Futbol enteresan bir oyun. Bursaspor’un attığı ilk gole kadar sahada her şeyi yapan Rizespor’du. Maça öyle güzel başladılar ki Timsah kendi sahasından çıkamadı. Savunmadan çıkışlardaki çabukluk, merkezden Cernat, Ludovic ve Kıvanç ile oyunu süratlendirerek santrafor Kweuke’nin yanında çoğalmaları dikkat çekiciydi.Yeşil-beyazlıların savunmadaki ismi İbrahim’in başarısını da belirtmek gerekir. Karadeniz ekibinin baskısının en yoğun olduğu dakikalarda kaptan tek başına savunma yaptı.
Timsah’ın futbolun gerçeğinin gol olduğunu Belluschi’nin vuruşuyla rakibe göstermesi çok klastı. Bu dakikadan sonra skor avantajını alan yeşil-beyazlıların oyunu domine etmeleri çok daha rahat oldu. Merkezdeki Caja-Belluschi ikilisinin organize ettiği Timsah’ın ritim yakalaması ve bütün olarak hareket etmesi değerliydi.
Ayrıca Bursaspor yedek kulübesinin hücumcu alternatiflerden oluşması da Daum’un elini kuvvetlendirmiş. Volkan yerine Sercan’ın girmesi ve maça hız kazandırması Timsah’ın rakip kaleye gitmesini daha rahatlattı. Fernandao’nun attığı ikinci gol de çabuk oynamanın eseriydi. Kadın ve çocukların hınca hınç doldurduğu tribünler önünde Timsah kritik bir maç kazandı.
Futbol oyununda duran toplar, dönen toplar ve rakipten kazandığınız toplarda ne kadar başarılıysanız skor almada daha avantajlı oluyorsunuz. İşte Bursaspor’un attığı ilk gol Taiwo’nun kornerden gönderdiği top, Civelli’nin mükemmel zamanlamayla buluşmasıyla Antalya kalesine giderken Hakan’ı da çaresiz bırakıyordu.
Kırmızı-beyazlıların attığı beraberlik golünün de yine duran toptan olması enteresan değildi. Tabi ki futbolda kazanmak için iyi koşup, agresif mücadele ederken sahanın her mekrakaresini de iyi kullanmak gerek. Yeşil beyazlı oyuncular bu anlamda ilk 45’te iyiydiler, ikinci yarı tam tersi çok kötüydüler. Özellikle merkezde Bekir ile savunan, Belluschi ve Sestak ile hücum eden anlayış başarılı olurken, rakip Antalyaspor’un oluşturduğu orta alanda Enoh, Insa ve Köksal üçgenine fırsat tanımadı.
Bursaspor savunmasının çıkışlardaki başarısı oyuna çabukluk kazandırırken, kademelerdeki başarısı da rakibin daha önce gol yapmasını engelledi.
Oyunun son bölümünde kırmızı-beyazlılarda Samet hocanın hamlesiyle Semih ve Tita’nın oyuna girmesi hücum zenginliği yaratmak adına doğruydu. Bursaspor’da ise Daum her zamanki gibi oyuna çok geç hamle yaptı. Taşkın ve Sercan’ı oyuna
Ara transfer döneminin en hareketli takımı Bursaspor üç gün arayla oynadığı iki Eskişehir maçında da yedi gol atarak ikinci yarıya süper bir başlangıç yapmış oldu.
Aslında iki takımın oyuncularına baktığımızda bu kadar büyük bir farkın olmadığını görmek zor değil. Ancak Timsah’ın koşu kalitesini yukarı çıkarması, takım içi kuvvet dağılımındaki denge, farkı yaratan etkendi. Orta alanda hücumu destekleyen Sestak’ın aldığı her topta dikine oynaması, Belluschi’nin mükemmel top hakimiyeti ile Es-Es savunmasının arasına girmesi ve Şamil ile oluşturulan kalkan yeşil-beyazlıları öne çıkardı. Serhat’ın soldan, Ozan’ın sağdan oyunu genişletip aldıkları topları nokta atışlarla hücumculara göndermesi ne kadar önemliyse, topla içeri girdiklerinde de bir o kadar etkiliydiler. Özellikle Ozan, Kazım’ın yokluğunda dikkat çekti.
Kaptan Serdar Aziz’in önderliğinde savunma hattının disiplinle oynayarak az hata yapması Eskişehir golcülerini sıkıntıya soktu. Bursaspor’da santrfor bölgesine büyük umutlarla aldığı Fernandao’nun ilk Süper Lig maçında iki gol atması hem onun adına hem de Bursaspor adına önemliydi.
Sergen Yalçın’ın Gaziantepspor’a getirdiği en önemli özellik, oyuncuların saha içi iletişimindeki iyileşme. Bir de 11 oluştururken, tercih yaptığı isimlerin topla becerilerinin yüksek olması. Gördüğüm en önemli eksileri, birinci bölgeden ikinci bölgeye geçişleri kısmen doğru ama ikinci bölgeden üçüncü bölgeye geçişlerinde kötüydüler. Bursaspor içinse şunu söyleyebilirim. Rakibe göre kimliği oluşmuş, karakteri daha belli olan bir takım. Bu çerçeveden baktığımızda maçın favorisi Timsah olmalıydı.
Sahanın içine girdiğimizde oyunun başlarında Antep’in Cenk ile attığı sayılmayan gol Bursaspor’da Belluschi’nin kaçırdığı bir pozisyon, Taiwo’nun direkten dönen topu ve Sestak’ın vuruşunun Karcemarskas tarafından aynı güzellikte çıkarılması. Koca 45 dakikada akılda kalanlar bunlardı. Bunun bence tek sebebi olabilir. Her iki takımın da aşırı kontrollü oynama isteği, hücum zenginliği yaratmasını engelledi diyebiliriz.
İkinci 45’te yeşil beyazlıların öne oynama isteği Kazım ile net pozisyon üretmesini sağladı ama skor yapamadı. Ayrıca Civelli’nin Timsah adına oyunu riske ederek rakip kalenin yakınlarında olması dikkat çekiciydi. Antep takımının Timsah’ın kalesini unuttuğu oyunda tek
Oyunun hemen başında Bursa müthiş bir kanat organizasyonu yaptı ve Ferhat ile golü buldu. Bu akında 3 sağ kanat oyuncusu Şener, Kazım ve Basser’in ortak katkısının olması, dikkat çekiciydi. Erciyes sol kanadında olan Ekrem Ekşioğlu’nun yalnızları oynadığı oyunda Timsah’ın bu kanadı istediği gibi kullanarak 2. golü Serdar Aziz ile bulması bence hiç sürpriz değildi. Bursaspor’da Civelli’nin Volkan’a yaptığı hareket ile oluşan penaltı tartışmaya açıktı ama Ibricic’in golü Süleyman Abay’ın kararı kadar gerçekti.
Yeni Teknik Direktör Hikmet Karaman’ın bu maç için takıma olumlu etkisini ben göremedim. Bunu oyuncu tercihlerinden anlayabilirsiniz. İkinci 45’te Timsah’ın temposunu artırıp taraftar desteğini de arkasına alarak hücum zenginliği yaratması 3. golü de erken bulmasına yol açtı diyebiliriz. Belluschi ince ayar pası Sestak’ın akıl dolu vuruşuyla tamamlanınca, Timsah derin bir oh çekti. Yeşil beyazlı oyuncuların bu golle bile tatmin olmadan oyundan vazgeçmemesi övgüyü gerektiren bir durumdu.
Timsah savunması Serdar Aziz önderliğinde ciddi bir problem yaşamadı. Sonuçta Bursaspor, rakibine göre daha kompakt bir takım. Bir de sahanın içine etki eden 12. adamı düşündüğümüzde her
Türkiye Kupası’nda Fethiyespor, Balıkesir ve Bucaspor’dan sonra Tokatspor’un Kayserispor’u saf dışı bırakması Bursa’daki İnegöl mücadelesine Türk futbol camiasının dikkat çekmesine sebep oldu. Çünkü İnegöl’ün de 5. tura gelinceye kadar Kasımpaşa ve Gaziantep’i elediğini düşündüğümüzde bu maçı izlenmeye değer bir oyun hale getirdi. Timsah’ta Daum’un sürpriz yaşamak istemediğini gösteren en önemli gösterge ideal kadroyu sahaya sürmesi diyebiliriz. Sahanın içine girdiğimizde ise neredeyse 90 dakika boyunca tek kale maç şeklinde oynanan oyunda Timsah’ın golünün gecikmesinin sebebi İnegöl kalecisi Ali diyebiriz. Yüzde 100’lük pozisyonları tek başına engelledi. Ona en büyük yardımcı Kaptan Kemal’di. Tecrübeli Gökhan’ın durağan, Raif’in kırılgan yapısı İnegöl’ün Bursa kalesine gelmesini önledi. Timsah’ın şans yardımıyla Murat’la bulduğu gol perdeyi açarken, Enes Ünal’ın frikiği ile bulunan ikinci gol Timsah’ı rahatlattı. Yine Enes Ünal’ın fırsatçılığını konuşturarak attığı 3. gol Bursaspor’un gruplara kalmasını sağladı.
Karşılaşmanın ilk dakikalarında Trabzonspor’lu oyuncuların oynama coşkusunu ve kazanma iştahını görünce Timsah adına ‘eyvah’ dedim. Ama futbol oyununun sürprizleri sevdiğini bilen birisi olarak da neden olmasın dedim. Bordo-mavili oyuncuların bir an önce skoru almak adına Olcan ve Yusuf ile kanatlardan gelen, Colman ile hücumu destekleyen, Henrique ve Malouda ile golü isteyen o saldırgan tavırları ile amaçlarına ulaşamayınca, oyun bu sefer 27. dakikada Trabzonspor adına terse döndü. Taiwo’nun duran topta Henrique’nin yardımıyla bulduğu gol, yeşil-beyazlı oyuncuların kendilerine gelmelerini sağladı. Maç özgüvenini yakalayan Bursasporlu oyuncular daha rahat hücum etmeye başladılar. İlk 45 dakikada ikinci golü bulamamalarının tek sebebi vardı; inanç eksikli. 45’te Bosingwa’nın ortasında Olcan’ın attığı beraberlik golünde Timsah savunmasının tamamının hatası vardı.
İkinci yarıda daha kontrollü oynama isteği başına büyük iş açacak derken, önce direkler izin vermedi. Dakika 61’de mükemmel bir kanat organizasyonu ile Sestak’ın attığı gol, yine bir futbol sürprizdiydi. Her iki teknik adamın oyuna yaptığı hamleler dikkatimi çekti. Özellikle Timsah’ta Musa-Yasin değişikliğini ben
Her iki takımın son 6 maçına baktığımızda Gençlerbirliği takımının deplasman karnesi kötü, Bursaspor da kendi evinde kayıptı. Bu çerçeveden maçı analiz ettiğimizde, karşılaşmanın sonucunun beraberliğe yakın olduğu tahmin edilebiliyordu. Bursa’nın geçen hafta deplasmandan 3 puanla dönmesi ligin üst grubu için yeniden iştahlanmasını sağladı ve Gençler maçının önemini yeşil beyazılılar için bir kat daha artırdı. Bu durumda Timsah’ın mutlak kazanıp camiasına derin bir oh çektirmesini bekledik ama olmadı. Daum’un geldiği günden itibaren güven duymadığı, bir kenarda tuttuğu Pinto ve Sestak’a, Batalla’nın gidişinden sonra tekrar sarılması bana enteresan geliyor. Kaldı ki bu iki oyuncu da yeşil beyazlılar adına önemli oyuncular. Dün Pinto yine yoktu ama Sestak sahadaydı ve takımın en etkili silahıydı.
Gençlerbirliği’nin Özdilek’ten sonra toparlandığı bir gerçek. Yıllardan beri geleneği olan, pozitif oynamaya çalışan bir takım. Şifo’nun elinin değdiğini anlamak için orta alandaki oyuncuların sahadaki duruşlarına, pozisyon alışlarına ve kaymalarına bakmak yeterli. Özellikle merkezdeki Özgür İleri’ye bayıldım. Gençler takımının hücumdaki en etkili ismi ise Jimmy Durmaz’dı. Eğer