Eren Aka

Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ile önceki gün değerli bir görüşme yaptım. Malum, son zamanlarda yaşanan depremler hepimize bir kez daha gösterdi ki, sağlam yapılar inşa etmek bir tercihten öte zorunluluk. İstanbul’un deprem gerçeğiyle yüzleşmekten başka şansı yok. Peki, Büyükçekmece’de durum ne?

Başkan Akgün’ün anlattıklarına göre, ilçede ciddi bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Nüfus 277 binin biraz üzerinde. Toplamda 37 binden fazla yapı var; bunların yaklaşık yarısı 1999’dan sonra inşa edilmiş. Kentsel dönüşüm kapsamında bugüne kadar 50 binden fazla riskli bina yıkılmış ve yerine depreme dayanıklı yapılar inşa edilmiş.

Başkan’ın en çok üzerinde durduğu konu ise ada bazlı kentsel dönüşüm. Yani bina bina değil, bütün bir mahalleyi, bütün bir sokağı dönüştürerek yeni bir düzen kurmak. Bu sayede hem kent silueti korunabiliyor hem de daha yaşanabilir bir çevre oluşturulabiliyor. Özellikle Tepecik, Kumburgaz, Kamiloba,

Her hafta köşeme oturduğumda, siz değerli okurlarımdan gelen mesajları dikkatle inceliyorum. Yazılarımda sadece kendi gözlemlerimi değil, sizlerin sesini de duyurmaya çalışıyorum. Bu hafta gelen şikâyetler, şehirlerimizdeki kronikleşmiş sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Vatandaşın gördüğünü, yöneticiler gerçekten görmüyor mu? Yoksa gözlerini mi kapatıyorlar?

Söz konusu şikâyetlerin başında, yıllardır çözülmeyen kaldırım işgalleri sorunu geliyor. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, bu sorunla mutlaka karşılaşırsınız. Kaldırımlar, yayaların güvenli bir şekilde yürüyebilmesi için yapılmışken bugün ne görüyoruz? Berberlerin havlu askıları, marketlerin meşrubat dolapları, büfelerin masaları, hatta yol ortasına konulmuş kocaman taşlar… Vatandaş kaldırımda yürümek yerine, mecburen araç trafiğinin içine inmek zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle yaşlılar, engelliler ve bebek arabasıyla yürümeye çalışan aileler için büyük bir çileye

14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla şehirlerimizde aşk, sevgi ve dayanışmayı kutlama programlarına tanıklık ediyoruz. Antalya ve Kartal belediyeleri, Sevgililer Günü’ne özel etkinliklerle vatandaşlarına unutulmaz anlar yaşatmaya hazırlanırken, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi de geleceğe yönelik önemli bir çevre projesiyle gündemde. Sevginin her yönüyle kutlandığı bugünlerde, sevgiyi yalnızca insan ilişkileriyle sınırlamamak gerektiğini hatırlamakta fayda var. Çünkü sevgimizi, doğaya, çevreye ve yaşadığımız dünyaya da yöneltmeliyiz.

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Sevgililer Günü’nü iki özel konserle taçlandırıyor. İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nın gerçekleştireceği “Sevdaya Dair Şarkılar” konseri ve Bando ile Kent Orkestrası’nın büyüleyici performansı, müzikseverleri romantik bir yolculuğa çıkaracak. Ancak Antalya’nın başarısı sadece sanatsal etkinliklerle sınırlı değil. Antalya Büyükşehir Belediyesi, çevre konusunda yaptığı başarılı

Bu hafta sizlere yerel yönetimlerin turizme olan katkısından bahsetmek istiyorum. Geçen hafta, 5-7 Şubat’ta Büyükçekmece’de düzenlenen ve dünyanın en büyük beş turizm fuarından biri olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT), turizm sektörü ile yerel yönetimleri bir araya getirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Türk Hava Yolları’nın kurumsal sponsorluğu ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin iş ortaklığında gerçekleştirilen bu fuar, sadece turizm profesyonellerini değil, aynı zamanda belediyeleri de buluşturdu. Özellikle belediyelerin stantları fuarda en fazla ilgi gören alanlar oldu. Ev sahibi Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün standı, fuara katılan belediye başkanlarının ilk durakları arasındaydı.

Belediyelerin turizme katkısı

Fuar alanını gezerken belediye başkanlarından, turizm projelerine dair pek çok bilgi edindim. Bursa Büyükşehir Belediyesi, 40’a yakın kadın derneği ve kooperatifle birlikte Bursa’yı tanıttı. Manisa Büyükşehir

Türkiye’yi ve dünyayı sarsan Kahramanmaraş merkezli deprem faciasının üzerinden tam iki yıl geçti. O günlerde hepimizin dilinde aynı cümle vardı: “Bu felaket bir daha yaşanmasın” diyorduk, içimiz burkularak… 

Peki, gerçekten ders aldık mı? 

İki yıl önce, depremin vurduğu 10 ile tek tek gitmiştim. Yıkılmış şehirleri, çaresiz insanları, enkaz başında gözyaşları içinde bekleyenleri görmüş; Hatay’dayken ilk izlenimlerimde “Hayalet şehir gibiydi” diye yazmıştım. Her taraf zifiri karanlıktı, yollar yarılmış, binaların enkazı sağa sola savrulmuştu. Telefon, internet, elektrik, su, yemek ve tuvalet yoktu. O anları, o görüntüleri unutmak mümkün değil. 

Depremden sonra yakınlarını arayan insanların telaşını, yardıma koşan gönüllülerin yolda nasıl saatlerce beklediğini, benzinin bile zor bulunduğu akaryakıt istasyonlarını hatırlıyorum. Antakya’ya girmek neredeyse imkânsızdı. “Yolları kapatan araçlar yüzünden onlarca ambulans sadece sirenlerini çalıyordu. Gidebilecekleri bir yol

Türkiye’de belediyecilik denildiğinde akla gelen ilk şehirlerden biri hiç kuşkusuz Konya’dır. Özellikle sosyal belediyecilik alanında örnek çalışmalara imza atan Konya Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların hayatını kolaylaştıran projeler üretmeye devam ediyor. Son olarak hayata geçirilen “Tesisat Sizden Kombi Bizden” kampanyası, dar gelirli vatandaşlara yönelik ısınma desteği sağlayarak sosyal yardımlaşma anlayışına yeni bir boyut kazandırıyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile iş birliği içinde yürütülen bu proje kapsamında, şehir merkezinde sosyal destek alan bin 653 konutun doğalgaz dönüşümünü tamamlayan Büyükşehir Belediyesi, şimdi de kendi tesisatını yaptıran ihtiyaç sahiplerine ücretsiz kombi dağıtıyor. Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın öncülüğünde yürütülen kampanya, öncelikli mahallelerde yaşayan ve hâlen katı yakıt ile ısınan mülk sahiplerine büyük bir kolaylık sağlıyor. Kampanyanın ilk etabında bin 700 haneye kombi dağıtılması

Bu hafta dikkatimi çeken yerel yönetim projelerinden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum. Gördüğüm kadarıyla bazı belediyeler, hem teknolojiyi hem de insana dokunan yaklaşımları başarıyla birleştirerek örnek çalışmalara imza atıyor. Kent yaşamını kolaylaştırmayı hedefleyen bu projeler, geleceğin şehirlerini inşa etmek adına önemli bir adım niteliğinde. İşte birkaç güzel örnek: 

Ordu Büyükşehir Belediyesi, yaya güvenliği konusunda teknolojiyle çözüm üreten önemli bir projeye imza attı. LED’li Yaya Sistemi, sinyalize kavşaklarda yaya geçiş güzergâhlarına yerleştirilen LED’li zemin taşlarıyla hem sürücülerin hem de yayaların farkındalığını artırmayı hedefliyor. Özellikle okul bölgelerinde ve trafiğin yoğun olduğu noktalarda kazaların önüne geçmek için tasarlanan bu sistem, estetik sinyalizasyon detaylarıyla da vatandaşlardan büyük beğeni topladı. Bu tür projeler, hem şehir estetiğine katkı sağlıyor hem de insanların güvenliğini ön planda tutarak modern

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde çıkan otel yangınında 78 vatandaşımızı kaybettik. Oksijenin en bol olduğu, 2 bin 200 rakımlı Kartalkaya’da, 78 canımızın oksijen alamadığı için hayatını kaybetmesi hepimizi derinden yaraladı. Bu korkunç felaket, yalnızca insan kayıplarıyla değil, ihmallerin ne denli ağır sonuçlara yol açabileceğini de gözler önüne serdi.

Olayın üzerinden bir hafta geçti, ancak tartışmalar devam ediyor ve görünen o ki uzun süre de gündemde kalacak. Bu süreçte ihmali olan herkesin adalet önünde hesap vermesi, toplum vicdanı adına şarttır. Ancak asıl sorulması gereken şu: Bundan sonra benzer acıları yaşamamak için neler yapmalıyız?

İhmallerin bedeli ağırdır

Tartışmalar sırasında sıkça dile getirilen bir konu dikkatleri çekiyor. Diğer kayak merkezlerinde ya da otellerde durum aynı mı? Yangınlara hızlı müdahale için itfaiye istasyonları var mı? Yoksa yalnızca bir facia yaşandıktan sonra mı önlemler gündeme geliyor? Bu sorular, ülke genelinde kapsamlı bir sistem sorgulamasını da beraberinde getiriyor.

Bugün