Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye 1 Kasım seçimlerinde AKP’ye karar verdi ve 317 milletvekili ile önümüzdeki dört yılımızı AKP Hükümeti şekillendirecek. Dört yıllık beklentileri ve önündeki hedefleri iki ana bölümde analiz edebiliriz. İlk olarak ekonomik beklentilerine göz atalım:

1-Artık Türkiye konutla büyümemeli. Konut fazlası ve stoku şu anda 1 milyon 300 bini geçmiş durumda. Buradaki büyüme bugüne kadar gözlerimizi kamaştırdı ama artık Türkiye’nin üretimde büyümesi lazım.

2-Türkiye’nin son iki yıldır düşen ihracatını arttırmak için üretimin yanında yeni oluşumlara da ağırlık vermesi. TAVAK Vakfı’nın tespitine göre 2014 yılında Türkiye dizi ve kültür ürünleri konusunda 4 milyar doların üzerinde bir ihracat yaptı. Bu da tekstildeki 8 milyar dolarlık ihracatın yarısını oluşturdu. Yeni yolların bulunması şart.

Haberin Devamı

3-Afrika ülkeleri 2002 yılından itibaren AKP hükümeti tarafından keşfedilmiş ve 2012’de ihracatımızın yüzde 30’u Afrika ülkelerine gitmişti. Şimdi Afrika ülkelerine yönelik düşen ihracatımızın tekrar arttırılması için atılımlar yapılması lazım.

4-AB ile ilişkilere ciddi bir şekilde yeni hükümetin eğilmesi şart. 2014-2019 yıllarındaki yedi yıllık bütçede Türkiye’nin tam üyeliği için bir meblağ öngörülmediği için Türkiye en erken 2020-2026 yılları arasındaki yedi yıllık bütçede tam üye olabilir. Bu bütçe büyük bir olasılıkla 990 milyar Euro olarak 2017 yılında oluşacak. Türkiye’nin AB’nin gündemine girebilmesi için 2017 bütçesine ciddi bir fon koyulması şart. Bu konuda Türkiye’nin ciddi girişimlerde bulunması gerekir.

5-Seçimlerde yapılan vaatlerin ülke bütçesine getireceği yük oldukça yüksek. Bunun bütçeden nasıl karşılanabileceği konusunda maliyeye büyük işler düşüyor. Bunun da halledilmesi gerekiyor.

6-Türkiye’nin 2015 yılında turizm gelirleri büyük ölçüde düştü. 16 ülke İŞİD olayları ve Türkiye’deki terör olayları sebebiyle Türkiye’yi tehlikeli ülke olarak ilan etti. Bunun düzeltilmesi ve 2016 yılından itibaren Türkiye’nin tekrar bir turizm cenneti olmalıdır.

Kürtler denize açılabilir

İkinci bölümde, önümüzdeki dört yıl içinde politik beklentileri sekiz ana maddede sıralayabiliriz:

Haberin Devamı

1-Dış politikada Suriye, İran ve Rusya’nın da katılımıyla artık Esad’lı bir ülkeye dönüşecek. Tabii ki Esad Rusya’nın da katkısıyla ülkenin belki de yüzde 40-50’sini kontrol ederken, IŞİD gerek Suriye’de gerek Irak’ta bir ülke konumuna gelecek ve Kürtler ilk defa Kuzey Suriye’den denize açılma şansına sahip olacaklar. Bu konuda yeni bir dış politika oluşturmalıyız.

2-Irak’taki Barzani rejimi Kuzey Suriye’deki Kürtlerle önümüzdeki aylarda bir uzlaşma içine girmesi halinde Irak’ta da üçlü bir devletin oluştuğunu göreceğiz. Eskiden Suriye ve Irak’ta tek komşumuz varken şimdi bu üç ayrı ülkeye yönelik politikalar üretilmelidir.

3-Ermenistan’la olan sorunların artık çözülmesi şart. Azerbaycan’ı küstürmeyeceğiz diye?Karabağ’dan Ermeniler çekilmeden barış olmayacak?söylemini değiştirmemiz lazım.

4-Çözüm süreci konusunda yeni isimle bile olsa Türkiye’nin önünü açacaktır. Son seçimlerden sonra Güneydoğu Anadolu’da artık HDP’nin eski hâkimiyeti yok. Bu açıdan ciddi bir çözüm süreci prosedüründen sonra Türkiye ‘de iç barışta yavaş yavaş oluşur.

Haberin Devamı

5-İslam dünyası ile ilişkilerimiz son yıllarda başta Mısır olmak üzere bozulmuş durumda. İslam İşbirliği Örgütü’nde etkimizin git gide azaldığını görüyoruz. Bu açıdan Türkiye İslam Dünyası ile olan sorunlarını bir çözüme ulaştırılması gerekiyor.

6-Türkiye barışçı bir dış politikayla, akıllı bir dış işleri bakanıyla dünyada hak ettiği imajına kısa zamanda kavuşur. 2002-2011 yılları arasında dış dünyada etken bir Türkiye yıllarına tekrar geri dönmelidir.

Prof. Dr. Faruk Şen kimdir?

1948’de Ankara’da doğan Faruk Şen, Almanya’nın WWU Münster Üniversitesi’nde işletme ekonomisi okuduktan sonra aynı üniversitede doktora yaptı. Faruk Şen, 1985’te Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni kurdu. 1991’de Essen Üniversitesi’nde profesör oldu. 2008’in sonuna kadar Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni yöneten Şen 2009’da Türkiye - Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olarak çalışmalarına devam etti. TAVAK Vakfı’nın yönetim kurulu başkanlığını sürdüren Faruk Şen, REMA kuruluşunun da sahibi.