İstenirse oluyormuş! Hep örnek gösterdiğimiz yurtdışındaki şeyler bizde de hayat buluyormuş.
Geçen hafta sonu Foça Belediyesi’nin davetlisi olarak Foça’daydık. Sevgili @gezginkereviz, @gurme_izmir, @rafinemutfak, @bugünbiraradayız, @kutluozemrak, @nilafirat, @kokladunyayi ile birlikte hem eski hem de Yeni Foça’yı tavaf ettik desem yeridir.
Şimdi size uzun uzun Foça’nın denizini, tarihini, insanını anlatmayacağım. Bunlar var ve çok güzeller. Ben başka şeyler den söz etmek istiyorum.
Açıkçası, bu organizasyona katılma kararı aldığımda “E bi gidelim bakalım” kafası vardı bende. Deniz (@gezginkereviz) “Abi, çok güzel bi gezi olacak, eminim” dediğinde bile “Eh bakalım” demedim değil içimden.
Eski Foça’nın gölge yerlerinden birine park ettik araçlarımızı ve tur hızlı bir şekilde başladı. Şehrin girişinde, hemen solda kurulu ‘Yeryüzü Pazarı’nı gezmekle başladık tura. İnsanların ürettiklerini sattıkları, Foça’ya ait yemekleri misafirleriyle buluşturdukları, kendi küçük ama keyfi büyük bi pazar olmuş burası.
Pazarı gezerken Foçalı hanımlar çekme makarna, koruk suyu ve yöre balları ile mini bir ziyafet çektiler bize.
Vakit darlığından çok uzun zaman geçiremedik Yeryüzü Pazarı’nda.
Otobüs Bağarası’na doğru yola çıktığında, en çok merak ettiğim, gezi programında yazan Çöpsüz Bakkal’dı. Senelerdir gelip geçtiğim bu yeri hiç bu kadar merak etmemiştim. Asıl şoku Bağarası’na geldiğimde yaşadım.
Gittiğimiz gün, Cumartesi açılışı yapılan ‘Kadınca Kararınca Pazarı’ geziye katılan arkadaşlarımın hepsini mest etti. Yöre insanlarının ürettikleri ballar, reçeller, ahşap işleri, danteller, resimler, bebekler, elmalar, incirler ve erikler, üretici kadınların ellerinden bir başka güzeldi. Dedim ki içimden, “Yahu arkadaş, daha önce neden yapmadınız bunları, bak isteyince oluyormuş”...
Yunanistan’ı andırıyor!
İnsanları aynı çatı altında toplamış belediye, kooperatifleşmeleri için öncülük etmiş. Ve ortaya sonrasında bunlar çıkmaya başlamış. Yani bundan sonra Foça’ya giderken Bağarası’nda bi mola vermeniz gerekecek. Çünkü ‘Kadınca Kararınca Pazarı’ gezilmeye değer...
Pazardan, hemen yan sokakta bulunan Çöpsüz Bakkal’a geçiyoruz. Yine kadınların girişimleriyle kurulmuş bu küçük dükkânda yörenin balları, elması, domatesi, kabağı, meyvesi, sebzeleri var. Sattıkları her şey bu yörenin ve yerli tohum... Her şeyi değerlendiren, asla çöp çıkarmayan bi dükkân burası da. İşte size Bağarası’nda bi mola verme nedeni daha...
Öğlen gittiğimiz Foça’da pazardı, Bağarası’ydı derken akşamı ediyoruz. Akşamüstü bi günbatımı turu ve akşam yemeğiyle sonlandırıyoruz geceyi.
Ve işte yeni gün...
Sabah kahvaltısında Kozbeyli’deyiz. Oldum olası çok severim burayı. Kahvesini de, suyunu da beğenirim. Restore edilen Çapkınoğlu Konağı’nın hemen alt kısmında şahane manzaralı bir yerde yapıyoruz kahvaltımızı. Sonra konağı geziyoruz, Kozbeyli sokaklarından denizi izliyoruz, püfür püfür esen rüzgâr eşliğinde.
1,5 günlük gezimiz boyunca asıl şoku Yeni Foça sahiline geldiğimde yaşıyorum. Bundan 25 sene öncesinde neredeyse her hafta Yeni Foça’daydık. Eşimin rahmetli dedesinin yazlığı ve şahane komşuları vardı. Aile gibiydi koca site. E biz de yeni damat olduğumuzdan neredeyse her hafta giderdik. Öğretmenevinin orda tüm gün denize girip akşam da mırmır yakalamak dünyanın en güzel şeyiydi bize. Son zamanlarda pek gitmez olduk nedense. Ta ki bu geziye kadar...
Ve şok!
Sahili yıllar sonra ilk gördüğümde düşündüğüm şey, “Burası çok beğendiğimiz Yunan sahil kasabalarından daha güzel olmuş!” Bildiğiniz, şoktayım yani!
Evet, gerçekten öyle olmuş. Restore edilmiş binalar, düzenlenmiş plaj, trafiğe kapatılmış sahil şeridi, kuralı konmuş masa düzeni... Ve sonra özellikle hafta sonları çöpe boğulmuş plaj yerine siyah torbalara intizamlı şekilde dizilmiş, alınmayı bekleyen çöp torbaları çok şaşırttı beni.
Sahilin devamına, liman girişine kadar yapılan, sahile inen oturma yerleri harika olmuş. Bisiklet yolu çok yakışmış mesela. Hatta bu düzene Yeni Foça’nın esnafı bile uymuş görünüyor.
Kim yaptıysa, kimin zerre kadar emeği geçtiyse kendilerini tebrik ediyorum. Ve bu güzel şeyleri hep birlikte korumamız, sahip çıkmamız gerektiğini hatırlatıyorum.
Yetkililerden beklentim ise, kurallara uyumu sağlama koşununda acımasız ama hakkaniyetli olmaları!
Bravo Foça! Her şey çok güzel olmuş. Daha da güzel olsun...
İnsanlar her zaman güzel şeylere layıktır.
Not: Sevgili dostlar, elbette Foça’da yemek de yedik ama kimseyi üzmemek, gönül kırmamak adına buradan restoran ismi vermedim. İleriki günlerde restoranları ayrıca yazacağım...
Çadır ve karavan turizmi...
Foça gezisi sırasında otobüste belediye yetkilileriyle festivallerden ve konaklama mekânlarından konuştuk. Yaz aylarında yapılan bazı organizas-yonlarda kısıtlı konaklama imkânlarından ötürü yaşanan sıkıntılardan bahsettik. Kış turizmine, engellilere dair şeylerdi konumuz. Turizmi dört mevsim canlı tutmayı konuştuk.
Mesela ben olsam, Foça’da çadır ve karavan turizmini geliştirmek için alternatif projeler üretirdim. Denize yakın, denizden uzak kamp alanları oluştururdum. Özellikle kış aylarında macera tutkunlarını Foça’ya çekecek projeler üretirdim.
Ben olsam yapardım...