Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları

Biliyorsunuz yolda olmayı seviyorum ben, varmayı değil. İşte geçen hafta, tam bir yıldır sabırsızlıkla beklediğim Kırklareli Pehlivanköy Pavli Panayırı günü geldi çattı. Yol arkadaşım, ağabeyim Seçkin İyener ile birlikte panayırdan birgün önce düştük yollara.
İlk hedefimiz Çanakkale.
Oldum olası severim Çanakkale’yi. Güzel İzmir’e pek benzetirim. Sıcaktır insanı, sohbetkârdır. Kordonunda iki tur atsanız, Şakir’in Yeri’nde illa bir dost bulursunuz kendinize. Kışını sevmem pek ama o da kusuru olsun dimi ama. Her gittiğimde ille uğradığım yerler var bu güzel şehirde. Mesela Akol Otel’in yan sokağındaki çorbacı. Kelle paçası enfestir. Sonra Yalova Restoran. Bana göre Türkiye’nin en kral mezelerini yaparlar. Yalova’nın biraz ilerisinde, Çanakkale efsanesi Şakir’in Yeri. Müthiştir. Şakir’de bir bira içerken Çanakkale’ye özgü dalak yemeyi pek severim. Ve galiba en çok ta oltacıların boğazdan tutup getirdikleri balıkları kordonda terazi daralarının içinde canlı canlı sattıkları “Canlı Balık” tezgâhını seyretmeyi acayip severim. Bunların hepsini daha sonra anlatacağım size.

Haberin Devamı

Döner selfiyi keşfetmiştik

Bugün minik bir dükkândan bahsedeceğim. Çanakkale Balık Hali bitiminde kendi halinde bir karı, kocanın işlettiği minik bir lezzet durğından.
Güzide ve Cenk Sayılgan çifti ile tanışalı kaç yıl oldu bilmiyorum, her Çanakkale seyahatimde kesinlikle uğradığım bir mekan oldu burası. Benim için özel bir yerdir. Öyle özeldir ki, sevgili ağabeyim Hürriyet Ege eski Yazı İşleri Müdürü Nedim Bubik ile ilk döner selfiyi dükkanın önünde keşfetmiştik.
O koskoca Hürriyet Ege Yazı İşleri Müdürünü koltuğumun altına alıp telefona baka baka döndürmüştüm. Çok gülmüş, çok eğlenmiştik.
Sonrasında da birlikte bir kilo zargananın ocağına çökmüştük.
Mekanlarının adı “Ayaküstü Balık”. Adı gibi, ya ayaküstü ekmek arası mevsim balığı yiyorsunuz. Ya da minik taburelerin üzerinde, Cenk’in kendi elleriyle yaptığı turşu ile, yine mevsimin en taze balıklarını indiriyorsunuz mideye.

Çanakkale’de bir mola mekânı  Ayaküstü Balık

Çim çim karides efsane

Haberin Devamı

Cenk yaptığı işi seven biri. Bu gidişimizde palamut ızgara yaptı bize. Ardından da kendi icadı çim çim karides ızgara geldi masamıza. Sevgili dostlar karidesin her türlüsünü tattım neredeyse ama bu son dönemde yediğim en güzel karideslerden biriydi. Cenk özel sosuyla şöyle bir tabakta çevirdikten sonra karidesleri ızgarada yaptı. Hafif bir is kokusu sinen karideslerin tadını şu an bunları yazarken bile damağımda hissediyorum. O kadar yani! Ve yine ustanın yaptığı salatalık turşusu ile de pek güzel olduğunu da söylemesem olmaz. Cenk’e kalsa haldeki bütün balıklardan pişirip koyacak önümüze. Pavli Panayırı yolculuğumuzun ilk durağı Çanakkale’de öğle yemeğimiz Ayaküstü Balık’ta şahaneydi anlayacağınız. Yolunuz Çanakkale’ye düşerse uğrayın derim bu minik mekana.
İşte zaman doldu. Yola çıkma zamanı. Cenk bizi uğurlarken kulağıma eğilip, “Abi lüfer yemeye bekliyorum, buraların en kral lüferini ben pişiririm” diyor.
Geleceğiz dostum, lüfer yemeye de geleceğiz...
Tel: 0542 721 08 88

Kordon’u beyaz renge boyatırdım

Haberin Devamı

Nisan ayında bir Alanya seyahatim oldu. Geri dönüşümde de şöyle bir Antalya’ya uğradım. Ana caddelerden birinden geçerken dikkatimi binalar çekti. Yıllarca iş seyahatleri yaptığım Antalya’nın bu caddesinden daha önce de defalarca geçmiştim. Ama bu sefer bana pek güzel göründü. Eşimle ne fark olabilir diye konuşur-ken, farkettik ki, cadde üzerinde bütün binalar mavi-beyaz boyanmıştı.
Yani demem o ki; Ben olsam, Kordon, sahil yolu ve Karşıyaka’daki bütün binaları beyaza boyatırdım. Hatta bununla da kalmaz göze kötü görünen, özellikle ana arterlerdeki binaları da hoş renklerle boyatırdım.
Bi ara eski Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi’nin böyle bir hamlesi oldu. Hatırladığım kadarı ile ama bi türlü hayata geçmedi.

Not: Çankaya, İkiçeşmelik civarındaki binalarda klimalar için yapılan estetik uygulamanın çok şık olduğunu da söylemeliyim.