Prof. Dr. Yavuz ODABAŞI
1949 Bafra doğumlu olan Prof. Dr. Yavuz Odabaşı, A.İ. T. İ A ve İşletme Yönetimi Enstitüsü mezunudur. Devlet bursu ile ABD’de doktara eğitimini tamamlamıştır. Erciyes Üniversitesi’nin kuruluşunda görev almış ve 1992 yılından bu yana Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde çalışmaktadır. Çok sayıda yayınına ek olarak ulusal ve uluslararası dergide hakemlik ve editörler kurullarında görev almaktadır.
Her yıl Temmuz ayının ilk Cumartesi günü Dünya Kooperatif günü olarak kutlanmakta. Yeniden var olmayı ve değişerek ve dönüşerek gerçekleştiren bir yapıyı arayan kooperatifçilik, daha önce karşılaşmadığı kavram ve uygulamalarla hareket etmektedir. Bunlardan biri de Girişimci Kooperatifçiliktir. Farklı yetenek ve becerileri olan birden fazla girişimciyi bir araya getirebilen ve böylece hem girişimciliği hem de tüm özellikleri ile kooperatifçiliği içinde barındıran katma değer yaratmaya yönelik yenilikçi ve yeni bir anlayıştır. Bu konuda en güzel örneği ve anlayışı BM 2012 yılında kooperatifler yılı için “kooperatif işletmeleri daha iyi bir dünya kurar” sloganını kullanarak göstermiştir.
GİRİŞİMCİLİK NEDİR?
Girişimcilik ve girişimci konusunda yapılan açıklamalar ve araştırmalar incelendiğinde konunun çok çeşitli yönlerden ele alındığı görülür. Girişimcilik kavramı, tarihsel gelişim içinde sürekli değişim geçirmiş, bakış açılarında ve uygulamalardaki farklılıklara göre de birçok kavramla karıştırılmış, net olarak tanımlanması ve kavramlaştırılması gittikçe yetersiz kaldığından zorlaşmıştır.
Konunun öne çıkmasındaki rolü ile iktisatçı Schumpeter, risk almanın tek başına yeterli olmayacağını, hemen yanında yenilik yapmanın da vazgeçilmez olduğunu belirterek en büyük katkıyı sağlamıştır. Schumpeter’e göre girişimcilik; yeni bir buluş yaparak ya da yeni bir ürün üreterek, hatta eski bir ürünü yeni yöntemle üretmek suretiyle üretim sürecinde yenilik peşinde koşma ve yenilikler getirmek suretiyle reform ya da devrim yaratmaktır. Benzer biçimde yenilikçilik konusunu vurgulayan yönetim bilim felsefecisi Drucker da yeniliğin girişimcilik sürecinin temeli olduğuna işaret ederek girişimciliği Schumpeter bakışı ile açıklamaya, değerlendirmeye katkılarda bulunmuştur. Farklı kavramsal tanımlamalar içerisinde bu boyut yeni bakışları da beraberinde getirmiştir.
ARZ VE TALEP
Dünya ekonomilerinin geldiği bugünkü durumun etkisi ile sadece arz yönlü bir kavramsallaştırma yanında talep yönlü bakış böylece olanaklı hale gelmiş ve girişimcilik daha çok, arz ve talebin yönetilmesi olarak görülmeye başlanmıştır. Yenilikçilik ve harekete geçirme eylemi olarak girişimcilik; şirket kurma, iş sahibi olma ve yenilik yapma süreci ile bağlantılı olarak bir işe başlamak ve işi geliştirmek boyutuna taşınmaktadır. Günümüzde parasal kazançtan daha önemli olabilecek bir girişimciliğin de olabileceğinin anlaşılması bu duruma bir örnektir. “Kamu Girişimciliği”, “Sosyal Girişimcilik” ve yönetsel açıdan bakışın kuruluşlardaki girişimciliği hem özelde hem de kamuda geçerli olabilen “İç Girişimcilik” bu kavramlardandır. “Küresel Girişimcilik”, “Tekno-girişimcilik” gibi uygulamalar, yepyeni bir açıdan ortaklıklar kuran, buluşlar, yenilikler yapan, kısaca fark yaratarak değer yaratan girişimcilik yapıları olarak gelişmektedir. Toplumun gelişmesine yönelik bir anlayışla “Girişimci Kooperatifçilik” de bu yeni oluşumlardan biridir.
TEMEL İLKELER
Yıllardır birçok kaynakta kooperatifçilik ile ilgili olumsuz yargı açıklanmış ve neo-klasik ekonomi bilimi anlayışında, kooperatifçiliğin bir katkısının olmadığı ve kapitalist şirketler arasındaki rekabete dayalı bir gelişmişlik de göstermediği tezi ileri sürülmüştür. Bu nedenle kötü uygulama örnekleri gösterilerek, kooperatif hareketinin bir geleceği olmadığı inancı toplumlarda yerleştirilmeye çalışılmıştır. Uzun yıllardır bu eleştiriye rağmen gelişmiş ülkelerdekiler başta olmak üzere tüm kooperatifler önemlerini korumaktadırlar.
Uluslararası Kooperatifler Birliği tanımına göre kooperatifler iş dünyasından farklıdır çünkü temel ilkeler ve değerlere göre organize olmaktadırlar. Bu ilkeler; gönüllü ve açık üyelikler, demokratik üye kontrolleri, üyelerin ekonomik katılımı, özerklik ve bağımsızlık, eğitim, meslek eğitimi ve bilgilenme, kooperatifler arasında işbirliği ve toplumsal ilgilerdir. Bunların yanında kooperatifler; kendine yardım, kişisel sorumluluk, demokrasi, eşitlik ve dayanışma gibi değerlere de sahiptir. Geleneksel olarak kooperatif üyelerinin dürüstlük, açıklık, sosyal sorumluluk ve başkalarına özen gösterme, önemseme gibi etik değerlere de sahip olunacağı varsayılmaktadır. Hiç şüphesiz kooperatifler, insanların (örneğin; tüketiciler, çalışanlar, üreticiler gibi) bir araya gelerek ortak ihtiyaçlarını, demokratik olarak denetlenen işletmenin çalıştırılması yoluyla karşılamaları olarak da düşünülmelidir.
VE SONUÇ
Kooperatiflerin sadece ekonomik bir oluşum olarak kurulmasının yanında girişimciliğinin de geliştirilmesi, gelir dağılımındaki bozukluğun giderilmesinde, işsizliğin giderilmesinde, yaratıcı-yenilikçi gelişmeleri sağlamada ve sosyal adaletin geliştirilmesinde uygun bir çözümdür. Üçüncü sektör ve demokratik, gönüllü ve ekonomik bir yapılanma olarak kooperatif girişimciliği, günümüzde küresel dünyanın gelecekteki dengeleyici modellerinden bir olmaya adaydır.
Kooperatiflerimizi yeni nesildeki biçime getirerek daha çok katma değer yaratan ve yenilikçi bir anlayışa sahip olmalarını sağlayarak başta AB ülkeler olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki kooperatifler düzeyine getirebilmek için kooperatif girişimciliğini daha etkin hale getirilmeye çalışılmalıdır. Bu anlayışla, 2013 Dünya Kooperatifçilik Günü sloganı konunun önemini göstermesi açısından şöyle olmuştur; “Kooperatif Girişimler Kriz Dönemlerinde Güçlü Kalır”.