Engin Uğur Ağır

Engin Uğur Ağır

enginuguragir@gmail.com

Tüm Yazıları

Görünen o ki 2021 de tıpkı 2020 gibi zor geçecek...

Pandeminin ardından depremler, hortumlar, yangınlar derken, şimdi de ülke olarak sel felaketleriyle karşı karşıyayız. Tabii, bu sıkıntıları tüm dünya yaşıyor, sadece biz değil. Daha Ege’deki yangınların yarası sarılmadan tüm ülke kuzey bölgemizdeki sel baskınlarıyla perişan oldu. Onlarca canı sel sularına kurban verdik. Televizyon başında oturan halkım, gördükleri manzaralar karşısında gözyaşlarını tutamadı…

***

Bölgemizde ise 29 Temmuz’da yaşanan orman yangınlarına destek için yola çıkmayı düşündüm. Ancak bypass’lı olduğumdan kendime güvenemedim. Gitmiş olsaydım, ister istemez gönüllülerle alevlere müdahale ederdim. Ancak yine duramadım, “Hiç olmazsa alevlerin sönmesinin ardından bölgeye gitmeliyim” dedim ve Eren Aka ile yollara düştük.

Haberin Devamı

***

İlk durağımız Milas Ticaret Odası oldu.

Daha kapıdan içeri girmeden iki TIR malzemenin yanaştığını gördük. Ardından Oda Başkanı Reşit Özer ile şoförleri karşıladık. Özer, “TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu öncülüğünde ülkenin dört bir yanındaki odalarımız yardım için seferber oldu. Kamyon kamyon malzeme gönderdi. Biz de bunların ayrımını yaptıktan sonra Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımla yangından etkilenen mahalleleri tek tek dolaşarak dağıtıyoruz” dedi.

***

Milas Ticaret Odası yöneticileriyle birlikte sabah yollara düştük. Hemen hemen bütün köyleri dolaştık, gördüğüm manzara korkunçtu! Yemyeşil ormanlar siyaha bürünmüştü. Söndürülmelerine rağmen hala birçok bölgede dumanların tüttüğüne şahit olduk. Hatta Bozalan Köyü’nden ayrıldıktan sonra ormanlık alandan çıkan dumanlar dikkatimi çekti. Hemen muhtarı aradık. Verdiği yanıt ilginçti; “Ağaçların kökü yanıyor, bir şey olmaz.”

Şaşırmıştım.

Tam aracımıza binip bölgeden uzaklaşacağımız sırada asfalttan duman çıktığını gördüm.

Eren Aka’ya, “Gitme yangın var!” diye seslendim. Elimizde pet şişelerle duman çıkan bölgeye su döktük. Ancak öyle bir buhar yükseldi ki, elim yandı. Neyse önemli değil.

***

Ardından Milas’ın meşhur Çökertme Koyu’na yöneldik. Muhteşem bir bölge. Tertemiz deniz suyu, insanın içesi geliyor. Kendilerine yetkililer tarafından, “Bölgeden ayrılın, tehlikeli. Durmanız yanlış olur” uyarısı yapıldığını belirten köy halkı, “Burada doğduk, burada ölürüz” dedi, bölgeden ayrılmayacaklarını söyledi.

Haberin Devamı

***

Daha sonra tekneyle Mandıra Filozofu filminin çekildiği koya ulaştık. Başrollerini Müfit Can Saçıntı ve rahmetli Rasim Öztekin’in paylaştığı filmde yer alan bölge tamamen yanmıştı. Hemen arka tarafında bulunan dört taş bina da kül olmuştu. İşin ilginç yanı, bu taş binalar yangından etkilenirken, ağaçlar altındaki bir karavana hiçbir şey olmamıştı.

***

Daha sonra Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay ve Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar’ı ziyaret ettik. Gürün ve Oktay’ın yangınlarla ilgili verdiği yanıtlar çok benziyordu. Gürün, “Yangınların çoğunun küresel olduğuna inanıyorum. Sabotaj bizim işimiz değil” yanıtını verdi. Oktay da, “Marmaris’te sabotaj var, sabotaj iklim değişikliği. Sabotaj küresel ısınma” diye konuştu.

Haberin Devamı

***

Sadece iki başkan değil, hemen hemen herkes yangınların büyük kısmını küresel iklime bağlıyor. Yaşadığımız sel felaketleri de bunun bir göstergesi değil mi zaten? Bundan sonraki süreçte artık dere yataklarına konut izni verilmesin, yeşilimiz korunsun. Yoksa bu felaketlerin hiçbir zaman ardı arkası kesilmeyecek.

Canlarımız yitip gidecek...