Korku filmlerinin ana kaynağı, arkaik inançların bilinçaltı yerleşimleri veya eski kitaplardaki öykülerden yola çıkan kötünün bedene bürünmüş şekli olarak karşımıza çıkar.
“Ayin-Hereditary” bu bileşik yollardan hareket ederken, anne çocuk ilişkilerine kadar çeşitli alt okumalara açık bir korku filmi. “Ayin” psikolojik gerilim türüne daha yakın durmasına karşın, final bölümüyle alışıldık korku normlarına dönüyor.
Genç yönetmen Ari Arbert ilk uzun metrajında öyküyü hazmettirerek adım adım ilerletiyor.
***
Öykünün merkeze aldığı aile de minyatür sanatçısı anne Annie, zamanının çoğunu evde geçiren baba Steve, küçük kız çocuk Charlie ve ağabey Charlie vardır. Aileyle anneannenin ölümünden dolayı yas içindeyken tanışıyoruz.
Annenin karton kutular içinde anneannenin eşyalarını elden geçirirken, bazı kitaplardan ürktüğünü, onları derinlere gömmek isteğini görüyoruz.
Katıldığı grup terapisinde geçmişini anlatırken, öykünün lanetini taşıdığını anlıyoruz. Annesinden gelen kalıtımın devamı onun ruhunda yeşermiştir.
Öykünün ana damarı Hz. Süleyman’ın yazdığı söylenen Goetia kitabında yer alan 72 şef ruhtan, şeytana en yakın olduğu söylenen Kral Paimon arayışı üzerine kurulu. Kral Paimon, hem şeytani hem de bilgeliğin ve sanatın da efendisi oluyor.
Onun yönlendirmesiyle ruhun önce Charlie’nin bedenine yerleştiği ortaya çıkıyor. Pasif ve içine kapanık ağabey Peter ise öykü ilerledikçe öne çıkan bir karaktere dönüşüyor. Sebebi Paimon’un ruhunun erkek bedende yaşama gerekliliğidir .
Toni Colette başta olmak üzere oyunculuklar tam bir takım uyumu içinde. Küçük Charlie’de Milly Shapiro ilginç yüz hatları ve tekinsiz duruşuyla filmin en akılda kalan oyuncularından.
Sundance Festivali’nden sonra eleştirmenlerin göklere çıkardığı “Ayin”, beklentileri gelişim bölümüyle fazlasıyla yerine getirirken finalde saplandığı şablonlarla düşüş yaşıyor.