0.02 kuruş.
Bir liranın yüzde ikisi.
Böyle bir paranın adı var, kendi yok.
Nakit ödeme şansı hiç yok.
Ama adamı ağlatır, bağırtır.
Hele devlet kurumuysa...
İsyan ettirir, “Hay böyle sistemin...” sınırına getirir.
Bunun adı yanlışlık değil alışkanlıktır.
Vatandaşa çile olsun faslından.
Sanki çarşı-pazarda, iş-evde dert yokmuş gibi bürokrasi bunu da yaşatıyor.
Sinirle konuyu girdik, olayı anlatalım:
Cuma akşamı mesai bitmiş.
Eve geldik, elektrikler kesik.
Genel arıza yok, daire sigortası atmamış.
Ana sayaca baktığında mühürlenmiş, üstüne elektrik idaresinin makbuzu iliştirilmiş.
“Elektrik kesme ve mühürleme belgesi”
Borç miktarı: 0.02 kuruş.
Mühürlemenin tarihi 28 Eylül Cuma ve ”Sayın Tüketici” uyarısı:
“Kayıtlarımızdaki inceleme sonucu yukarıda belirtilen günü geçmiş fatura borcunuzun ödenmediğinden yönetmeliğimizin 24. Maddesine uygun olarak kesilmiştir”
Devamı daha beter:
“15 gün içinde ödenmemesi halinde aboneliğinizin iptali, alacağın İCRA yoluyla tahsili...”
Ne yaparsınız?
Duyuru bırakılmış, mühür takılmış.
0.02 kuruş borcu nereye elden ödeyecek, kime başvuracaksın?
Fatura ödemelerimde muhatap banka. O da kapalı.
Mühür sökülmezse; hafta sonunu “karanlıklar efendisi” olarak geçireceğim, dolaptaki et, süt kokacak.
Bu işkence çekilmeyeceği için gereği yapılacaktır. Ve yapıldı.
Şimdi şikâyetle savcılığa taşınacağım, belki yargılanacağım.
Elektrik işletmesinin, 20 liranın altındaki borç için sayaç mühürlemeyeceği talimatı var.
Ama hesap başka!
Özelleştirilen elektrik kesme-bağlama işi için şirketine para ödeniyor.
İki kuruşta olsa özel şirket aracıyla, ekibi gönderiyor, hizmetinin karşılığını devlete fatura olarak çıkarıyor.
Sonradan...
Aboneye bir şekilde yazılıyor ve tahsil ediliyor.
İşin komikliği...
Daha doğrusu ayıbı, rezilliği bu noktada.
Nereden mi biliyorum?
İki yıl önce de aynı olayı yaşatmışlardı.
Bir Cuma akşamı, yine 0.02 kuruş için.
Elektrik kesilmiş, sayaç mühürlenmişti.
Ortalığı ayağa kaldırınca, denmişti ki;
“Ayyy özür, sehven...”
Araştırılınca bu gerçeğe varılmıştı.
Nasılsa her şeye güler hale geldik.
Bir fıkrada biz patlatalım.
Fatura komikliğine, tebessüm katkımız olsun.
Anne, çocuğa koca paketi verir.
-Bunu babanın dükkânına götür
Çocuk şaşkın:
- Ana, nasıl taşırım bunu?
- Hele sen koyul, nasıl olsa bir keriz bulursun.
Çocuk kapıdan oflayarak çıkar, iki adım sonra bir adam gelir, kutuyu dükkâna kadar taşır.
Baba:
-Oğlum bunu nasıl getirdin?
Çocuk:
-Keriz bol, amcam sağ olsun
YAZAR NOTU: Yürürlüğe giren “elektrik fiyat düzenlemesi” milletimize hayırlara vesile olsun.