Siyasetin en çok kullanılan tanımlarından biri “uzlaşma sanatı”dır. Hollanda Başbakanı Mark Rutte 13 yıl süresince tüm skandallara ve krizlere rağmen bir şekilde iktidarda kalmayı başarabilmiş, uzun süre sert esen sağcı popülizm rüzgarlarını dizginleyebilmiştir. Geçtiğimiz sene partisinin liderliğini Dilan Yeşilgöz’e bırakan Rutte, siyasetten çekileceğini açıklamıştı. Rutte artık kurtulması imkansız denilen skandallardan her seferinde bir şekilde sıyrıldığı için kendisine “Houdini” lakabı takılmıştır. Rutte için daha yolun sonu değil zira artık sihirbazlığını NATO’da gösterecek. Jens Stoltenberg’den boşalacak NATO Genel Sekreterliği pozisyonuna Rutte’nin getirilmesi hususunda tüm ittifak üyeleri anlaştılar.
Lahey doğumlu politikacıya takılan diğer lakaplar “Mr. Normal” ve “Teflon Mark”. Hollanda’nın en uzun görev yapan başbakanı sihirli bir şekilde karşıt tarafları anlaştırabilmiş, uzlaşı sağlamalarına önayak olabilmişti. “Mr. Normal” yükselen aşırıcılığa karşı ılımlı ve esnek anlayışı
Dünyanın en zengin ve pahalı bölgelerinden Manhattan New York’ta bir otel lobisinde bu yazıyı yazıyorum. Şehrin büyüleyici manzarasına bakarken kahvemden bir yudum aldım diye başlamak isterdim ama işler burada sanıldığı gibi değil. Sabah uyandım, 38. kattan aşağı indim, çöpten geçilmez hale gelen esrar kokulu sokaklarda yürüyerek en yakın Pret a Manger’den kahvemi aldım. Para dilenen evsizlerin arasından otele geri döndüm. ABD’ye her gelişimde burada geçireceğim zamanı güzelleştirecek bir şey vardır illaki diye düşünüyorum, ama şu ana kadar bulamadım. ABD bizim karton polis arabaları gibi, uzaktan gerçek gibi gözüküp korku salan ama yakınlaşınca fos çıkan.
ABD başkanlık seçimleri
Amerika kamuoyunun şu an üzerine en çok yoğunlaştığı konu Kasım’daki başkanlık seçimleri. Toplum tamamen ikiye bölünmüş durumda. Ben buradayken iki önemli gelişme yaşandı. İlki, Başkan Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden silah ruhsatı almak için doldurduğu formda uyuşturucu kullanıcısı olduğunu sakladığından
Tarih: 6 Haziran 1944. Yer: Normandiya. Uzun tartışmalar, detaylı savaş planları ve istişareler sonunda Müttefikler Fransa’nın kuzey sahillerine çıkarma gerçekleştirdiler. Sovyetler Birliği’nin isteği nihayet yerine getirilmiş ve Batı’da bir cephe açılmıştı. Havadan paraşüt birlikleri cephenin gerisine sarkarken, hücüm botları denizden kumsallara asker taşıyordu. Çıkarma esnasında yaşanan vahşeti anlamak için Er Ryan’ı Kurtarmak filminin ilk 10 dakikasını izlemeniz yeterli olacaktır. Neticede zaiyatın büyük olduğu çıkarma başarılı olmuş ve Sovyetler doğudan ilerlerken, Amerika ve İngiltere diğer Müttefiklerle beraber Nazileri Batı’dan kıskaca almıştır. Geçtiğimiz Perşembe günü, DDay diye adlandırılan Normandiya Çıkarması’nın 80. Yıldönümü için, Fransa’nın Omaha Sahili’nde ABD Başkanı Biden’ın da katıldığı bir anma töreni düzenlendi.
Rusya davet edilmedi
Biden konuşmasında İkinci Dünya Savaşı ile günümüzde Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kıyaslayarak, “Buna izin
Siyaset bilimi ile fen bilimlerinin belki de tek ortak noktası ‘Heisenberg belirsizlik ilkesidir. 1927’de Alman fizikçi Werner Heisenberg, bir cismin belirli bir andaki konumu ile momentumunun aynı anda ve kesin olarak ölçülmesinin teorik olarak imkânsız olduğunu öne sürmüştür. Siyasette bazen toplumun hangi akımın etkisi altında olduğunu bilebilirsiniz ancak ne hızda bir değişim olacağını kestiremezsiniz. Bazen de hızlı bir değişim olacağını bilirsiniz fakat bu değişimin ne yönde olacağı hakkında fikriniz yoktur. Küresel siyasi dengelerden bahsedecek olursak, dünya hızlı bir şekilde değişim geçiriyor, bunu kesin olarak söyleyebiliriz. Nasıl nitelikte, hangi şartlar altında yeni bir dünya düzeni inşa edilecek işte bunu kestirmek çok mümkün değil.
Davos’ta değişim
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) kurucusu ve 53 yıldır başkanı olarak görev yapan Klaus Schwab’ın icracı başkan olmayı bırakacağı açıklandı. Davos’ta gerçekleştirilen toplantılar dünya ekonomisini yönlendirmekte önemli rol oynuyordu ancak son
Geçtiğimiz Çarşamba günü İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Downing Street, no:10’daki başbakanlık konutu önüne çıktı ve açıklama yapmak için kürsüye yanaştı. Sözlerine son beş senenin, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en zor dönem olduğunu söyleyerek başladı. Pandemiden, Ukrayna’daki savaştan bahsederek devam etti ve tüm zorluklara rağmen İngiltere ekonomisinin Fransa, Almanya ve ABD’den daha hızlı büyümeye başladığını belirtti. Ekonomiyi düzeltmek için geldiğini ve bunda da başarılı olduğunu ifade eden Sunak, konuşmasına devam ederken yavaş yavaş yağmur çiselemeye başladı. Enflasyonun normale döndüğünü söylediği sırada yağmur şiddetini arttırdı, ana muhalefetteki İşçi Partisi’ni çözüm planı olmamakla ve omurgasızlıkla suçladığı anlarda yağmur iyice sağanağa dönüştü. Başbakan İngiltere’nin 4 Temmuz’da erken seçime gideceğini açıklayıp içeri girerken sırılsıklam bir haldeydi.
İngiliz basını doğanın Sunak’a bu oyununu ti’ye
Tarih 28 Haziran 1914, Avusturya-Macaristan Arşidük’ü Franz Ferdinand Bosnalı bir Sırp milliyetçisi tarafından suikasta uğrar. Kaynama noktasına çok yakın bir sıcaklıkta yaşayan Balkanlar alevlenmiş ve bu ateş bir dünya savaşı başlatmıştır.
Geçtiğimiz hafta çarşamba günü kabine toplantısı çıkışında Slovakya Başbakanı Robert Fico silahlı saldırıya uğradı. Başbakan Fico suikast girişiminden kıl payı kurtuldu; hastanede tedavisi devam ediyor. Slovak siyasetçiler bu olayı demokrasiye karşı bir saldırı olarak nitelendiriyorlar.
1914-2024…
Dünyadaki küresel gerilim 1914’ü çok aratmıyor. Doğu Avrupa ve Balkanlar yine dünya siyasetinin merkezinde, İsrail-Filistin savaşı her an bölgesel bir çatışmaya dönüşebilecek özellikte, Çin ile Tayvan ilişkileri gergin. 110 sene öncesinden belki de en büyük fark uygar ülkelerin çoğunun demokrasi ile yönetiliyor oluşu. 1914’te Arşidük’den bahsederken, bugün Başbakan’dan bahsediyoruz. Demokrasilerde iktidar barışçıl bir şekilde seçimlerle
Geçenlerde bir arkadaş ortamında yatırım fırsatları hakkında bir sohbet döndü. En iyi yatırımın arsa almak olduğu, ama hızlı sonuçlar beklemeden sabırlı olunması gerektiği konusunda bir konsensüs oluştu. Ancak bir arkadaşım şöyle bir itirazda bulundu: “tamam torunuma yarayabilir belki ileride ama ben hayattayken geri dönüş alamayacağım bir yatırımı niye yapayım?” Geçen hafta İngiliz Guardian gazetesi yaklaşık 400 uzmandan yararlanarak iklim değişikliği hakkında bir anket derledi. Görüşüne başvurulan bilim insanlarının yüzde sekseni küresel sıcaklığın (Sanayi Devrimi öncesi sıcaklıklara göre) 2.5C derece artacağını öngörürken, sadece yüzde altısı 2015’deki Paris Anlaşması’nda hedef konulan 1.5C derece artışı geçmeyeceğini söyledi. Bu bir derecelik fark önemsiz gibi gözükebilir ancak dünyamız için felaket sonuçlar doğuracağı bilimsel olarak ileri sürülüyor.
Vicdan, öne geçmeli
Aslında küresel ısınma ile ilgili alınacak tedbirler ve arsa yatırımı yapmak temelde birbirine çok
1795 yılında Alman düşünür Immanuel Kant “Ebedi Barış Üzerine Felsefi Deneme” isimli kitabında uluslararası kalıcı bir barış için nelerin yapılması gerektiğini yazmıştır. Kitapta altı ön madde bulunur:
1. İleride savaşa sebebiyet verecek hiç bir gizli barış anlaşması yapılmamalıdır.
2. Hiçbir bağımsız devlet, küçük ya da büyük, bir başka devletin hakimiyeti altına, miras, takas, satın alma veya hibe yoluyla geçmemelidir.
3. Daimî ordular zamanla ortadan kaldırılmalıdır.
4. Devletler dış ilişkilerini zora sokacak borç almamalılardır.
5. Hiçbir devlet, bir başka devletin anayasasına ya da hükümetine zor kullanarak karışmamalıdır.
6. Hiçbir devlet, savaş esnasında, ileride barış sağlandığında karşılıklı güveni sarsacak eylemlerde bulunmamalıdır.
Aradan 200 yılı aşkın zaman geçmiş olmasına rağmen şu an bu maddelerden bir tanesinin bile geçerli olduğunu söyleyebilir miyiz? Maalesef günümüzde yaşadığımız uluslararası çatışmaların, savaşların en büyük sebeplerinden biri hâlâ dünyada barış konusund