Ali Em
1976 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Yurdun muhtelif yerlerinde hâkimlik görevlerini yaptıktan sonra, Adalet Bakanlığı’nda Kanunlar Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. 2002’de Yargıtay Üyeliği’ne, 2007’de Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeliğine seçildi. Daha sonra Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundu. Çeşitli yükseköğretim kurumlarında dersler verdim ve kanun hazırlama komisyonların da görev aldı.
Lisans yerleştirme sınavlarında yaşanan sınav salonlarına geç kalmadan doğan anlaşmazlıkların ve hak kayıplarının nedenleri ve değerlendirilmesinin, sınavları organize eden kurum ve kuruluşlar ile kişiler yönünden ortaya konulması, gelecekte yapılacak bu tür iş ve işlemlere yol gösterici olması düşüncesiyle bu yazıyı kaleme almayı düşündüm. Zaman, etkileşim içerisinde geçmişi, içinde bulunulan süreci ve geleceği içine alan sürekliliği, değişkenliği ve sınırsızlığı içeren bir sürecin adıdır. Çağ, mevsim, ay, hafta, gün ve saat ile ölçülür. Planlama, amaca ulaşmak için izlenecek yolların belirlenmesidir. Zaman planlaması, geleceğe yönelik araştırmaya dayalı, anlaşılır ve uygulanabilir olarak yapılır ve zamanın verimli (rantabl) ve ekonomik kullanılmasını sağlar. Yerinde ve doğru olarak yapılmayan zaman planlamasından sonuç alınması olanaklı değildir. Zaman takvimi ise, başarıya ulaşmada takip edilecek yollardan biri olup, zaman planlaması gibi zamanın verimli (rantabl) kullanılmasını sağlayan bir sistemin adıdır.
Verimli kullanımAçıklanan bu kavramlardan zamanın, insan yaşamıyla iç içe bulunduğu, zaman sürecinin belirlenmesinin ve uygulanmasının iş ve işlemlerde ve hedeflere ulaşma da bir araç olup, iş planlarının yapılmasında, yürütülmesinde ve verimli sonuçlar alınmasında kullanımının önemi büyüktür. Kurum ve kuruluşlar ile bireyler, her işin, her türlü eylem ve işlemin görülmesinde, zaman planlaması veya takvimi yaparak yürütmeleri başarılı uygulamalarının önünü açtığı görülür.
Lisans yerleştirme sınavlarında, seçim dönemlerinde zaman planlaması ve takvimlerinin yapılması ve uygulanması, hakların kullanımı ve hak kayıplarının önlenmesi bakımından önemli olup, sınav ve seçim zaman planlaması ve takvimlerinde belirlenen gün ve saatlere herhangi bir önlenemez hal veya mücbir neden ileri sürülmeksizin uyulması durumları gözetildiğinde, yapılan zaman planlaması ve takvimin, hakların kullanılmasında ve sonuçların alınmasındaki değerli özelliği dikkatten uzak tutulamaz. Belirlenen ve uygulanan bu zaman dilimlerinden verilecek ödün ve sapmalar, düzenlenen konunun düzenliliğini, verimliliğini ve sonuç alıcı uygulamasını aksatacağı gibi, uygulama dışında bulunanlar yönünden de haklarını zedeleyici sonuçlar yaratabilir. Bu nedenle, kurum ve kuruluşlar ile bireyler, kural olarak zamanı bir yaşam biçimi olarak algılayarak kullanmaları ve uymaları gerekir. Zira düzenliliğin ve istikrarın anahtarı bu zaman dilimlerinin içeriğindedir. Toplumsal yaşamda da toplumların geleceklerini planlamaları dönemsel plan yapmaları, kurum ve kuruluşların stratejik plan üretmeleri; seçim dönemlerinde siyasi partilerin yapmayı düşündüklerini programlamaları geniş anlamıyla zamanın verimli ve yerinde kullanım anlayışının sonucudur.
‘Vakit nakittir’Zaman planlamasının ve takviminin yapılması ve belirlenen süreçlere uyulması, insan yaşamındaki etkisi yukarıda yapılan açıklamalarla kısmen ortaya konulmuş olup, insan ömrünün çocukluk, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık olarak düşünüldüğünde bu evreler zamansal olarak değeri bilinerek ve boş zaman harcamalarından kaçınılarak yaşanmalıdır. Toplumsal yaşamda zamanın önem ve özelliğini ortaya koyan “vakit, nakittir” “le temps, c’est d’argent” özdeyişi bunun en güzel kanıtıdır. Bu nedenle, kurum ve kuruluşlar ile bireyler, zamanı nasıl kullanacaklarını, belirlenen zaman süreçlerine nasıl uyacaklarını değerlendirmeleri; iş ve işlemlerini doğru, verimli ve etkin kılabileceği gibi, hedeflerine ulaşmalarının da önünü açacağı bilinmelidir.