Prof. Dr. Ulun Uluğ tüp bebek tedavisinde merak edilen doğru bilinen yanlışları anlattı.
1) Yanlış bilinen: Tüp bebek zor ve ağrılı bir tedavi yöntemidir.
Doğru olan: Tedavi yeni kullanılan ilaçlar ile 45 günden 15 güne kadar indirilmiş, hastalara yapılan iğne sayısı da 60’lardan 20’lere düşmüştür. Ayrıca sadece hap formunda ilaçlar kullanılarak da tedavi uygulanmaktadır. Az miktarda ilaç kullanılarak hem kontrol için merkeze gidip gelme aralığı en aza inmiş, hem de şyan etkiler en az seviyeye indirilmiştir. Bugün için tüp bebek, 15 gündetamamlanan, neredeyse yan etkisi bulunmayan çok kolay bir tedavi yöntemidir.
2) Yanlış bilinen: Fazla embriyoların dondurulması başarılı olmadığı için yapılmasına gerek yoktur .
Doğru olan: Embriyo dondurulması uzun yıllardır uygulanan ve hastalara ekstra hamilelik olanağı sunan bir uygulamadır. Son 3 yıldır uygulananyeni bir dondurma yöntemi ile hemen hemen dondurulan tümmbriyoların sağlıklı şekilde geri kazanıldığı görülmüştür. Bu sayede, taze tüp bebek tedavisi ile donmuş tüp bebek tedavisi arasındaki başarı farkı kapanmış, hatta bazı tüp bebek merkezlerinde donmuş embriyo tedavileri ile daha başarılı sonuçlar alınmaya başlanmıştır.
3) Yanlış bilinen: Tüp bebekte başkalarının spermi veya yumurtası kullanılabilir veya karışabilir.
Doğru olan: Tüp bebek merkezleri hiç hata yapmadan çalışmak zorundadırlar. Kendi sistemlerini bu kural neticesinde belirlerler. Uygulanan işlemler hiçbir zaman tek kişinin elinde olmaz. Mutlaka her basamak en az 2 kişi tarafından denetim altına alınır. Embriyoloji laboratuvarları, yüksek güvenlik sistemlerine sahip olan yerlerdir. Giriş-çıkış belli miktarda yetkili kişi ile sınırlandırılarak, 7/ 24 saat kapalı devre kameralı sistem sayesinde, sürekli denetim altında tutulması sağlanır.
4) Yanlış bilinen: Tüp bebekte ikinci denemelerde daha çok başarı elde edilir .
Doğru olan: Tüp bebek tedavisinde ilk 4 tedavi aşağı yukarı birbirine eşit başarı değerlerine sahiptir. 4. denemenin ardından uygulanan tedavilerde başarı oranları bir öncekine göre biraz daha azalır. Tüp bebek merkezlerinin en önemli amacı, ilk denemede eşleri hayalini kurdukları bebeklerine kavuşturmayı sağlamaktır.
5) Yanlış bilinen: Her yaşta tüp bebek yapılabilir.
Doğru olan: Kadının yumurta rezervleri, yani üreme kapasitesi, yaş ile beraber değişiklik gösterir. 30 yaşına gelene kadar en fazla olan üreme şansı, 30 - 35 yaşları arasında yavaş yavaş azalmaya başlar. 40 yaşından büyük adaylarda, artık üreme çağının son dönemlerine gelinir. 30 yaşından küçük hastalar da başarı şansı yüzde 50 civarındayken, bu oran 40 yaş üzerinde yüzde 15 civarındadır. 44 yaşın üzerinde ise başarı yüzde 1 den azdır. İdeal yaş 25 - 34 arasıdır.
6) Yanlış bilinen: Tüp bebekte başarı ‘0’dır.
Doğru olan: Tüp bebek tedavisinde son 30 yılda ciddi anlamda ilerlemeler sağlanmış olsa dahi en iyi ihtimalle bile başarı şansı yüzde 50 civarındadır. Kadın yaşının artmasıyla hamilelik elde etme şansının azaldığı bir gerçektir.
7) Yanlış bilinen: Hiç sperm hücresi olmayan erkekler baba olamaz.
Doğru olan: Artık mikroskop altında sperm arama operasyonlarının yapılmasıyla testlerde hiç spermi olmayan erkeklerin de baba olma şansı bulunuyor. Erkeğin yumurtalığında (testis) döl hücreleri tespit edilerek donduruluyor. Kadına transfer edilen bu spermler ile çiftin bebek sahibi olması sağlanıyor.
8) Yanlış bilinen: Tüp bebek tedavisi sonucu genelde ikiz, üçüz gebelik olur
Doğru olan: Tüp bebek tedavilerinde çoğul hamilelikler ile fazla karşılaşıldığı bir gerçektir. Buna karşı 2010’da yönetmelikte yapılan değişiklik ile 35 yaşından küçük hastalarda ilk 2 deneme için tek embriyo, diğer hastalarda en fazla 2 embriyo transferinin yapılmasına izin verilmiştir.
9) Yanlış bilinen: Tüp bebek tedavisi sonrası uzun süre yatmak gerekir.
Doğru olan: Transfer yapıldıktan sonra yatmanın hamilelik şansını yükselttiğine dair bir kanıt yoktur. Anne rahmine yerleştirilen embriyo düşmeyeceği gibi, yerleşme işlemi de transferden 3 gün sonra gerçekleşmektedir.
10) Yanlış bilinen: Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar, kadında ileri yaşlarda kansere sebep olabilir.
Doğru olan: Tüp bebek tedavilerinde yumurta miktarını artırmak ve büyütmek için kullanılan hormonal ilaçlar 40 yıldır uygulanmaktadır. Yapılan araştırmalarda daha önceden kısırlık tedavisi görmüş kadınlarda, tedavi görmemişlere göre artmış bir kanser riski bulunmadığını ortaya çıkmıştır. Dikkat edilmesi gereken nokta, kanserin kısırlık tedavisi görmüş kadınlarda kullanılan ilaçlardan kaynaklanmadığı, genetik kanser tehlikesinden dolayı meydana geldiğidir.
KİMDİR?
Prof. Dr. Ulun Uluğ, 1993’te Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi’nde kadın hastalıkları ve doğum üzerine ihtisasını yapmıştır. Sonra Amerika’da üreme endokrinolojisi alanında çalışmıştır. İstanbul Alman Hastanesi’nde Türkiye’deki ilk preimplantasyon genetik tanı ünitesinin kurulmasında görev almıştır. 2000 ile 2014 yılları arasında Alman Hastanesi ve Bahçeci Umut Tüp Bebek Merkezi’nde binlerce çifte tüp bebek tedavisi uygulamıştır. 2015 - 2017 arasında İstanbul Altınbaş, Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanlığını yürütmüştür. Amerikan Üreme Sağlığı Derneği (ASRM), Avrupa Üreme ve Embriyoloji Derneği (ESHRE), Türk Jinekoloji ve Obstetrik derneği (TJOD) ve Üreme Tıbbı Derneği (UTD) üyesidir.