Geleceğin amfisi için teknoloji şimdiden hazır

Sektör olarak, eğitimin geleceğine ve teknolojinin nasıl öğrenme deneyimini daha da iyileştirmek için bir kolaylaştırıcı olarak kullanılabileceğine bakmaya o kadar çok zaman harcıyoruz ki, halihazırda ne kadar mesafe kat ettiğimizi unutmak kolay olabiliyor.

Günümüzün öğretim tarzları artık tek boyutlu değil, daha ziyade öğrencilerin sadece birlikte çalışmasına imkân vermekle kalmayıp, aynı zamanda gündemi ve devam eden tartışmaya şekil vermelerine de imkân sağlayan, çekici ve interaktif bir deneyim sağlıyor. Sunumları şeffaf sayfalara yazıp, tepegöz yardımıyla grupla paylaştığımız günlerden bu yana çok mesafe kat ettik.

Aktif öğrenmeye olanak sağlamak

Modern teknoloji çözümleri, öğrencilerin halihazırda akıllı telefon ve tabletler gibi cihazlarını sadece yalnız olduklarında değil, sınıfta da kullanmalarına imkân vererek, öğrenme deneyimi kapsamında doğrudan iş birliği çözümleri ile bağlantı kurmalarına imkân veriyor. Bu, küçük ekipler halinde bir araya gelen öğrencilerin iş birliğine dayalı bir görevi yapmasına, proje içeriklerini görüntüleyip tartışmasına ve ortak kararlar vermesine imkân sağlıyor.

Bu teknolojinin en iyi yönünü ise, halen gelişiyor olması oluşturuyor ve ileriyi düşünen kuruluşlar, aktif öğrenmenin geleceğine nasıl imkân sağlayacaklarına bakıyorlar.

Örneğin, Galler Üniversitesi Trinity Saint David (UWTSD), tüm kampüslerindeki öğrencilerin eğitim deneyimini dönüştürmek üzere, altyapısına ciddi yatırımda bulunuyor. UWTSD, geleneksel amfi ve oditoryumlardan katılım ve eğitimsel kazanımı iyileştirecek iş birliğine dayalı ve interaktif öğrenim tarzlarına imkân veren en son teknolojiye sahip öğrenim alanlarına geçişe imkan veriyor.

Uzaktan öğrenim

Sadece sınıflar değil, aynı zamanda kurumsal ortam da bir hızlı değişim döneminden geçiyor. Artan maliyetler ve azalan kar marjları, tam anlamıyla global bir işgücüne olan talebi beslerken, teknolojideki ilerlemeler de personelin aynı coğrafi konumda bulunma ihtiyacının, o da şayet varsa, seyrek hale gelmesi anlamına gelen gitgide ilerlemiş uzaktan çalışma çözümleri yoluyla buna imkân veriyor.

Uzaktan öğrenme şeklinde yüksek öğretimde de yansıma bulan bu trendin, zamanla, gitgide daha yaygın hale gelmesi son derece olası.

İnternetin yükselişi ve yüksek çözünürlüklü PTZ kameralar ve ders kayıt çözümleri gibi teknolojilerin maliyetindeki düşüşler, uzaktan öğrenimi göz açıp kapatıncaya kadar ilerleterek öğretmen ve okutmanların video içerikleri yaratmasına ve MOOC’lar (devasa açık çevrimiçi dersler) yoluyla öğrenim oturumlarının öncesi ve sonrasında bunları erişilir kılmasına imkân veriyor. Öğrenciler de daha sonra salt bir ders kitabının ötesinde, birçok bilgi kaynağını kullanarak kendilerine uygun bir saatte öğrenip hazırlanabiliyorlar.

Sonuçlar fazla söze gerek bırakmıyor

Teknolojik araçlar ile zenginleştirilmiş ve aktif öğrenme tekniklerine doğru bu hareket, sadece teknoloji için teknoloji anlamına gelmiyor; araştırmalar bunun gerçekten sonuç verdiğini ortaya koyuyor. STEM denekleri üzerinde, aktif öğrenimin etkisine dair en büyük ve en kapsamlı incelemeyi gerçekleştiren Ulusal Bilim Akademisi tarafından yürütülen çalışma, gerçekten heyecan vericiydi. Sonuçlar, geleneksel yöntemlerle ders verilen bir sınıftaki öğrencilerin sınıfta kalma olasılığının, aktif öğrenimin kullanıldığı derslerdeki öğrencilere kıyasla 1.5 kat daha yüksek olduğunu gösteriyordu. Bu tür kanıtların, yaklaşan değişimi göz ardı etmenin imkansızlığını ortaya koyduğuna şüphe yok.

Geleceğin sınıfı

İşin aslı, geleceğin sınıfının tam olarak neye benzeyeceğini kesin şekilde öngöremeyiz. Uzaktan öğrenme ve aktif öğrenmenin gitgide önem kazanması ve eğitim sektöründe temel bir unsur haline gelmesi olası.

Sınıf, statik bir ortam olabilir, ama öğrenim deneyimi kesinlikle statik değildir. Teknoloji, bu noktaya gelmemize imkân verdi ve buradan nereye gideceğimizi görmeyi ve bu süreçte rol almayı iple çekiyorum; yukarıdan başka gidecek bir yön yok.

Alexandra Parlour

(Sony Profesyonel Çözümler Avrupa Pazarlama İletişimi Müdürü): 1998 yılında profesyonel kariyerine başlayan Alexandra Parlour, farkındalık ve talep yaratan çok kanallı pazarlama kampanyaları ve CRM programlarını planlamak ve uygulamak için geniş bir uygulama geçmişine sahip, B2B alanında oldukça deneyimli bir pazarlama iletişimi yöneticisidir. 20 yıldır sektöre hâkim olan Parlour, tecrübelerini Sony’de aktarmaya devam etmektedir.