Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’i iyi tanırım.
Kafasına bir konuyu taktığında, mutlaka yerine getirir.
İnşaat mühendisi Engin, kentine nasıl bir yenilik katacağını iyi bilir.
Önce, ilçesini denizle buluşturma projesini hayata geçirmek için kolları sıvadı.
Ardından da Narlıdere’nin diğer eksiklerini gidermek için harıl harıl çalışmaya başladı.
Bunlardan biri de senfoni orkestrasını kurmaktı ve hayaline kavuştu Engin.
Sadece Ege’nin değil, Türkiye’nin incisi kent İzmir.
Herkesin yaşamını sürdürmek istediği çok farklı özelliklere sahip.
Kadını, erkeği, genci, yaşlısı, çoluğu çocuğu İzmir’de oturmaktan deniz kokusunu teneffüs etmekten mutlu.
Ancak 2019’un son günlerinde açıklanan bir rapor, İzmir’i karaladı!
Neydi bu rapor.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi (JSGA) Başkanlığı Araştırma Merkezleri Müdürlüğü, 2008-2017 yılları arasında yaptığı bir araştırmada, en çok kadın cinayetinin işlendiği kent olarak İzmir’i açıkladı.
Bu haberi görünce, “Yok artık” diye isyan ettim.
***
19 Aralık 2019’da, “En uzun gecede Üçkuyular’da buluşalım!” başlığıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Daire Başkanı Hakan Orhunbilge’nin açıklamalarını sizlerle paylaşmıştım.
Ne demişti Orhunbilge.
“İzmir ilklerin kenti, medeniyetin beşiği, herkesin yaşamak istediği şehir. Biz de bu kentin sporda kendini göstermesi için çaba harcıyoruz. Gelin 21 Aralık’ta bizlere katılın, farkındalık yaratalım.”
Ben de, “İzmir’in evladı, kentinin tanıtımı için çaba harcıyor. Ne de olsa sporcu bir babanın oğlu” diye, Orhunbilge’yi kutlamıştım.
Tabii ki düzenlenen etkinlikte, Orhunbilge ile birlikte, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Ersan Odaman’ın da büyük katkısı olmuştu.
***
Ardından da, “Her yıl İstanbul’da 42 kilomet-relik Avrasya Maratonu düzenleniyor, İstanbul’un adını dünya duyuyor. 9 Eylül Uluslararası İzmir Yarı Maratonu var. Ancak biz İzmir Maratonu’nu neden hayata geçirmeyelim? Hele hele uluslararası düzeyde yapacağımız bir etkinlikle,
İzmir’in Süper Lig’deki tek temsilcisi olan Göztepe’nin, son haftalarda aldığı başarılı sonuçların ardından, futbolcuların da insani hareketi dikkatimi çekti.
Başkan Mehmet Sepil, lig başında galibiyete altışar bin lira prim vereceğini açıklamıştı ve sözünü tuttu.
Futbolcuların da galibiyet sonrası hak ettikleri paranın yarısını tesis çalışanlarına dağıttığını duyunca, “Helal olsun size. İşte insanlık, işte dostluk, işte yardımlaşma bu” diye kendi kendime konuştum.
Futbolcuların bu kararı almasında, başarılı file bekçisi, Portekizli kaptan Beto’nun olduğunu öğrendiğimde daha da mutlu oldum.
Aldıkları 30’ar bin lira primin yarısını tesiste çalışan dörder aşçı, güvenlik, temizlik ve saha görevlisi ile üç garsona dağıtan sporcuları alınlarından öpüyor ve gönülden kutluyorum.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 21 Aralık’ta muhteşem bir organizasyona daha ev sahipliği yapacak.
Vatandaşlar, Üçkuyular Vapur İskelesi’nden saat 21.00’de başlayacak startla Gündoğdu Meydanı’na kadar koşacak.
Etkinliğe Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katılacak.
“En uzun koşu!” konsepti ile bütün vatandaşları etkinliğe davet ettiklerini belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Daire Başkanı Hakan Orhunbilge, “İzmir ilklerin kenti. İzmir medeniyetin beşiği. İzmir herkesin yaşamak istediği bir şehir. Biz de bu kentin sporda kendini göstermesi için çaba harcıyoruz. Gelin 21 Aralık’ta bizlere katılın, farkındalık yaratalım” dedi.
Orhunbilge’yi kutluyorum.
İzmir Büyükşehir eski Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kırsalda kalkınmaya önem vermesinin ardından hemen hemen tüm belediyeler benzer çalışma içine girdi.
Kocaoğlu’ndan sonra koltuğa oturan Tunç Soyer de Seferihisar’daki başarısını, şimdi İzmir geneline yaymak için çaba gösteriyor, benzer uygulamaları hayata geçiriyor.
Eşi Neptün Soyer ise kooperatifçiliğe dikkat çekiyor.
İzmir’in dışında, bölgemizdeki diğer il ve ilçe belediye başkanları da son zamanlarda tarımı sever oldu.
Çok sayıda belediye daha önce kiraya verdiği arazilerini şimdi kendi işliyor.
Menemen, Muğla, Bodrum, Milas ve diğer birçok kentimiz, kırsalda kalkınmanın önemine dikkat çeken çalışma sergiliyor, kooperatifçiliğin de önemine vurgu yapıyor.
Milliyet’te üç yılı geride bırakıyorum.
Göreve başladığım günden bu yana, parti ayrımı yapmaksızın bölgemizdeki her belediyenin haberini kullanıyoruz.
Yaptıkları çalışmaları, hazırladıkları projeleri, yenilikleri, okuyucularımıza ulaştırıyoruz ekip olarak.
Hemen hemen her başkana ve danışmanına, “Bize her türlü haberinizi ulaştırın. Siz, önemsiz diye düşünürsünüz. Ancak biz içinden bilgileri ‘cımbız’la çekerek, gerektiğinde manşete taşıyabiliriz” diye bilgilendiriyoruz.
Ancak, bizim gösterdiğimiz özeni, karşı tarafta bulamamaktan şikayetçiyiz.
Özellikle bölgemizin ilçe belediyelerinden yeterli haber akışını maalesef sağlayamadık.
Anadolu Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Uyar, geçtiğimiz günlerde Optimum El Ele Kafe’de gazetecilere buluştu, yaptıkları hizmetler hakkında bilgi aktardı...
Kendisinin de otizmli evladı olduğunu ve 12 yaşına kadar konuşmadığını, gereken emek gösterilirse sonuç alındığını belirtti, “Otizm ve down sendromlu çocuklar ve ailelerinin tatil yapabilmeleri için Urla’da tatil kampı kurmak istiyoruz” dedi.
***
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin de vakfın kurucu mütevelli üyesi olduğunu kaydeden Uyar, “Sağolsun bakanımız en büyük destekçimiz.
Kendilerine ait Urla’daki kampı projeye tahsis etmek istediğini söyledi. Yeri gördük. 200 kişi kapasiteli tesis yapılacak. İleride 1000 kişiye kadar çıkabilir” dedi.
***
Buraya kadar Uyar’ın anlattıkları gayet güzel.