Ege Doğaç Erdoğan

Ege Doğaç Erdoğan

ege.erdogan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Özgürlük, kök salmaya başladığında, hızlı büyüyen bir bitkidir.” 

- George Washington

Sene 1921. İnönü Muharebelerinden sonra İtilaf Devletleri Londra’da bir konferans düzenlediler. TBMM’yi temsil eden Hariciye Vekili Bekir Sami Bey, İngiltere, Fransa ve İtalya delegeleriyle diyaloglarda bulunmuş ve anlaşmalar imzalamıştır. Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını işletme hakkı dahil, söz konusu ülkelere ekonomik ayrıcalıklar tanıyan bu anlaşmalar TBMM tarafından reddedilmiş ve Bekir Sami Bey istifa etmek zorunda kalmıştır. Yunan Ordusu’nun tekrardan Ankara’ya yürüme hazırlığında olduğu bir zamanda Türkiye günü kurtarmak için geleceğini satmamıştır. 

Haberin Devamı

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1921 tarihinde Bekir Sami Bey’e yazdığı mektupta şu ifadeleri kullanmıştır: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin şimdiye kadar çeşitli vesile ve vasıtalarla bütün dünyaya ilân edilmiş olan prensipleri yüksek malumunuz olup, bu prensiplerin ana çizgileri şu kısa cümle ile ifade edilebilir: Bilinen millî sınırlarımız içinde memleketimizin bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını tam olarak sağlamak”. 

Satrançta bazen ne hamle yaparsanız yapın mecburen pozisyonunuzu bozmak durumunda kalırsınız; buna zugzwang denir. Zelenskiy, Trump’ın başkanlığı sonrasında bu çaresiz duruma düşmüştür. Trump, yardım karşılığında Ukrayna’nın değerli madenlerinin yarısını talep etmişti. Zelenskiy bu koşulları reddedince çılgına dönen Trump bu sefer Putin ile anlaşma yoluna gitti. Zelenskiy, Putin’in istediği koşullarda bir barış sonucu muhtemelen toprak kaybetmek ile geleceğini Amerikan hegemonyası altına bırakmak arasında bir tercih yapmak zorundaydı. Piyonlarının arkasına sıkışarak esaret içinde yaşamak yerine şahını tahtanın ortasına sürerek savaşmayı yeğledi. 

Devrimci Prens MBS 

Trump ile Rusya yakınlaşmasının bir başka önemli yanı ise Suudi Arabistan’ın küresel sahnede daha kuvvetli bir yer edinmesi oldu.21. Yüzyılın ilk çeyreğinde reformcu, hatta devrimci diyebileceğimiz, ülkesini baştan aşağıya yenilemeye gayret eden bir lider çıktı. Latin Amerika’dan ya da Uzak Doğu’dan değil, Orta Doğu’nun göbeğinden bahsediyorum. Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MBS) ‘Vizyon 2030’ adını verdiği programla yeni bir toplum yaratıyor. İçeride vahabiliği terk ederken, dışarıda da ülkesinin imajını değiştirmek için muazzam bir çaba sarf ediyor. Geçtiğimiz günlerde ABD ile Rusya, Suudi Arabistan’ın arabuluculuğunda toplantı gerçekleştirdiler. Süper güçlerin buluşma noktası Viyana, Cenevre, Helsinki gibi Avrupa kentleri değil, artık Riyad oluyor. 

Haberin Devamı

Rejim özgürleşiyor 

MBS fiilen iktidara geldiğinden beri Suudi Arabistan’da bir dizi reform gerçekleştirmiştir. Babası Kral Selman bin Abdülaziz’den yetkiyi devraldıktan sonra toplum üzerindeki vahabi baskısını hafifleterek bireysel özgürlükleri çoğaltmıştır. Geçtiğimiz sene ilk defa Miss Universe güzellik yarışmasında Rumy Al-Qahtani ile temsil edilen ülkenin çehresi hızlı bir şekilde değişiyor. 

Aslında Kral Faysal’dan önce Suudi rejimi bu denli katı vahabi selefi anlayışı ile yönetilmiyordu. 1964’den 1975’e kadar tahtta kalan Faysal, vahabiliği Soğuk Savaş döneminde üçüncü bir alternatif olarak ortaya çıkardı. Ancak artık MBS yeni kurulacak dünya düzeninde ülkesini daha çağdaş bir pozisyonda konumlandırmak istiyor. Tabii bu hızlı değişim özellikle eski düzenin savunucuları ve ondan faydalananlar tarafından tepkiye yol açtı. MBS, bireysel özgürlükleri arttırırken siyasal özgürlükleri kısıtladı. Suudi Arabistan gibi bir ülkede de devrim ancak tepeden inme olabilirdi. 

Haberin Devamı

Daha katedilecek çok yol var ama MBS özellikle nüfusun yüzde 60’nı oluşturan 30 yaş altındaki gençlere güveniyor. Baskıcı vahabi rejiminden bu kadar hızlı bir uzaklaşma olması şaşırtıcı gelebilir fakat işte özgürlük öyle bir şey ki ucundan da olsa bir kez tattınız mı artık hep onu ister hale geliyorsunuz.