Cousteau
Yönetmen: Jerome Salle
Oyuncular: Lambert Wilson, Audrey Tautou, Philippe Niney.
TRT’li tek kanallı televizyon yıllarımızın Kaptan Cousteau’suydu. “Yaşayan Deniz” adlı belgeselin sıkı takipçisiydim. Kim değildi ki!
Onun dünya denizlerini keşfetme mücadelesi küçük ruhlarımızın maceracı yönünü dolduruyordu.
Onun yaşamının 1949-1979 yılları arasına odaklanan “Derinliklere Yolculuk”, gemisi Calypso’da geçenleri anlatıyor.
Karısı Simone Melchior oğulları Philippe ve Jean-Michel ile olan ilişkileri, onun bilim adamı, maceracı kimliğinin arka yüzünü, hakkında bilemediklerimizi gösteriyor. Eksantrik bir karakter Cousteau.
Onun başına buyrukluğu yanında en yakınları bile birer eşlikçi durumunda. Bu durumu kabullenemeyen oğlu Philippe büyüdükçe babasına karşı çıkıp kendi yolunu çizmeye başlıyor. Bir yerden sonra yolları kesişiyor.
***
Kamera arkasında Mathias Bouchard harikalar yaratıyor. Cousteau’nun sualtı dünyasına bizi bir kez daha götürüyor.
Alexander Desplat’nın müzikleri görselliği muhteşem tamamlıyor. Coustaeu’da yılların aktörü Lambert Wilson kusursuz bir oyunculuk gösterisi yapıyor.
Onun şovmen ve insani yönlerini abartısız canlandırıyor. Karısı Simone’da ise Audrey Tautou, onun gittikçe çöken psikolojik durumunu seyirciyi hüzünlendirerek sunuyor.
Oğlu Philippe’de son yılların çıkışta olan aktörlerinden Pierre Niney çok başarılı.
Yer yer onun belgesellerinden birisini seyrediyoruz. Geri kalanında ise her parıltılı yaşamın arkasındaki gerçeklerle tanışıyoruz. Haftanın en iyisi.
Hayatı seçemeyen dostların dönüşü
Trainspotting 2
Yönetmen: Danny Boyle
Oyuncular: Ewan McGregor, Robert Carlyle, Ewen Bremner, Jonny Lee Miller.
90’ların aylak ruhunu, dört İskoç gencinin uyuşturucu dolu yaşamlarından yola çıkarak anlatan “Trainspotting”, sinema dili, oyuncuları ve müzikleriyle efsane olmuştu. Karşı kültür diyebileceğimiz bir ruhu başarıyla anlatan Danny Boyle’a Oscar’a giden yolda önemli bir referans olan filmin ikincisi de 20 yıl sonra Boyle imzasıyla geldi.
İlkinin bıraktığı yerden devam eden öyküde, Renton (Ewan Mc Gregor) arkadaşlarından tokatladığı paralarla Amsterdam’a kaçmış ve orada kendine bir hayat kurmuş fakat mutsuzdur. Edinburgh’a geri döner ve kendisi gibi orta yaşlarını yaşayan eski arkadaşlarıyla yolu kesişir. Spud (Ewen Bremner) geçirdiği çeşitli rehabilitasyonlara rağmen uyuşturucu alışkanlığından kurtulamamış, Sick Boy (Jonny Lee Miller) gene illegal işlerden gelen paralarla dedesinden kalma eski bir barı ayağa kaldırmaya çalışmakta, Bergie (Robert Carlyle) ise cezaevinden kaçma yollarının peşindedir.
Kısaca kimse 20 yıl sonra standart yaşam içinde değildir.
Boyle, ilk filme sık sık geri dönerek ilkini ruhunu yaşatmaya çalışıyor. Artık değişen yaşam ve çevre koşulları içinde dört kafadarın değişmeyen çizgileri eskisi kadar eğlendirici unut verici değil.
Irvine Welsh’in Trainspotting ve Porno isimli kitaplarını harmanlayarak senaryolaştıran John Hodge’un günümüze uyarladığı hikaye ve Danny Boyle’un tüm bu nostalji çabası ilk filmin yarattığı etkiyi yeniden yaratamaz belki ama çok özlediğimiz bu karakterleri yeniden görmenin verdiği haz da tarif edilemez.
İlk filmde “Lust For Life”e şarkısı eşliğinde “hayatı seçmemeyi seçiyorum” diyen Renton ikincisinde bir kez daha seçemeyeceğini anlıyor. Hayatın seçimi bazılarının DNA’larına ters.
VİZYONDAKİLER :
HIZLI VE ÖFKELİ 8 ***
GALAKSİNİN KORUYUCULARI 2 ***
BLUE ****
GERÇEĞİN İKİ YÜZÜ *
BAŞKA SİNEMA (KARACA)
BEDEN VE RUH ****
DERİNLİKLERE YOLCULUK ***
DALİDA ***
KOCA DÜNYA ***