Hülya Avşar, yaşamının önemli duraklarında duran otobiyografik bir film yapmış: Selfi.
Örneği, yerli sinemada çok karşılaşılan bir iş değil. Bir sanatçının yaşam portresini kendisinin çekmesi, yani kelimenin tam anlamıyla ‘selfie’ yapması. Bir döneme kadın oyuncu olarak imzasını atan Avşar’ın girişimi kutlanmaya değer. Her şeyden önce, enerjisi ve samimiyeti tüm filmi sarmış.
Yaşamında kendisini mutlu eden, pozitif enerjisini ortaya çıkaran ailesinden köpeğine, yakın çalışma arkadaşlarına, eski eşine kadar herkese rol vermiş. Görsellikte de sıklıkla telefon formatı karşımıza çıkıyor.
Evet, bir sanatçının başkasından beklemeden kendi belgeselini çekmesi, çok alışılmış bir olay değil. Doğrusu benim hoşuma gitti.
Otobiyografilerde bazı olayların sorgulanması, yanlış bilinen gerçeklerin ortaya çıkarılması mevzubahis olabilir. Avşar kızı, böyle sorgulamalara girmemiş. Enerjisini samimi duygularla yansıtmış. Hülya Avşar’ı bitmeyen enerjisi ve girişimcilik ruhundan dolayı kutlamak lazım.
‘Oyun Gecesi’ komedi ve aksiyonu harmanlayan bir film. Amerikan sinemasında örneğini sık gördüğümüz ürünlerden. Başarı formüllerinin karakterler ve sürprizler açısından harfiyen uygulandığı; akıcı, sıkmayan bir film...
Max (Jason Batemen) ile Annie (Rachel McAdams), evlerde toplanıp grup halinde oynanan, sessiz sinema, kendini bul tarzı oyunlara meraklı bir çifttir. Kazanmak için de hırs yapan cinsten oyunculardır. Max’in hep kıskandığı zengin kardeşi Brooks’un, bu oyun gecelerinden birisine katılması işin şeklini değiştirir.
Oyunculuklarda komedi şablonların harfiyen uygulandığı performanslar dışında en ilginci, karısının kendisini terk etmesinden sonra köpeğiyle yaşayan obsesif polis memuru Gary olmuş. Jesse Plemons’un canlandırdığı Gary, gittikçe kilit bir karaktere dönüşüyor.