Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye terör eylemlerinin arttığı canlı bombaların eylem yaptığı, yüzlerce terör kurbanının olduğu dönemde Suriye’ den iç savaş nedeniyle kaçan milyonlarca göçmenin sorunlarını çözmeye çalışıyor.

Batı’da birkaç devlet belirli sayıda sığınmacı kabul ediyor. Bazı sivil toplum kuruluşları yardım elini uzatıyor. Bazı devletler sınırlarına gelen göçmenlerin ülkeye girmesini önlemek amacıyla duvar örüyor. Tel örgü yerleştiriyor. Terörden kaçanların bir kısmı denizde boğuluyor.

15-16 Kasım 2015 tarihinde Antalya’da toplanan devlet başkanlarının katıldığı ekonomik ağırlıklı G-20 zirvesinde bile göç ve terör sorunu gündemi oluşturmuştur. Fransa’ da, Paris’te terör katliamı göç ve terör sorununu güncelleştirmiştir.

Haberin Devamı

Sözlük anlamda göç, ailenin ev, kent, ülke değiştirmesidir. Ancak zorlamaya neden olan göç, doğal, ekonomik, kültürel, politik nedenlerle insanların, ailelerin, belirli bir toplum kesiminden, bir köyden, kentten, ülkeden başkasına gidip yerleşmesidir. İnsanlık tarihi boyunca, olay yaratan büyük göçler olmuştur. Doğal koşullar nedeniyle Orta Asya’dan Anadolu’ya; ekonomik koşullar nedeniyle Avrupa’dan Amerika’ya; kültürel-siyasal nedenlerle, Rusya’dan Avrupa’ya göçen insanlar kültürel, toplumsal, politik olayların temel konusu olmuştur.

Bu alanda yapılan toplum bilim araştırmaları son kırk, elli yıl içinde artmış ve göç olayının bireyde yarattığı davranış değişikliklerini saptayacak toplumsal ruhbilim yöntemleri geliştirmiştir.

Richmond’un araştırması

Göçün, neden-sonuç ilişkisini inceleyen ilk ve önemli bilimsel araştırma, 1969 yılından Richmond tarafından yapılmıştır. 1978 yılında Gillman, 1972-1977 yılları arasında Sovyet Rusya’dan başka ülkelere göçen insanların karşılaştıkları sorunları yayınlamıştır.

Günümüzde göç, bireysel, toplumsal, ulusal ve uluslararası çatışmalara, tartışmalara yol açan; ekonomik, kültürel, toplumsal, yasal boyutları olan; saldırgan davranışların, şiddet eylemlerinin nedenleri içinde yer alan önemli bir sorun durumuna gelmiştir.

Göçün yarattığı sorunları inceleyen araştırmalar iki grupta toplanmıştır:

Haberin Devamı

Göçe neden olan, doğal, ekonomik, kültürel, siyasal ve toplumsal kaynaklı zararlı etkenlerin bireye etkisidir.

Göçün yarattığı sorunların, doğal, ekonomik, kültürel, siyasal sonuçları. Bunlara bağlı toplumsal tepkiler, saldırgan davranışlar ve şiddet eylemlerinin toplumsal ortama yansıması.

Ekonomik koşullar

Her iki grupta yer alan açıklamalar, göçün değişken ve devingen bir süreç olduğunu göstermiştir. Göçte doğal, ekonomik, kültürel, siyasal nedenlerle itici olan bir toplumdan, aynı nedenlerle çekici duruma gelen bir başka topluma geçiş söz konusudur.

Araştırmalar, göçün karar verme, uygulama, uyum sağlama ve uyum gibi birbirini izleyen evrelerden oluşan bir süreç olduğunu göstermiştir. Bu süreç içinde, karar verme ve uyum sağlama evrelerinde bireysel ve toplumsal sorunların yoğunluk kazandığı, sorunların bireyin zihninde bulunan davranış kalıpları ile toplumun davranış kalıpları arasındaki çatışmadan, çelişkiden kaynaklandığı saptanmıştır.

Haberin Devamı

Ayrıca yine araştırmalar, karar verme ve uyum sağlama evrelerinde bireyin kişilik yapısının, becerisinin, yeteneğinin, ekonomik, kültürel düzeyinin, siyasal eğiliminin önemli rol oynadığını da vurgulamıştır.

Ülkemizde kırsal bölgelerden, küçük kentlerden büyük kentlere ve başka ülkelere yapılan göçlerde, 1980’li yıllara kadar ekonomik nedenler ve işsizlik ön planda rol oynamışken, 1980’li, 1990’lı, 2000’li yıllarda, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde siyasal baskılar, terör, kimi köylerin ve mezraların boşaltılması göçü hızlandırmıştır.

Birbirini tetikler

Ekonomik yetersizlik ve işsizlik nedeniyle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlere ve başta Almanya olmak üzere dış ülkelere göçen insanlar; 1980’den sonra bunlara eklenen sözünü ettiğimiz öteki nedenlerden bir yandan aynı yerlere göç ederken, öte yandan Adana, Diyarbakır, Van gibi büyük illere, küçük illere, ilçelere göç etmişlerdir.

Ülkemizde, 1960’lı yıllardan günümüze kadar göçün nedenlerini ve sonuçlarını inceleyen birçok araştırma ve çalışma yayınlanmıştır.

Bugüne kadar toplanan bilgilerin ışığı altında göçün, bireyin ruhsal yaşantısında çatışma, çelişme yarattığı, toplumsal ortama uyumu zorlaştırdığı, birey toplum arasındaki iletişimi bozduğu görülmüş, tüm bunların da göçe bağlı sorunları ortaya çıkardığı saptanmıştır.

Kırsal bölgelerden, küçük kentlerden, geleneksel toplumdan büyük kentlere, dış ülkelere göç eden insanlar, kültür çatışması, toplumsal çözülme, alt kültürlerin oluşması gibi toplumsal süreçler içinde yaşamak zorunda kalırlar.

Ülkemizde ve dış ülkelerde göç eden insanların bir bölümü çoğunlukla din, mezhep, tarikat, aşırı milliyetçilik ya da etnik köken yanlısı köktenci partilerin, yasal ya da yasadışı örgütlerin etkisi altında olan alt kültürlere katılmakta, partiler yasal ya da yasa dışı örgütler tarafından, saldırgan davranışların ve şiddet eylemlerinin militanı olarak kullanılmaktadır.

Göç sorunun doğru ve gerçekçi çözümü, göçe neden olan doğal, ekonomik, kültürel, politik, siyasal, toplumsal kaynaklı zararı ve etkenleri saptayıp değiştirmek, dönüştürmek, düzeltmektir. Göç terörü, terör göçü tetikler.

Prof. Dr. Özcan Köknel

Prof. Dr. Özcan Köknel, 1954 yılında İ.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğine asistan olarak girmiş, 1995 yılına kadar uzman, doçent, profesör, yönetici olarak çalışmıştır. 1995 yılında emekli olmuş; 2002-2008 yılları arasında Ticaret Üniversitesi’nde ders vermiştir. Bilimsel çalışma, araştırma ve yayınları gençlik sorunları, ruh sağlığı, ilaç tedavisi, alkol ve madde bağımlılığı alanlarında yoğunlaşmıştır. Yabancı dergilerde 50, yerli dergilerde 200’den fazla yayını vardır. Yirmi beş kitabı yayımlaşmış; yirmi kitabın bir ya da birkaç bölümünde yazıları yer almıştır. İki uluslararası, beş ulusal bilimsel derneğin üyesidir. Dört ödül kazanmıştır.