"Ne zaman?" toplumda her çağda, her ortamda, her yaşta en sık sorulan sorudur. Anne çocuğuna “Ne zaman?” ders çalışacaksın, çocuk annesine “Ne zaman?” sokağa çıkacağım diye sorar. Okuldan öğrenciler öğretmenlere “Ne zaman?” yazılı yapacaksınız ya da notları vereceksiniz diye endişelerini dile getirir. Çalışan iş verenine “Ne zaman?” zam yapacaksınız diye, iş veren çalışanına “Ne zaman?” çalışacaksın der. Yaşlı emeklilik zamanını, emekli aylığını bilmek ister. Zamanla ilgili sorular sürüp gider.
Seçim sonunda beklentisi olanlar “Ne zaman?” iş bulacağım, “Ne zaman?” askerlik görevini yapacağım, “Ne zaman?” ekonomik durumum düzelecek diye yakınmasını açıklar. Zaman beklentisi olan ya da bu beklentiye çözüm arayanlar için bu kavram değerli, önemli bir etkendir.
Mitolojiye göre zaman tanrısı Kronos babasını ortadan kaldırıp onun yerini almış; bütün dünyaya egemen olmuş. Tanru Zeus, Kronos’a baş kaldırmış, zamanın belli bir yerde belli sınırlar içinde insanın yararına kullanılmasını sağlamıştır. Bu durum zamanın ölçülmesi kavramını doğurmuştur.
Zorlama nedeni olur
Seneca, zamanın sonsuz olduğunu ancak ondan çok az yararlandığımı söylemiştir. Zamanı iyi kullanamayan birey ve toplum zaman içinde yok olur. Zaman geçmiş ve gelecek kaygısı ve korkusuyla bir zorlama nedeni olabilir.
Son yıllarda zaman kavramı, küreselleşmenin getirdikleri ve götürdükleriyle, iletişim ve teknoloji aracılığıyla, zamanın ruhu anlayışı içinde duyarlılık, değer, hız kazanmış, yaşamın özdeşi durumuna gelmiştir.
Bu soru seçim sürecinde bireyin, toplumun bütün beklentilerinin anahtarı, özeti, özüdür. Seçim sürecinde cumhurbaşkanı adayları, parti başkanları, bütün politikacılar ülke sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirmiştir. Başta terör almak üzere, adalet, hak, hukuk, insan hakları, ekonomik durum, ekonomik yetersizlik, işsizlik, ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim ve öğretim, tarım, sanayi, teknoloji, OHAL, bedelli askerlik, gelişme, kalkınma, demokrasi, iç ve dış politika, olumlu ya da olumsuz yönleri ile en çok konuşulan, tartışılan sorunlar arasında yer almıştır. Bilindiği gibi bu sorunlardan biri ya birkaçı milyonlarca insanı ilgilendiriyor. Sorunların çözümünü bekleyen, beklentisi olan milyonlarca insan “Ne zaman?” diye soruyor.
“Ne zaman?” sorusu uluslararası ilişkilerin sorunların çözümünde de sorulur. Beklenti, belirsizlik, ilişkiyi bozar, sorunun çözümünü engeller. Bireyin ve toplumun beklentisi nitelik ve nicelik bakımından önemine göre anlaşılmaz, karşılanmaz ve çözülmezse belirsizlik yaratır. Belirsizlik zararlı etkendir. Kaygıya, korkuya neden olur. Birey güvenini yitirir. Bu durum uzun sürerse insan ya duyarsızlaşır ya da kızgın, öfkeli, saldırgan davranışlar, eylemler yapar. Beklentileri algılama, anlama sorunlara çözüm arama sürecinde “Ne zaman?” sorusunu dikkate alarak doğru, gerçekçi değerlendirme yapmak, uygulamaya yansıtmak gereklidir. Bu gereği yönetim gerçekleştirir. Başka bir değişle devlet beklentileri karşılamak, sorunları çözmek sürecini zaman içinde belirsizliğe yol açmadan çözmelidir.
Kesin cevap verir
Politika: Bir hedefe varmak için insanların duygularını okşamak, zayıf noktalarından ya da uyuşmazlıklardan yararlanmaktır. Başka bir değişle bu popüler politikadır. Politika devlet işlerini dengeli, düzenli, doğru, zamanında yürütmektir. Devlet politikasının ikinci tanımın ilkeleri, kurallar içinde sürdürülmesi zorunludur.
Siyaset: Politikaların belirli ilke ve kuralları içinde, belirli zaman sürecinde topluma yansıtmak ve uygulamaktadır. Siyaset “Ne zaman?” sorusuna kesin cevap verir.
Yönetim bütün kurum ve kuruluşlarında görev yapanların, etkili, yetkili kişilerin, bürokratların, politikacıların kişilik yapılarında temel niteliklerin bulunması zorunludur. Doğaya, canlıya değer vermek, sevmek, saymak, adalet, hak, hukuk ilkelerine uyum sağlamak, öz denetim yapabilmek, özetle vicdanlı olmak bunların başında gelir. Buna ek olarak çalışma, görev, iş sorumluluğu, liyakat, meslek etiği yer alır.
‘Anahtar kavram’dır
Günümüzde bireyin ve toplumun beklentilerini gidermek, sorunları çözmek için duygusal zeka ögeleri yardımcı olmaktadır. Amacı doğru saptamak, beklentileri sorunları algılamak, anlamak için insanı ve toplumu tanımak, çözüm sürecinde zamanı iyi kullanmak, “Ne zaman?” sorusuna doğru, kesin cevap vermek ögelerden birkaç örnektir.
Zaman birimini ve sürecini içeren duygudaşlık, başkalarının duyarlılığını, duygusunu algılamak, anlamak için çaba harcamak (empati), duygu sezgisi, Duygusal Zeka’nın anahtar kavramıdır
Duygu sezgisi beklentiyi giderecek, sorunu çözecek kişinin kendini, beklentisi, sorunu olan kişi gibi algılayarak onu anlamaya çalışmasıdır. Böylece beklentiler, sorunlar doğru, gerçekçi algılanır, anlaşılır. Zararlı bir etken olan zorlanma yaratan belirsizlik oluşmaz.
1954 yılında İ.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’ne asistan olarak girmiş, 1995 yılına kadar uzman, doçent, profesör, yönetici olarak çalışmıştır. 1995 yılında emekli olmuş; 2002-2008 yılları arasında Ticaret Üniversitesi’nde ders vermiştir. Bilimsel çalışma, araştırma ve yayınları gençlik sorunları, ruh sağlığı, ilaç tedavisi, alkol ve madde bağımlılığı alanlarında yoğunlaşmıştır. Yabancı dergilerde 50, yerli dergilerde 200’den fazla yayını vardır. Yirmi beş kitabı yayımlaşmış; yirmi kitabın bir ya da birkaç bölümünde yazıları yer almıştır. İki uluslararası, beş ulusal bilimsel derneğin üyesidir. Dört ödül kazanmıştır.