Geçen hafta Anado-lu’nun en güzel kentlerinden Kırıkkale’de bir çocuk annesi eski eşi tarafından katledildi.
38 yaşındaki Emine Bulut, bir süre önce ayrıldığı 43 yaşındaki Fedai Varan tarafından hem de 10 yaşındaki kızının gözü önünde defalarca bıçaklanarak öldürüldü.
Ama kadına şiddet durmadı, tüm hızıyla devam etti geçen hafta.
Gaziantep’te yeni doğum yapan bir kadın, hastanede yattığı sırada boşanma arefesinde olduğu eşi tarafından dövülüp bıçaklandı, şimdi yoğun bakımda...
Ardahan’da bir çocuk annesi evlerinin yanındaki ahırda başından vurularak öldürülmüş bulundu.
Eşi gözaltında.
Bursa’da bir kadın yine eşi tarafından tabancayla öldürüldü.
Samsun’da da eşi ve kızını katleden zanlı, bir süre sonra polise teslim oldu.
Yaşanan bu vahim olaylar ülkeyi ayağa kaldırdı!
Hemen hemen tüm kentlerde toplanan vatandaşlar, yaşananlara sert tepki gösterdi.
Kimi idam, kimi müebbet istedi eşlerini katledenler için.
Tabii, son kararı mahkemelerimiz verecek.
Gelelim Emine Bulut olayına.
Bulut’un son nefesinde, “Ölmek istemiyorum” diye haykırması, hepimizi yaraladı.
Hele hele evladının, “Ne olur ölme anneciğim” sözleri, toplumu perişan etti.
Tüm ülkede ortak ses, “Artık bu tür cinayetler bitmeli. Cezai yaptırımlar artırılmalı. Yoksa bu ölüm olaylarının önüne geçemeyiz” denildi.
Ben de bu isteğe yürekten katılıyorum.
Bedenen erkekten güçsüz kadını öldürmeyi bırakın, el bile kaldırmak yakışmaz.
Erkek olan bıyıklı olsun, bıyıksız olsun, eşine şiddet uygulayamaz.
Anlaşamazsın, boşanırsın.
Çocuğun da olabilir ancak bu cinayeti gerektirmez.
Niye, insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır demişler.
Sen karşındaki kişiye isteğini tam söyleyemezsen, sadece kendi çıkarın doğrultusunda talepte bulunursan, yanlış yaparsın.
Dünyada ilk kez boşanan ve çocuğundan ayrı kalan sen değilsin.
Madem evladının velayetini almak istiyorsun, güzel güzel konuş kardeşim, mutlaka bir sonuca ulaşırsın.
Şiddetle hiçbir yere varılamayacağını bilmiyor musun?
Sen de daha önce işlenen kadın cinayetlerine mutlaka tepki göstermişsindir.
Bu mu senin erkekliğin?
Şimdi aynı hatayı sen yaptın.
Sonra, “Pişmanım. Üzgünüm. Kendimi kaybettim” gibi cümlelerle günah çıkarmaya kalkarsın.
Ama son pişmanlık fayda etmez.
Kendini, eşini düşünmüyorsan, geride kalan evladını düşün.
Sen hapiste, annesi mezarda.
Psikolojisi bozuk büyüyecek o yavru.
Babası yüzünden belki de hiç evlenmeyi düşünmeyecek.
Senin yüzünden tüm erkeklerden nefret edecek.
Sen ve senin gibiler toplumun yüz karasısınız...
Son olarak, Emine Bulut’un annesi Fadime Bulut’un şu sözleriyle yazımı bitiriyorum:
“Hani kadınların hakları, kadınları kesip kesip atıyorlar. Ben şuna da üzülüyorum, orada müdahale edecek hiç mi bir Allah’ın kulu, merhametli kimse yoktu. Benim çocuğum ‘Ölmek istemiyorum’ demiş, kimse duymadı mı yavrumun sesini? Çocuğunun yanında bir baba nasıl bunu yapar? Biz şimdi torunumun yanında hiçbir şey konuşamıyoruz, ağlamamaya çalışıyorum. Torunum bana, ‘Anneanne ağlama’ diyor. Allah bu acıları kimseye yaşatmasın.”