Kıvrıla kıvrıla giden yolda, zeytinliklerin arasından denizi görmeden burnumuza gelen iyot kokusunun keyfini anlatamam size. Siz buraları bir de nergis zamanı görmelisiniz. Doğal nergisin kokusu bambaşka.
Malum yeni karavancıyız biz. Bazen planlı, bazen de rüzgâr bizi nereye savurursa oraya gidiyoruz. Her seyahatimizde yepyeni şeyler öğreniyoruz. Bu hafta yakın bir yere yolculuğumuz. Malum okullar açılıyor, Efe okula başlayacak. Biliyorsunuz Çeşme’de bu yaz karavan yasağı vardı, gidemedik. Açıkçası küskünüm Çeşme’ye. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız Karaburun yolculuğumuzda, Badembükü’den Ildır’a inecektik ama yol bozuktu. Sonbaharın bu ilk günlerinde, okullar açılmadan bir kez daha doğaya atalım dedik kendimizi. İzmir-Çeşme otobanının Zeytinler çıkışından, eski yoldan gidiyoruz Çeşme Ildır’a. Keyifli, bol manzaralı bir yol burası.
İlk durağımız Barbaros
Seyirtepe’den aşağıya doğru indiğinizde sizi ilk olarak oyuklar (korkuluk) karşılıyor. İlk anda biraz ürkütücü gelse de Barbaros köyünün bir geleneği bu. Her yıl haziran ayında “Oyuk Festivali” düzenleniyor köyde. Sonra bu oyuklar, köyün her yerine konuluyor. Gelenekleri ve doğayı, en iyi korkuluk, geleneksel yemek ve avlu ile bahçe tasarımı gibi yarışmalarla canlı tutuyorlar.
Kara Ahmet’te mola
Barbaros’ta koca bir gün geçirebilirsiniz ama bizim hedefimiz Ildır. Yine şahane manzaralı, zeytin ağaçlarının gölgelediği bir yoldan önce Kadıovacık köyüne varıyoruz. Meydandaki bakkaldan alışverişimizi ettikten sonra köye 2-3 kilometre uzaklıkta rahmetli Kara Ahmet’in yerinde mola veriyoruz. Burası bir kır kahvesi aslında. Daha çok hafta sonları açık. Kahvenin içinde ve dışında bir sürü ocak ve oturma alanları var. İzmir’de bile çok bilinen bir yer değil. Sadece çay, yağ, ateş ve kendi yaptıkları zeytin var. Eğer oturmak isterseniz malzemenizi kendiniz götürüyorsunuz. Eskiden Ahmet amcanın türküleriyle şenlenen kahve, şimdi oğlu İlker abinin tatlı diliyle işliyor. Koca bahçede dilediğinizi toplayabilirsiniz, giderken hesaplaşırsınız. Biz molada aldığımız balıklarımızı pişirdik. Gittiğimizde de kimse yoktu. Bunu fırsat bilip sedirde biraz şekerleme bile yaptık!
Kuğu gibi salınan kayıklar
Kıvrıla kıvrıla giden yolda, zeytinliklerin arasından denizi görmeden burnumuza gelen iyot kokusunun keyfini anlatamam size. Siz buraları bir de nergis zamanı görün. Ta Rumlar zamanından kalma doğal nergisin kokusu bambaşka olur. Ildır’a daha ilk girişte, derenin hemen kenarında duran midyeci Baki abi karşılar sizi. Sonra da denizde kuğu gibi salınan kayıklar.
Karavanınızı bu mevsimde sahile yakın bir yere park edebilirsiniz. Çeşme’ye çok yakın bir yer Ildır. İster burada, ister Çeşme istikametine giderken uygun bir yerde konaklayabilirsiniz. Ildır’da çok lezzetli deniz mahsulleri tadabilir ve satın alabilirsiniz. Benim tavsiyem Ildır köyü içindeki balıkçı kooperatifinden balık almanız. Ayrıca Ildır’da düzenlenen balık turlarına da katılabilirsiniz. Plajları biraz taşlıktır, çok fazla alternatif yok ama denizi çok temiz ve güzel.
Ildır köyü de Barbaros köyü gibi özgün bir mimariye sahip. Gezerken evlerin yapılarında tarihi taşlar görürseniz şaşırmayın. Çünkü evler yapılırken Erythrai Antik Kenti’nin kalıntılarını kullanmışlar.
Bu seyahatimiz çok şükür sorunsuz geçiyor. Öğle akşam arasını Kara Ahmet’in yerinde balık yiyerek geçirdiğimizden geceyi gönlümüzü, gözümüzü doyurmaya ayıracağız. Dalga sesleri, tekne gıcırtıları olacak müziğimiz. E daha ne olsun! Şimdi dinlenme zamanı. Tekerinize taş değmesin dostlar. Kalın sağlıcakla...
Çat Kapı Evleri
Barbaros köyünün her yeri bir sanatçının elinden çıkmış gibi. Uzun uzun geziyoruz köyü, bol bol fotoğraf çekiyoruz. Zamanımız olsa “Çat Kapı Evleri”nden birine de konuk olmayı çok istiyoruz ama olmuyor. Köyde yemek yiyebileceğiniz yerler elbette var ama kapısında “Çat Kapı Evi” yazan bir kapıyı çaldığınızda ufak bir ücret karşılığında o ailenin konuğu olabiliyorsunuz.
Antik kent
lğdır köyü girişi bizim geldiğimiz yolun 500 metre kadar sağında. Tatlı bir yokuşun sonunda köylülerin el emeği, göz nuru ile yaptığı ürünlerden satın alabilirsiniz. Bu arada Ildır’da en çok görülmesi gereken yer Erythrai Antik Kenti’dir. Ildır da adını Erythrai’den alır. “Erythrai”, Helen dilinde kızıl/kırmızı anlamına gelir. Söylenmesi kolay olduğundan, yöre halkı daha çok Ildır ismini kullanır ama Ildırı da denilir.
Karavancının tavsiyeleri:
Kara Ahmet’in Yeri: Kır kahvesi burası, tüm yiyeceğinizi, içeceğinizi kendiniz götürüyorsunuz. Doğal ürünler satın alabilirsiniz. En güzel yanı, nasıl oluyor bilmiyorum ama bir anda herkesle dost olabileceğiniz zeytinlikler arasında bir masal alanı burası.
Enginarlı midye: Ildır girişinde Baki Usta’nın tezgâhı. Ve İzmir’de tek enginarlı midye yapan yer. Bir diğer özelliği de sadece Ildır’dan çıkan midyeyi satması.