Hani bazen bi şarkı, bi koku duyarsınız da o ses, o koku alır götürür sizi geçmişte yaşadığınız bir ana. Şarkı “önde zeytin ağaçları” der siz ilkokulda gittiğiniz pikniği, incir ağaçlarını hatırlarsınız ya. Böyle bi yerden söz edeceğim bugün. Beni taa çocuk halime, on, oniki yaşlarıma götüren bir pideciden söz edeceğim.
İki, üç yıl oluyor, Karşıyaka Alaybey ana caddenin paralel sokağında Alaşehirli Pide Salonu’nu keşfedeli. Oğlum Efe’yi spora getirip götürürken bazen pide yerdik Mustafa (Yanıkoğlu) Usta’da. Ne zaman dükkandan içeri girsek kapı girişinde Jawa motosikletinin yanında görürdük. Pırıl, pırıl bakımlı eski bi motosikletti. Ama usta ona öyle aşkla bağlıydı ki dükkanın içinde tutuyordu.
İçeri her girdiğimizde bu motosiklet ve buram buram gelen pide kokusu, Çamdibi’nde oturduğumuz yıllarda mahalle takımı kurma hevesiyle, arkadaşlarla topladığımız hurdayı satıp, her seferinde Yüksel’in canının pide çekmesine aldanıp Kartal durağındaki pidecide soluğu alışımız gelir gözümün önüne.
56 yıldır pideci
Geçen hafta yakın bir dostumla öğlen vakti Alaybey’den geçerken Mustafa Usta’ya uğradık. Yine aynı pide kokusu burnumuzun direğini yerinden oynattı. Yine aldı görürdü beni uzaklara.
Ama bi eksik vardı. Jawa motor yoktu. “Usta motosiklet nerede” diyecek oldum.
Kısa yanıtladı her zamanki gibi.
“İhtiyaç vardı, sattım.”
Belli ki isteyerek satmamıştı. Uzatmadım sohbeti.
“Hadi usta yap bakalım senin şu şahaneleri” deyip oturdum masaya.
Usta 56 yıldır pideci. 20 yılını Alaybey’de bu mahallede geçirmiş. Öyle dükkanı dolup, dolup boşalmıyor. Çevre esnafı ve mahalleli yetiyor ona. Meşe odununda pişiriyor pidelerini. Hakkıyla, çıtır çıtır geliyor masanıza.
Ben sade, arkadaşım yumurtalı sipariş veriyor.
Biz pidelerimizi yerken bi grup müşteri daha geliyor. Onlar da Jawa’yı soruyor.
Öylece arkasını dönüp gidiyor.
Bi yandan pidemi yerken bi yandan da “kaç yer kaldı ki böyle, her şey fabrikasyon ürünlerle doldu, kaç mahalle pidecisi, bakkalı, kasabı kaldı?” diye mırıldanıyorum.
Gidin Mustafa Usta’ya. Pide yiyin.
Ne bileyim belki bu koku, bu tat sizi de alır götürür bi yerlere. Kim bilir?
Ha Jawa’yı sormayın olur mu?
Alaşehirli Pide: 0 232 381 74 13
Kebap şahane salata efsane
Eski bir dostumla geçen hafta sosyal medya sohbeti yapmak üzere sözleştik. Otomobilimizle ofisinin önüne geldiğimizde daha arabadan inmeden karşıladı bizi.
Atladı arabaya “Hadi abi 6. Sanayiye, seni bi yere yemeğe götüreceğim” dedi. Eee yemek olunca, hele de yeni bir yer olunca akan sular durur bende.
Sürdük arabayı. Buca’nın ara sokaklarından 6. Sanayi’yi bitirip minik bir köprüden sonra vardık Kebapçı Aydın Usta’ya (Elgüven).
Girer girmez de ustanın ellerine teslim ettik mideleri. Usta bize hemen taze bir salata yaptı ve ardından sofrayı şenlendirmeye başladı.
Önce bir Mardin Kebap, ardından biraz ciğer, kuzu şiş, Adana kebap derken “yeter” dedik ustaya “yeter, yoksa patlayacağız.”
Aydın Usta 20 yıldır kebapçı.
Kıyması halis muhlis zırh kıyması. Her gün taze taze yapıyor kebaplarını. Stoklu çalışmıyor anlayacağınız.
Kebaplarının hepsi güzel fakat bize ilk sunduğu Mardin kebabını çok beğendim ben.
Etin en sade haliyle yapılan bu şahane lezzet lavaş için yaratılmış sanki.
Ustanın yaptığı salata masaya geldiğinde biraz çok gibi geldi bize.
Ancak sofradan kalkarken utanmasak biraz daha yap da eve de götürelim diyecektik az kalsın.
Bu minik ama lezzet dolu dükkanı size maalesef net bir şekilde tarif edemem ama telefonundan kendiniz öğrenebilirsiniz.
Kebapçı Aydın: 0532 610 59 52
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024