaa, ben ki pek tost tercih eden biri olmayarak acayip beğendim yaptığı tostu. “Bunun sırrı ne?” diyecek oldum.
Elbette malzeme kalitesi vb. bi sürü şey anlattı bana. Dedim ki, “Bunlar tamam ama bi şey dikkatimi çekti. Bu tost ekmeğinin içi kızarmamış, dışı çıtır çıtır.” “Sakın! dedi. Sakkın!! Deme kimseye, işte benim sırrımı, buldun!” Valla Arşimet gibi hissettim kendimi. “Sen merak etme kardeşim, benden sır çıkmaz, bütün Ege, bi de bütün Türkiye bilir o kadar...” Neyse her zamanki gibi eski dostumla didişerek yaptık sohbetimizi. Sonra bi an aklıma geleni deyiverdim, “Abi sen ne yetenekli bi adammışsın yahu, bileydik bunca yıl yollukları, Çeşme’ye giderken ekmek arası domates peynirleri sana yaptırırdık.”
Göçmen usulü biber turşusu
Özellikle biz Bulgaristan göçmenleri turşudan yaz kış vazgeçemiyoruz. Tarif edeceğim turşu da vazgeçemediklerimizden.
Bir Balkan turşusu.
Turşuluk tabir edilen hemen her biberle yapabilirsiniz.
Ancak ben acı topan süs biberini çok seviyorum.
Malzemeler:
Sirke
Tuz
Şeker
Turşu otu (Turşu otu dediğim, arapsaçının olgunlaşmış, yazın kurumuş sapları)
Tane karabiber
Sarımsak
Dilediğiniz kadar biber alabilirsiniz. Yapılışı çok kolay. Standart boy bir kavanozun içine bir yemek kaşığı tuz, bir yemek kaşığı şeker koyun.
Biraz turşu otu, bir iki diş sarımsak ve üç beş tane karabiberi de ilave edin. Biberleri kavanozun içine boşluksuz doldurun.
Kavanozunuza 1.5 parmak civarı sirke ekleyin. Sirke dileğiğiniz kadar olabilir ama keskin olmasını istemediğimizden bu kadarı yeterli olacaktır.
Biberinizin üzerini suyla doldurun, kapağını sıkıca kapatın. Turşunuz hazır.
Makul serinlikte bir yerde beklerse, kışa muhteşem lezzetli bir turşunuz olacaktır.
Afiyet olsun...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024