Geçtiğimiz hafta Komili’nin davetlisi olarak Ayvalık’taydık.
İki gün süren etkinliğe, yaklaşık 100 kişiden oluşan meslektaşlarımla birlikte katıldık.
İlk günün ardından, Komili’nin zeytin ormanına hareket ettik. Bir süre sonra her tarafı yemyeşil zeytin ağaçlarıyla dolu bölgeye ulaştık.
***
Girişte Komili’nin yetkilileri ”Hoşgeldiniz” diye karşıladı, sonra bizleri isimlerimizin yazılı olduğu sepetlere yöneltti. Yaklaşık iki kiloluk boş sepetleri aldık, poşuları boynumuza taktık, zeytin ormanına daldık!
***
Altın değerindeki meyvenin toplanmasının kolay olmadığını gördük. Bir ara etrafıma baktım, meslektaşlarımın hepsi birer çiftçi olmuştu adeta!
Zeytin toplama sırasında ben dahil, herkesin zorlandığına şahit oldum. Kolay olmadığını anlamıştık.
Ama 15-20 dakikada sepetimizi doldurmayı başardık.
***
Hava puslu olmasına rağmen neşeli geçmişti zeytin toplama işi...
Ardından yemek molası verildi. Zeytinyağlı kuru fasulye, bulgur pilavı, patlıcanlı börek ve ayva tatlısı harikaydı. Maalesef yediklerimin tadına doyamadım, çünkü diyete başlamıştım...
***
Çaylar, kahveler içildi, sohbetler yapıldı, sonra Ayvalık’taki fabrikanın yolunu tuttuk elimizdeki zeytin dolu sepetlerle.
Herkes sepetini, fabrika girişindeki zeytin toplama alanına boşalttı. Sonra içeri girdik, verdiğimiz zeytinleri zeytinyağı olarak geri aldık...
***
Görüntüsü harikaydı.
Bu ürüne niye ‘altın’ dediklerini anladım. Çünkü, şişe içindeki yağ pırıl pırıldı.
***
Bu etkinlikte, zeytinin önemini, zeytinyağının sağlıklı beslenmede neden önemsendiğini daha iyi kavradım...
Ülke genelinde zeytini tüketiyoruz ama yağını önemsemiyoruz.
Konuyla ilgili Komili’nin genç ve çalışkan Türkiye Gıda Direktörü Erman Erol’un şu açıklaması dikkatimi çekti.
Erol, “Zeytinyağı tüketimi konusunda Avrupa ülkelerinde çok gerideyiz. Yurtdışında zeytinyağı tüketimi ortalama 15 litre. Ancak ülkemizdeki rakam maalesef 2 litre ile sınırlı” diye konuştu.
***
Erol konuşmasında, zeytin rekoltesinin 2018’e göre bu yıl yüzde 18.7 artacağını, 225 bin tona ulaşacağını belirtti. Ayrıca sahte yağ açıklaması da dikkatimden kaçmadı.
Çünkü aynı konudan Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat da dert yanmıştı.
***
Bu arada Erol, dünyada yükselen sağlıklı beslenme trendinde bazı ürünlerin yıldızlaştığını, bunların başında da zeytinyağının geldiğini söyledi, “Batı, bu altın meyveyi yeniden keşfediyor ve tüketimini de artırıyor. Bunun için zeytinyağı kültürünü geliştirmeliyiz, tüketimini de artırmalıyız” dedi.
Ben de bu açıklamaya aynen katılıyorum. Zeytin-yağını ülkemizde en çok Ege Bölgesi ve kıyı şeridindeki kentlerin kullandığını biliyoruz.
Bunu ülke geneline yaymak, tüketimi artırmak için önde gelen bütün firmaların ortak hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kullanımı fazlalaştıralım, Türk toplumunun sağlıklı ve uzun yaşamasını el birliğiyle sağlayalım, ne dersiniz?