Fatih Mustafa Çelebi
1991 yılında Ankara’da dünyaya gelen Fatih Mustafa Çelebi, lise eğitimini Bilkent Lisesi’nde almıştır. Lise yıllarında Model Birleşmiş Milletler Kulübü başkanlığını yapmış, okulunu çeşitli ulusal ve uluslararası konferanslarda temsil etmiştir. Şu anda Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü 4. sınıf öğrencisidir. Koç Üniversitesi’nde 2011-2012 yılı Öğrenci Konseyi Başkanlığı yapmış olup, üniversite tarihinde 2. sınıfta Öğrenci Konseyi başkanı seçilen ilk öğrencidir.
Türkiye’nin yeni bir muhalefet tanımına ihtiyacı var. Eğer muhalefet partileri ülkeyi değiştirmek istiyorlarsa, ilk önce kendilerini değiştirmeliler. Değişime karşı duracaklarına, değişime liderlik etmeliler. Kimsenin muhalefette kalmayı özellikle isteyeceğine inanmıyorum. Muhalefette kalmanın sürekli ve değişmez bir durum olmasına karşı çıkıyorum. Ülkeniz için düşündüklerinizi hayata geçirmek, insanınıza, topraklarınıza hizmet edebilmek sahip olunabilecek en büyük imkândır diye düşünüyorum. Bu imkâna ulaşabilmeniz, ideallerinizi eyleme çevirebilme fırsatına erişmeniz için elinizde bir araç, bir güç olmalı. Bu güç, ülkeyi yönetme gücü, yani iktidardır. Ancak peki ya muhalefetteysek?
Muhalefet doğru kullanıldığında iktidara doğru uzanan yolun başlangıç noktası olabilir. Muhalefet partileri şunu anlamalıdır; muhalefet sadece muhalefet değildir.
Türkiye’de Muhalefet
Siyaset kurumu toplumun tamamını yansıtmalı. Ülkemizdeki mevcut sistemde belirli bir eşiği aşmak büyük bir siyasi güç elde etmek için yeterli. Örnek olarak 3,9 milyon oy alan bir siyasi parti meclise giremiyor. Bu durum toplumun bütününün siyaset kurumuna yansımasına engel oluyor. Türkiye’de siyaset kurumu, iktidarıyla muhalefetiyle, bu nedenden dolayı toplumun gerisinde kalıyor.
CHP çoğunlukla suların durulmadığı bir parti görünümündedir ve bu durumun değişmesi şarttır. CHP’ye, gerçek değişim için üç aşamalı bir teklif sunuyorum. Teklifin aşamaları; yeni bir liderlik, yeni bir birlik ve gölge kabine sistemine geçiştir.
‘Yeni Bir Liderlik’
CHP kendisini ve Türkiye’yi değiştirmek istiyorsa kendisine “yeni bir liderlik” anlayışı yaratmalıdır. Bir kurumun cesur ve karizmatik bir lideri varsa, o kurumdaki başarı ve motivasyon ciddi ölçüde artar. Bu siyasette de geçerli. Yeni bir gerçek için cesur ve karizmatik bir lider ve onun takipçisi olacak bir ekip şarttır. CHP’deki mevcut lider kadroya baktığımızda, Kemal Kılıçdaroğlu’nu birçok açıdan takdir ediyorum. Ancak CHP’nin ve Türkiye’nin dünyadaki konumuna baktığımızda ihtiyaç olan lider tipinin çok büyük kitleleri arkasına alabilecek, karizmatik, küresel değişimleri çok iyi okuyabilen, tarihin akacağı yönü hissedebilen ve “yeni” biri olması gerekiyor. Eğer Kılıçdaroğlu, böyle bir liderliğe geçişi hazırlayabilir ve süreci çok iyi yönetirse, Türkiye’ye ve CHP’ye çok büyük bir hizmette bulunmuş olur ve ismi her zaman başarıyla beraber anılır. Kılıçdaroğlu’nun bu düşünceden hareketle partide bir “öncülük” görevi olduğuna inanıyorum.
‘Yeni Bir Birlik’
Bu öncülüğün 2 temel noktada yapılması gereklidir: İlk nokta CHP’nin hem içinde hem de dışında bulunan “3. Yol” diye tabir edilen, toplumla kaynaşan, toplumu iyi dinleyen, girişimci, büyük hedefli ekonomik ve sosyal projeler üreten, Türkiye’yi demokratik ve evrensel hukuk normlarına ulaştırmayı hedefleyen genç ve dinamik liderlerin yetişmesine yardımcı olup, onlara hareket alanı tanımaktır. İşte yeni yüzlere hak ettikleri şans vermek ve yaratıcılığı desteklemek tam da budur. Hele ki partide Gülseren Onanç, Şafak Pavey, Aylin Nazlıaka gibi birçok yenilikçi siyasetçi varken. Onlara mutlaka destek olunmalı, onlar gibi oyunu değiştirebilecek, ortaya farklı bir karakter koyabilecek insanlara kapılar açılmalıdır.
İkinci temel nokta ise, CHP’nin yeni felsefeye geçişini engelleyen kim varsa onlara artık dünyanın değiştiğini kararlı bir biçimde anlatarak, kendilerini bu felsefeye sahip çıkmaya davet etmek, onlara bu doğrultuda kucak açmaktır. Parti içindeki herkesi ortak bir amaç doğrultusunda birleştirmek çok önemlidir. Ancak, partinin yürüdüğü yeni yolda yürümeyi kabullenemeyenler ve bu birlikteliği bozma gayreti içinde olanlar varsa, isimleri, geçmişleri ne olursa olsun kendilerini partiden saygı ve sevgi çerçevesinde uzaklaştırmak doğru olacaktır.
CHP için zaman, muhalefet için muhalefeti bırakıp, “yeni bir birlik” kurma zamanıdır.
‘Gölge kabine...’
Gölge Kabine sistemi doğru uygulandığı takdirde, muhalefetin en geçerli silahlarından biri olacaktır. Sistemin basit mantığı şudur: Muhalefetteki parti bugün iktidarda olsaydı, hangi konuyla partinin hangi üyesi ilgilenirdi? Örnek olarak, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı kim olurdu? Bunların hepsinin muhalefet partileri tarafından belirlenip, bu insanlardan bir “Gölge Kabine” oluşturulmalı ve Gölge Kabine olarak adlandırılan alternatif iktidar ekibi, bütün kamuoyuna açıklanmalıdır. Türkiye’nin dış politikasıyla ilgili muhalefet partisinin temel görüşlerini gölge Dışişleri Bakanı açıklamalı ve yine dış politikayla ilgili partinin duruşunu gölge Dışişleri Bakanı belirlemelidir. Toplumsal meselelere ağır akademik raporlarla yaklaşmak yerine, ekip oyununu ön plana çıkaran gölge kabine sistemi her zaman daha etkilidir.
Gölge kabine üyeleri her fırsatta ülkeyi dolaşmalı, toplumu dinlemelidir. Gölge kabine partinin en aykırı isimlerini kapsayabilmeli, ülkenin çeşitliliğini yansıtmalı, tartışmalar partiyi pratik projeler ve politikalar üretmeye götürmelidir. İşte doğru muhalefet, ancak böyle sonuç odaklı ve pratik bir yöntemle sağlanabilecektir.
‘Tarihi Yeniden Yazmak’
Ulus olarak bir hedefimiz, hepimizi aşan ortak bir amacımız olmalı. Bu hedef, ideolojiler ve siyasi görüşler üstü olmak zorunda.
Türkiye’nin insanını en fazla mutlu edecek seviyeye gelmesi için ülkenin bütün kesimleri ahenk içinde hareket etmelidir. Bu ülke tek başına hiçbir kesime ait değildir ve ülkeye tek başına o veya bu, hiçbir kesim hükmedemez.
Türkiye’deki bütün kesimlerin birbirinden öğreneceği çok şey vardır. Doğru ve etkin muhalefet, toplumun her kesimine, gençlere şans veren adaletli siyaset kurumu ve saygılı bir iktidar bu öğrenmenin işaret fişeği olabilir. En nihayetinde, farklılığın yarattığı bir birlik güçlü birliktir.