Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları

Orijinal adı ‘Phantom Tread’ olarak vizyona giren son Daniel Day Lewis, mükemmeliyetçiliği kaçırılmayacak bir görsel şölen. Yönetmen Paul Thomas Anderson ile ‘Kan Dökülecek’ sonrası ikinci işbirliği Lewis’in ve bence Oscar’da hakkı yenilenlerden. Üç kez bu ödülü kazanmış olması aleyhine çalıştı gibi.. 50’li yıllarda Londra’da elit kadınlara elbise diken bir terzihanenin yaratıcı beyni Reynolds Woodcock’a can veriyor bu kez. Kadınların ondan dikilmiş bir elbiseye sahip olmak için rica minnet gittiği huysuz, detaycı, içine kapanık bir adam. Gece gündüz elinde eskiz defteriyle yaşayıp, gecenin bir vakti kalkıp elbise provası yapabilen tutkulu bir modacı. En büyük yardımcısı yanından hiç ayrılmayan kızkardeşi Cyril’dir. Diktiği elbiselere kadın tenine dokunur gibi dokunuyor, hissediyor, okşuyor. Günün birinde tanıştığı Alma onun yeni ilham perisi olur. Onun bedeni yaratıcılığını körükler. Alma onun hayatına soktuğu diğer ilham perileri gibi sessizce geçip gitme niyetinde değildir.

Teyellere işlenen sırlar

Haberin Devamı

6 dalda Oscar adaylığına karşın sadece kostüm dalında heykelciğe uzanması yeterli değil ama doğru seçim. Her şeyden önce kostümler üzerine kurulu öyküsünde çok güzel elbiseler ve öyküleri var. Son 10 yıla damga vuran yönetmen Anderson ilk kez denediği kostümlü dönem filminde klasik anlatımdan çok uzaklaşmıyor. Ondan alıştığımız farklı yaklaşımlar yok gibi. Daniel Day Lewis’e fazla müdahale etmemiş. O‘da bunun altında kalmamış ve döktürmüş. Oyunculuklar takım halinde çok iyi. Kız kardeş karakteriyle Lesley Manville, minimalist oyunculuk dersi veriyor; Oscar’da da hakkı yenenlerden. Lüksemburg asıllı Vicky Krieps değişken karakter yorumları, farklı aksanı gizemli ve âşık kadın arasındaki balansı mükemmel tutturuyor.

Her şeyiyle farklı bir aşk ilişkisi bu kadar şiirsel ve etkileyici anlatılabilir. Kaçırılmayacak bir sinema olayı.