Ekin Eylem Ulaş

Bu hafta sizleri komşuya Gürcistan’a götürmek istiyorum. Telaffuzu zor fakat lezzeti açısından çok başarılı bir yemek olan Chakhokhbili Gürcü mutfağının temel lezzetlerinden biridir.
Bu yemek ilk zamanlar kelime kökü de olan sülünden yapılmaktaydı. Sonradan bıldırcınla da yapılmaya başlanan bu yemek, şimdilerde ise en çok tavukla yapılmaktadır. Ben de size evlerde kolayca yapılabilmesinden dolayı tavuklu tarifinden bahsedeceğim.
Malzemeleri ve yapılışı açısından oldukça pratik bir yemek. Yani öyle aman aman yeteneklerinizin olmasına gerek yok ve aynı zamanda da bütçe dostu doyurucu bir lezzet.
Hadi tarife geçelim.

İÇİNDEKİLER:

- Bütün tavuk 1 adet
- Kuru soğan 2 adet

Bu hafta bir restorana çok sevdiğim bir arkadaşımın mutfağına konuk oldum ve siz onu Masterchef yarışmasından tanıyorsunuz. Yekaterina namı diğer Katya. Eşi Onur ve iki yumurcağıyla beraber çok sevimli bir mekan açmışlar. Katya menülerini hazırlarken bizim kültürümüz ile kendi kültüründen olan nefis lezzetleri bir arada harmanlamış.

İçli köfteden Kayseri yağlamaya, Rus tatlısı Zefir’den yine Ruslara has Borş çorbasına kadar birçok lezzeti bir araya getiren sevgili arkadaşım zengin mutfak repertuarı ve her zamanki gibi el lezzetiyle ön plana çıkıyor.

Bu sefer tarif Katya’dan geliyor ve ondan kendi memleketine has bir tarif istedim. Kendi menüsünde de en çok sevilen tatlıların başında gelen Zefir tatlısını anlatacağız. Bu tatlı içeriği ve görselliği açısından bizim bezeye çok benziyor fakat içindeki meyveler ona bambaşka bir tat kazandırıyor.

Herkese tekrardan merhabalar arkadaşlar. Bir haftalık aradan sonra yeniden sizlerle beraberim. Verilen aradan sonra bu sefer yöresel bir lezzetle karşınızdayım. Ben bu tarifi Karamanlı bir arkadaşımdan öğrendim ve çok da sevdim.

Mersin başta olmak üzere Konya ve Karaman illerimizde de oldukça sevilen ve sıkça yapılan bu lezzetin adı “Batırık”.

Aslında tekniği ve içeriği açısından kısıra çok benzeyen fakat içinde bulunan tahin ve yer fıstığı sayesinde farklı bir lezzete kavuşan batırık aynı zamanda servis edilme şekliyle de mercimek köftesini andırıyor.
Bakıldığında iki tarzda servisi mümkün olan batırık, istenildiğinde içine su katarak soğuk bir çorba kıvamında veyahut dediğim gibi mercimek köftesi gibi şekil verilerek servis edilebilir.

Sizinle bu sefer kız kardeşimin çok güzel yaptığı harika bir çikolatalı cheesecake tarifi vermek istiyorum. Dünyanın en meşhur tatlılarının başında gelen bu lezzet aslında bilinenin aksine Amerikalılar tarafından bulunmadı. Tarihi antik Yunana kadar dayanıyor. Evet çok şaşırtıcı ama gerçek. M.Ö 700’lü yıllara dayanan bu tatlı olimpiyat oyunlarında müsabaka öncesi sporculara yedirilirmiş. Roma İmparatorluğu’nun Yunanistan’ı işgal etmesiyle bu tatlı tüm Avrupa’ya oradan da göçmenler sayesinde Amerika’ya yayılmış oldu. İlk tarifinde peynir krem kıvamına gelene kadar iyice ezilir ve bal ile karıştırılarak içine un katılıp pişirilirdi. Günümüzde ki tarif ise Amerikalıların katkısı ile olmuştur. Krem peyniri ilk kullananlar olarak. Bir çok farklı tarifi var soğuk cheesecake, New York cheesecake, San Sebastian cheesecake en meşhur olanlarından.

Bugün ben de size çikolatalı bir tarif vermek istiyorum.

Hadi tarife geçelim...

KEK İÇİN:

- Yulaflı bisküvi 2 paket

En sevdiğim böreklerin başında gelir kendisi. Aslında börek dediğime bakmayın;her ne kadar yufka ile yapılsa da krep ile yapılan tarifleri de vardır. İşte bu sebepten tam olarak börek diyemiyorum. Adına gelecek olursak "Avcı börek mi yaparmış da adına avcı böreği demişler’" diyeniniz eminim çoktur. Osmanlı zamanında av hayvanları ile kıyma yerine minik doğranmış etle yapıldığı için avcı böreği dendiği düşünülüyor ki bence gayet makul bir sebep. İç harcı içli köfte harcına çok benziyor. Yani et ile cevizin müthiş uyumu bu tarifte de karşımıza çıkıyor.

Her tarifimde olduğu gibi bunda da kendimi küçük bir dokunuş yapmaktan alamadım. Normal şartlarda iç harca kapya biber konmuyor fakat ben hem verdiği lezzeti hem de kıymanın soluk rengini değiştirdiği için kullanmayı çok seviyorum.

 Hadi gelin şimdi tarife geçelim.

 HARCI İÇİN: 

- 300 gram az yağlı dana kıyma 

- 1 adet kuru soğan 

- 2 adet kapya biber 

- 50 gram ince bulgur

Küçük, tatlı bir molaya ne dersiniz?

O kadar yemek tarifinin üzerine tatlı bir atıştırmalık hiç de fena olmaz diye düşündüm. Çikolatanın oluk oluk aktığı, dışı kıtır içi yumuş yumuş bir lezzet Brownie.

Ortaya çıkışı konusunda farklı efsaneler var. Bunlardan birisi Christopher Columbus’un Amerika’ya geri dönüşü kutlamaları için Şikago Palmer House Hotel’in şefinden farklı bir tatlı yapması istenmiştir. Bir diğer efsane ise bir ev hanımının kek yaparken kabartma tozu koymayı unutması üzerine ikram ettiği tatlının çok sevilmesi üzerine meşhur olmasıdır. Başka bir efsanede de ki bu bence en makul olanı; ilk brownie tarifinin Blondie adı verilen bir tarife dayanmasıdır. İlk Blondie tarifi de Fannie Farmer tarafından yazılan "Boston Cooking-School Cook Book" adlı kitabında yayınlanmıştır. Kelime anlamı olarak kekimsi kurabiye demek olan bu lezzet en çokta dondurma ile sunulmaktadır. Ben de bu tarifimde her zaman ki gibi ufak bir dokunuşla sunumu ve lezzeti farklı bir hale getirdim.
Hadi gelin şimdi tarife geçelim.

Bu sefer sizi Akdeniz mutfağının önemli oyuncularından birisine, İtalya’ya götürüyorum.

İsmini, şeklinden ötürü küçük bir portakal türü olan arançiniden alan bu lezzet İtalyanların en popüler yemeklerinin başında gelmektedir. Aslında İtalyanlar nasıl mantı için Turkish Ravioli diyorlarsa bizde arançini için İtalyan İçli Köftesi diyebiliriz. Bu pirinç topları İtalya’nın her bölgesinde farklı şekilde sunulmaktadır ve bu yüzden bende kendi tarifimi sizlerle paylaşacağım. Bazı bölgelerde kıymalı, bazı bölgelerde peynir çeşitli ya da mantar çeşitlerinin kullanıldığı bu yemekte ben tavuk ve mantar kullanacağım ve nefis bir pancar sos ile sunacağım.

Temelinde risotto yatan bu yemek 2 aşamadan oluşmaktadır. İlk önce risotto yapılır ve 2. aşamada ise risottoya siz ne şekil vermek istiyorsanız o şekli verilir, panelenir ve derin yağda kızartılır.
Hadi gelin şimdi tarife geçelim.

Bu sefer karşınıza çok sevdiğim yöresel bir lezzetle çıkıyorum ve sizi Hatay’a götürüyorum.

Aslında malzeme listesi ve lezzeti ile neredeyse içli köfte ile aynı olan bu tat, sunumda farkını ortaya koyuyor. Hatta ben iç harcını avcı böreğine de benzetiyorum.

Verdiğim her yöresel tarifte olduğu gibi bu tarifte de yine kendime has ufak tefek dokunuşlar yapmaktan kendimi alamadım. Bu tarifteki en önemli dokunuşum sour cream denilen ekşili yoğurt sos olacak.

Bu tarifin bence en güzel yanı farklı sunumlara olanak tanıması. İster baklava dilimi, ister üçgen, ister havuç dilimi ve aklınıza gelebilecek daha bir çok farklı şekilde sunabilirsiniz. Bir diğer dokunuşum da normalde içeriğinde olmamasına rağmen hem lezzetinden hem de içeriğe renk katmasından dolayı kapya biber kullanmam oldu.