Geçtiğimiz hafta Uşak ve ilçelerini ziyaret ettim.
Önce Uşak’ın yeni Belediye Başkanı Mehmet Çakın ile görüşecektim.
Ancak çok önemli bir toplantısı olduğu için Başkan Yardımcısı Hikmet Karaman ile sohbet ettik, iyi bir dostluk oluşturduk.
Karaman, Uşak’ın geçmişten bugüne çok değiştiğini, Çakın Başkan ile çok daha önemli ve gerekli projeleri hayata geçireceklerini söyledi, “Ancak her belediyede olduğu gibi bizim de sıkıntımız var. Bunu en kısa sürede aşarak çalışmalarımıza başlayacağız” dedi.
Ardından Banaz’a hareket ettim. Yarım saat sonra Ankara-Uşak güzergahının tam ortasında bulunan ilçeye giriş yaptım.
Belediye Başkanı Zafer Arpacı ile buluştuk. Mütevazı, içten bir karşılamanın ardından ilçesi için yapacağı çalışmaları anlattı.
Kendisini Banaz’a adadığını, halkı için elinden gelen her şeyi yapacağını belirtti.
***
Akşam hava kararmaya başladı.
Köyler arasından Sivaslı ilçesine doğru yola çıktık. Her taraf yemyeşildi. Tertemiz hava ve tezek kokusu birbirine karışmıştı. Yıllardır bu kokuya hasret kalmışım. Ne de olsa organikti!
Sivaslı, köyleriyle birlikte 13 bin 500 nüfuslu bir ilçe. Genelde halkın yarısından fazlası geçmiş yıllarda İskandinav ülkelerine çalışmaya gitmiş. Ama her yaz mevsimi mutlaka memleketlerine gelip, en az bir ay tatil yapıyormuş. Yani, dövizini ilçesine bırakıp giden bir topluluk.
Akşam burada konakladıktan sonra ertesi gün Belediye Başkanı Hürriyet Şafak ile bir araya geldim.
Genç bir başkan, tam Anadolu çocuğu. Geçmişte ilçe başkanlığı yapan Şafak, her meslektaşı gibi parasızlıktan yakındı. Hatta, bir kuruma olan borçların ödenmesi için iki aylık maaşını bağışladığını söyledi. Makam aracı yerine kendi otomobili ile gidip geldiğini belirten Şafak, “Ne olursa olsun. Burası benim memleketim. Hizmet için başkan oldum. Halkımını sorunlarına çözüm bulmak görevim” dedi.
***
Ardından Karahallı’ya doğru yola çıktık Cengiz kardeşimle. Az önce söylediğim gibi her taraf sessiz, sakin ve yemyeşildi. Tam kafa dinleme yeri...
Şöyle sağıma soluma baktım, “Ne güzel bir ülkede yaşıyoruz. Ama kıymetini bilmiyoruz” diye mırıldandım. Yarım saat sonra Karahallı’ya ulaştık.
Belediye Başkanı Ali Topçu’yu makamında ziyaret ettim.
Kendimi tanıttım.
Bana, “Gazetelere yalan yanlış haber olmaktan sıkıldım. İstemiyorum. Çünkü zamanında beni çok karaladılar. Bir seçim çalışmasında meyhane önünde vatandaşlarla sohbet ediyordum. Bu sırada fotoğrafımı çeken kişi, meyhanenin önünde olduğum için eleştirdi” dedi.
Bu yüzden de basını tercih etmediğini söyledi.
Ben de, “Sözde gazetecilerle işbirliği yapmayın. Bunlar bizim yüzkaramız. Siz hizmetlerinizi, yapacağınız projelerinizi açıklayın, biz yayınlayalım. Bu konuda rahat olun” dedim.
Konuşmalarımızın ardından başkanı ikna ettim. İlçesi için çırpındığını gördüm.
Yolu açık olsun.
***
Karahallı’dan sonra yine köyler arasından Ulubey’e hareket ettik. Bu ilçeye girerken de muhteşem manzarayla karşılaştık.
Ulubey Kanyonu.
Burası, ABD’nin Arizona Eyaleti’ndeki Büyük Kanyon’un (Grand Canyon) ardından dünyanın en büyük ikinci kanyonu unvanına sahip. Uşak’a 33 kilometre uzaktaki muhteşem eser, son yıllardaki tanıtım çalışmasıyla yerli ve yabancıların ilgi odağı haline geldi.
2015 yılında hizmete açılan cam teras, kanyonu kuşbakışı görmek isteyenlerin durağı oldu. Uzunluğu 45 kilometreyi aşan kanyonun derinliği, 50-170 metre arasında değişiyor.
Granit ve kum taşı gibi sert kayalıklardan oluşan zeminin hava akımı ve erozyon etkisiyle aşınması sonucunda oluşan kanyon, Uşak ve bölge turizmi için büyük önem taşıyor. Bir süre sonra ilçe merkezine ulaştık. Başkan Veli Koçlu ile belediye önünde karşılaştık.
Kendimi tanıttım ve odasına çıktık. Genç bir başkan, henüz 39 yaşında. Ulubey’i sadece ülkemize değil, tüm dünyaya tanıtmaya kararlı. Bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapacağını söyledi.
Ben de elimizden geldiği kadar katkı vereceğimi belirttim Milliyet Ailesi olarak ve vedalaştık.
Ulubey’in en dikkat çeken özelliği imarıydı. Yollar ve evler birbirine paralel inşa edilmiş. Hemen hemen hepsi bahçeli, tam bir Amerika kasabası gibi.
Büyükşehirlerin belediye başkanlarının Ulubey’e gelip, yapılaşmayı görmesini isterim.
***
Ardından Eşme’ye hareket ettik. 32 kilometre sonra Uşak’ın 823 rakımlı ilçesine giriş yaptık. Nüfusu köyleriyle birlikte 20 bini aşmıştı.
Bu ilçemizin en büyük değeri, dokudukları kilimlerdi. Ekonomilerini ayakta tutmak için var güçleriyle çalışıyor Eşme halkı.
Başkanlara çat kapı gittiğimiz için ilk kez burada hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü öğle tatiline denk gelmişti ziyaretimiz. Ama telefonla ulaştıktan sonra 20 dakika içinde makamına geldi Başkan Hacı Mustafa Çetin.
İkinci dönemi olduğunu, her başkan gibi kendilerinin de sıkıntısı bulunduğunu ama hizmetten kesinlikle geri kalmayacaklarını söyledi. Çalışmasında ağırlıklı olarak altyapıyı benimsediğini, bunun öneminin büyük olduğunu ifade etti Başkan Çetin ve şunları kaydetti:
“Yapacağımız çok iş var. Hepsini sırasıyla hayata geçireceğiz. Vatandaşımızın dertlerini gidereceğiz.”
Veda zamanı geldi ve Başkan Çetin’in makamından ayrıldık. İzmir’e doğru yola çıktık. 54 kilometre sonra Alaşehir’e girdik.Salihli, Turgutlu istikametinden İzmir’e ulaştık. İki gün boyunca gezdiğim Uşak ve ilçelerine gerçekten hayran kaldım. Ülkemizi gezip görmemiz, güzellikleriyle tanışmamız lazım.
Toprağın kokusunu, yeşilliklerin dokusunu görmenizi, sebze ve meyvenin lezzetini tatmanızı isterim. Haaa şunu da belirteyim Hemen hemen her ilçede konaklamak için otel var, sıkıntı yaşamazsınız. Yeter ki isteyin ve bu doğa harikası kentimizi keşfedin.