Dr. Şafak Başa, “İstanbul’da barajların doluluk oranı yüzde 31, ancak Melen ve Yeşilçay’dan alınan su ve kayıp kaçak oranını azaltan yatırımlar sayesinde, 2023’te su sıkıntısı yok” dedi..
Başa, “İSKİ, sadece kente içilebilir kriterlerde su temin etmiyor. Baltalimanı, Tuzla, Ataköy gibi devasa ileri biyolojik arıtma tesisleri, dere ıslahları, tünel ve kolektör gibi altyapı çevre yatırımlarıyla da su baskınlarını önlüyor, denizlerimizi ve havzalarımızı koruyor” ifadesini kullandı.
-İstanbul’un kaç günlük suyu var?
İstanbul’da bizim irili ufaklı 9 barajımız var. Bu barajlarımızdaki mevcut su miktarı yüzde 31’in düzeyinde. Bugün itibarıyla 270 milyon metreküplük suyumuz ve günde 3 milyon metreküp civarı su kullanımı var. Sadece baraj doluluk oranlarına bakarsak, evet, 90 günlük suyu var gibi görünüyor. Ancak, İstanbul’da sadece barajlar su kaynağı değil. İstanbul’a yeterince yağmur yağmayabilir ama Melen ve Yeşilçay’dan borulara ciddi oranda su transfer ediyoruz. Su temini planlama ve mühendislik işi. En az yağış rejimine göre şehrin bir yıllık su ihtiyacını planlıyoruz. Bir yılda 1 milyar metreküp suyu İstanbul’a tedarik ediyoruz. Bizim hesabımıza göre, 2024 yılına yüzde 20-21 doluluk oranlarıyla girebileceğiz. İstanbul’da kayıp kaçak su oranını da bilimsel yöntemler ve yatırımlarla yüzde 23’ten yüzde 19’lara çektik. Bu neredeyse bir baraj kadar su tasarrufu demek. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde, İstanbul’da 2023’te su sıkıntısı yok Ancak, vatandaşlarımız tabii ki tasarruf yapsınlar. Tasarruf çağrımızı zaten sürekli yapıyoruz. Küresel ısınma ortada. Büyük maliyetlerle temin ettiğimiz suyumuzu çok dikkatli kullanmamız gerekiyor.
- Melen Barajı’nın İstanbul için önemi nedir?
Melen Barajı yıllardır bitmediği için İstanbul’da biraz böyle stres yaşıyoruz. Bu barajımız bitmiş olsa, bir yıl İstanbul’da hiç yağmur yağmasa bile şehrin bir yıllık suyunu Melen’den karşılayabiliyoruz. Bu nedenle, Melen Barajı’nın bir an önce bitmesini istiyoruz. Ancak DSİ ile yaptığımız görüşmelerde en son 2023’te açılacak denilen Melen Barajı’nın 2026 yılından önce bitmeyeceğini öğrendik. Bu nedenle, İstanbul’daki tüm hazırlıklarımızı ve çalışmalarımızı buna göre yapıyoruz.
- Damacana suların fiyatlarında ciddi bir artış oldu. İstanbullu musluktan akan suyu içebilir mi?
Suyumuz Sağlık Bakanlığı tarafından, atık su tesislerimiz de Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından sürekli denetleniyor. İstanbul’da 22 içme suyu arıtma tesislerimizden her gün numune alınıyor. Biz de laboratuvarda numunelere bakıyoruz. Dolayısıyla, yönetmelik kapsamındaki standartları sağlıyoruz. Biz vatandaşımıza sağlıklı su veriyoruz. Biz İstanbul’daki suyun içilebilir kriterlerde olduğunu düşünüyoruz. Yalnız, şartlarımız var. Biz şebekeden arıtılmış sağlıklı suyu veriyoruz. Fakat tesisatınız eskiyse, su deposunuz kirliyse, dezenfekte yapılmıyorsa bizim temiz yolladığımız suyun deponuzda ve tesisatınızda kirlenme ihtimali var. Tesisatı yeni ve depoları temiz olan vatandaşlarımız, çeşmelerinden gönül rahatlığıyla suyu içebilirler. Su tarifesi damacana suya göre çok çok uygun. Biz 1 metreküp suyu şu anda 12-13 liraya veriyoruz. Bir damacana su en düşük 40 TL. 1 metreküp su dediğimiz, aslında bir ton su neredeyse 52 damacana eder. Tasarruf da sağlamış oluyorsunuz.
- Artan maliyetlerden dolayı 2023 yılı içerinde İstanbul’da suya zam yeni bir zam yapılır mı?
Mayısa kadar herhangi bir zam artışı öngörmüyoruz. Mayısta tekrar İBB Meclisi’nde genel kurulumuzun gündemine girebilir. Bir de su temininde en büyük sıkıntımız elektrik fiyatları. İstanbul’da kullanılan elektriğin yüzde 3.5-4’ünü tek başına İSKİ kullanıyor. Çünkü kilometrelerce uzaktan pompalayarak İstanbul’a su getiriyoruz. Coğrafi olarak düz engebeli bir şehirde yaşıyoruz. Suyu binlerce noktada basınca sağlamak için terfi ettiriyoruz. Günün sonunda İSKİ arıtma tesisleri çok ciddi elektrik kullanıyor. Enerji fiyatlarının yüksek olması bizi zorluyor. Maalesef birçok tesisimizde sanayi elektriği tarifesinden kullanıyoruz. Cumhurbaşkanımıza bu konuda müracaatımız oldu. Cevap bekliyoruz.
İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa, yazarımız Eren Aka’ya konuştu
- İSKİ atık su konusunda da önemli tesisler açtı. Baltalimanı Biyolojik Arıtma Tesisi’nde arıtılıp Boğaz’ın dip akıntısına verilen atık sular doğayı ve deniz canlılarını ne kadar koruyor?
İSKİ olarak, stratejik planımız kapsamında kentimizdeki tüm ön atık su arıtma tesislerini biyolojik arıtmaya, biyolojik olanları da yer uygunsa mümkünse ileri biyolojiğe çevirmeye gayret ediyoruz. Baltalimanı Biyolojik Arıtma Tesisi inşaatını yüzde 21 ile devraldık ve bitirerek hizmete açtık. Avrupa yakasının 6 ilçesinden toplanan atık sular kolektörlerle buraya geliyor. Burada atık sular biyolojik arıtmaya tabi tutularak temizleniyor, Boğaz’ın dip akıntısına veriliyor. Temizlense de bu su hiçbir şekilde Boğaz’da kalmıyor veya Marmara’ya dönmüyor, Karadeniz’e gidiyor. Ekrem Bey döneminde İSKİ olarak birçok tesis faaliyete geçirdik ve çok ciddi altyapı yatırımlarını tamamladık. Ataköy İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin 260 bin metreküplük 2. Etabını ve Tuzla İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin kapasitesini 650 bine çıkararak Türkiye’nin en büyük atık su arıtma tesisi yapan 3. kademesini de bitirdik. İstanbul için çok önemli olan Yenikapı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin de yakında temelini atıyoruz.
- Yurt dışında uzaktan saat okuma sistemi görmüştüm. İstanbul’da böyle bir sistem olma ihtimali var mı?
Tabii var, dijital teknolojileri de kullanıyoruz. 6.7 milyon abonesi olan İSKİ olarak, özellikle dijital saat ve akıllı sayaç uygulamasına geçtik, geçiyoruz. Maliyeti pahalı ama ulaşmanın zor olduğu birçok noktada teknoloji kullanarak saatleri uzaktan okuyoruz. En son Fransa Kalkınma Bankası ile bir ilk olarak 500 bin euroluk bir hibe anlaşması imzaladık. Bu tamamen akıllı sayaç uygulamasını İstanbul’da yaygınlaştıracak pilot proje başlattık.
Dijitalleşmeye çok önem veriyoruz. Online işlemlerde Türkiye’de en iyi kuruluşlardan biriyiz. Abonelerimiz hizmetlerimizin yüzde 45’ini dijital platformlardan yapabiliyorlar. E-Devlet’e ve İstanbul Senin uygulamamıza en fazla entegre kuruluşlardan biriyiz.
Saat okuma konusunda da bir reform yaptık. Eskiden su ve doğal gaz saatleri ayrı personeller tarafından okunurdu. Şimdi İSKİ, İGDAŞ ve İSPER şirketlerimiz gücünü birleştirdi. Ortaklaşa bir sayaç okuma programı devreye alındı. Şu anda sizin evinizde sadece bir okuyucu geliyor. Her iki saatinizi de okuyup hemen faturanızı kesebiliyor.
Başlattığımız Dijital Fatura projesi ile bastığımız binlerce faturayı dijitale yönlendirmeyi hedefliyoruz.
Boğazı çamurdan kurtaran tesis
1.9 milyar liralık yatırımla hizmete açılan Baltalimanı Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi, 6 ilçedeki 2.4 milyon insana hizmet verecek ve günlük 600.000 m3 atık suyu arıtacak. Tesis, aynı zamanda, biyogazdan elektrik üreterek, toplam enerji ihtiyacının yüzde 60’ını kendisi karşılayacak. Türkiye’de ilk defa uygulanan sistemle, 42 metre yüksekliğinde ve 25 metre çapında yumurta kesitli inşa edilen 6 çürütme tankıyla, senede 70 bin ton çamur bertaraf edilecek ve günde 44 bin metreküp biyogaz üretilecek. Biyogazdan elde edilen elektrik, tesisin toplam enerji ihtiyacının yüzde 60’ını karşılayacak.
Hastane asansörleri bakım istiyor!
İstanbul’da yaşamakta olan bir okurumuz, “Geçen gün tedavi için Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittim. Günde binlerce kişinin kullandığı asansörlerin durumu çok kötü durumda. Girdiğinizde korkuyla katlara çıkıyorsunuz. Asansörün düğmeleri çıkmış. İçerisinde zaten hijyen hiç yok” diyerek şikâyetini dile getirdi. Okurumuzun bu şikâyetini Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimine iletmiş olalım.
‘Modern pazar yeri istiyoruz!’
İstanbul’un Beykoz ilçesinde yaşamakta olan okurlarımızın şikâyeti şöyle: “Cumartesi günleri Beykoz çayırına kurulan pazar yeri tam bir keşmekeş içinde. Trafik altüst olmuş, insanlar ailesiyle rahat bir pazar alışverişi yapamıyor. Pazarda birbirine sürtünerek zor ilerleniyor, belediye denetimi yok, insana yakışmayacak bir manzara. 21. yy’da bu tip pazar yerleri Afrika’da bile kalmadı. Bu pazar yerinin yerine modern, sabit bir pazar yeri yapılsın istiyoruz.” Okurlarımızın bu şikâyetini Beykoz Belediyesi yetkililerine iletmiş olalım.
Basın Tarihi Müzesi gazeteciliğe ışık tutuyor
Trabzon’da Ortahisar Belediyesi’nin uzun ve titiz bir araştırma süreci sonunda hayata geçirdiği Basın Tarihi Müzesi ziyarete açıldı. İçerisinde 756 materyal ile kentin basın yayın tarihiyle ilgili Osmanlıca ve Türkçe eserlerin yer aldığı, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk ‘basın tarihi müzesi’, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde düzenlenen törenle açıldı. Ortahisar Belediyesi’nce yapılan, içerisinde baskı kalıplarından fotoğraf makinelerine, gazetelerden dergilere birçok basın yayın materyalinin sergilendiği Trabzon Basın Tarihi Müzesi gazeteciliğin serüvenine ışık tutuyor. Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, müzede nadir eserlerin yer aldığına dikkat çekerek “İstanbul’dan sonra Anadolu’da 150 yıllık geçmişe sahip olan Trabzon basını, basın müzesini hak eden bir şehirdi. Biz de bu müzeyi şehrimize kazandırdık” diye konuştu. Müzede, Demirören Medya Grubu’nda görev yapanlara ait ekipmanlar da sergileniyor.
Siz sorun yetkililer yanıtlasın
Sevgili okurlar! Yaşadığınız şehirde, sokağınızda, cadde ve kaldırımlarda gördüğünüz aksaklıkları, trafikte karşılaştığınız sorunları, kurum, kuruluş ve markalarla yaşadığınız problemleri sorumlulara duyurmak, şikâyetlerinizi onlara iletmek ve çözüm bulunmasını istiyorsanız, bize iletin. 0530 954 59 59 numaralı telefonumu günün her saatinde arayabilir, whatsapp’tan veya eren.aka@milliyet.com.tr elektronik posta adresine şikâyetinizi fotoğraflarıyla birlikte iletebilirsiniz...