Üniversitelerin en üst düzeydeki görevi ve sorumluluğu bilgi üretmektir. Üniversiteleri tüm diğer görevlerini ve sorumluluklarını bu temel üzerinde ve etrafında tanımlamak gerekir.
Öğretim/Öğrenim üretilen bilginin genç kuşaklara (öğrenciler) aktarılması ve gösterimi (demonstrasyon) sürecidir. Toplumun gelişmesi ve sağlıklı yapılanması için bu sürecin sağlıklı bir şekilde kurulması ve yürütülmesi üniversitelerin temel sorumluluklarından önceliği olan bir konudur.
Eğitim/Hizmet bilginin toplum yararına sunulması ve uygulanmasıdır. Eğitimden yararlanacak kesim, toplumun üst-ast ilişkisinden bağımsız tüm kesimlerini ve bireylerini kapsar. Bu sürecin salt insan öğesini aşarak toplumun tüm kurum ve kuruluşlarını kapsaması bir zorunluluktur. Bu kapsamda özellikle mühendislik fakülteleri için sanayi kuruluşları, sağlık fakülteleri için hastaneler, ve benzeri ilişkilerin kurulması, geliştirilmesi ve sürdürülmesi üniversitelerin toplumsal gelişmede üzerlerine almaları gereken önemli bir görevdir. Özellikle mühendislik fakülteleri ve buna bağlı olarak Fen fakülteleri pozitif bilimlerin uygulama süreci içinde yerli ve evrensel teknoloji üretimi sorumluluğunu yüklenmişlerdir.
Çok kapsamlı süreç
Dünyada ve Türkiye’de uygulanan değişik üniversite ve yükseköğretim kurumları modelleri içinde yukarıda verilen iki husus her üniversiter kurumda ve yapılanmada öncelikli olarak yer almıştır. Ancak “Bilgi üretmek” başlı başına ve üzerinde ayrıca durulması gereken bir süreçtir. Bilgi üretmek sadece yukarıda verilen üniversite içindeki süreçleri değil, tüm dünyayı değiştirebilen, sonuçları evrensel nitelikli bir etkinliktir. Bu süreç Araştırma-Geliştirme (AR-GE) sürecidir. Üniversiteler kendi stratejik plan ve tercihlerine göre değişik düzeylerde AR-GE etkinliklerini yürütebilirler. En alt düzeyde varolan bilginin aktarımı (okul yapılanması) olabileceği gibi, en üst düzeyde topluma sürekli olarak yeni ürünler kazandıran, yeni teknolojiler üreten bir bilim ve teknoloji merkezi olarak da yapılandırılabilir. AR-GE, ürün ve teknoloji üretimine kadar gelişebilen bir süreçtir. Bu süreç içinde klasik temel bilimler düzeyinde araştırma etkinlikleri, uygulamalı (mühendislik bilimleri, sağlık bilimleri vb.) bilimler, teknoloji ve ürün üretim ve geliştirmesi çalışmaları birlikte düşünülmeli, örgütlenmeli ve yapılandırılmalıdır. Çağdaş üniversite yapılarında bazı durumlarda yenilikçi ve girişimci etkinlikler de üniversite yapılanması içinde görülebilir.
Yetkin insangücü
Üniversitelerde bilginin üretilmesi temel işlev, öğretim/öğrenim, eğitim/hizmet ve AR-GE üniversitelerin türev sorumluluk ve işlevleri olarak tanımlanınca, üniversitelerin bu düzene uygun bir donanım ve yapılanmaya sahip olmaları gerekir. Öğretim/Öğrenim, eğitim/hizmet işlevleri için göreceli olarak daha kolay sağlanabilen altyapı ve üstyapı beklenebilir. Bu konularda üniversitelerimizde önemli bir eksiklik gözlemlenmemektedir. AR-GE ise bu iki işlevden farklı olarak daha kuvvetli ve yaygın bir altyapı ile yetkin insangücü, ilgili ve yeterli donanım gerektirmektedir. Bu ihtiyacın giderilmesi için üniversitelerin ciddi yatırım bütçeleri ile AR-GE altyapı/üstyapı olanakları ve uygun kurum içi düzenlemelerle etkin olmaları beklenir. Bu husus, temel bilimlerden başlayarak ileri düzey bilim ve teknoloji odaklı laboratuvarların üniversitelerde kurulmasını, etkinleştirilmesini ve sürekliliğinin sağlanması için çaba harcanmasını gerektirir. Bu kapsamda Türkiye gibi kısmen teknolojik zayıflıklar taşıyan ülkelerde laboratuvarların ve benzer teknoloji merkezlerinin sürdürülebilirlik, teknolojik ve bilimsel güncelle(n)me ve yetkin araştırmacılar istihdamı gibi önemli sorunlarının çözümlenmesi gerekmektedir.