Her iki takımın son 6 maçına baktığımızda Gençlerbirliği takımının deplasman karnesi kötü, Bursaspor da kendi evinde kayıptı. Bu çerçeveden maçı analiz ettiğimizde, karşılaşmanın sonucunun beraberliğe yakın olduğu tahmin edilebiliyordu. Bursa’nın geçen hafta deplasmandan 3 puanla dönmesi ligin üst grubu için yeniden iştahlanmasını sağladı ve Gençler maçının önemini yeşil beyazılılar için bir kat daha artırdı. Bu durumda Timsah’ın mutlak kazanıp camiasına derin bir oh çektirmesini bekledik ama olmadı. Daum’un geldiği günden itibaren güven duymadığı, bir kenarda tuttuğu Pinto ve Sestak’a, Batalla’nın gidişinden sonra tekrar sarılması bana enteresan geliyor. Kaldı ki bu iki oyuncu da yeşil beyazlılar adına önemli oyuncular. Dün Pinto yine yoktu ama Sestak sahadaydı ve takımın en etkili silahıydı.
Gençlerbirliği’nin Özdilek’ten sonra toparlandığı bir gerçek. Yıllardan beri geleneği olan, pozitif oynamaya çalışan bir takım. Şifo’nun elinin değdiğini anlamak için orta alandaki oyuncuların sahadaki duruşlarına, pozisyon alışlarına ve kaymalarına bakmak yeterli. Özellikle merkezdeki Özgür İleri’ye bayıldım. Gençler takımının hücumdaki en etkili ismi ise Jimmy Durmaz’dı. Eğer penaltıyı gole çevirebilseydi maçın adamı olurdu. Timsah’ta üç puana ulaşmak için başta Belluschi, Şamil olmak üzere Sestak ve Kazım çok çaba sarfetti ama gol yapamadılar. Savunma oyuncularının dikkati üst düzeyde olunca gol de yemediler.